Koronavirüs süreci başladığından beri kovid sonrası hastalıklarla ilgili pek çok çalışma yürütülüyor. Bilim insanlarının yaptığı yeni çalışmalar, akciğer enfeksiyonu olarak bilinen Kovid-19'un kalpte de ciddi hasarlar bıraktığını gösteriyor. Kalp kası iltihabının yüzde 95 oranında viral hastalıklardan kaynaklandığını ifade eden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İ. Polat Canbolat, "Aşıya oranla koronavirüs sonrası kalp kası iltihabı görülme riski çok yüksek. Ama daha sansasyonel olduğu için kalp kası iltihabı aşıyla birlikte gündeme geldi. Ama her türlü viral hastalık kalp kası iltihabına yol açabilir. Hatta aşıda olma ihtimali 1'se hastalığa bağlı gelişme ihtimali 100. Aşıya bağlı olan kalp kası iltihabı genellikle ayakta hafif semptomlarda, göğüs ağrısı, hafif ateş ve öksürük gibi şikâyetlerle atlatılıyor. Hastalığın kendisinin seyrindeki miyokardit atağında ise özellikle hastaneye yatışta ve yoğun bakım hastalarında gözüktüyse ölüme sebep olabiliyor" şeklinde konuştu.
"KOVİD İNME, KALP KRİZİ VE PIHTI ATMASINI DA TETİKLİYOR"
Kovid sonrası diğer organ yetmezliklerinin de gelişebildiğini dile getiren Canbolat, "O yüzden ne sıklıkla görüldüğü ile ilgili kesin bir şey söylemek doğru değil. Hastalık aynı anda farklı sistemleri de tutabiliyor. Bunun dışında kovide bağlı olarak inme, farklı tipte kalp krizleri tetiklenebiliyor. Bu hastalarda özellikle yoğun bakım sürecinde oksijen oranı çok düşüyor ve damarın kendisinde sorun olmasa bile kalbi besleyen damarlara oksijen gitmediği için bu da kalp krizine sebep olabiliyor. Bunun dışında hastalık sırasında ya da sonrasında akciğere pıhtı atması gelişebiliyor. Damarın iltihaplanması, geçici görme bozuklukları ve geçici görme kayıplarına da sebep olabiliyor. Ama bu hastalıkların görülme oranı şimdilik düşük gözüküyor" ifadelerini kullandı.
"KALP HASTALIKLARI KOVİD'LE BİRLEŞİNCE DAHA ÖLÜMCÜL SEYREDİYOR"
Bu hastalıkların kovidle birlikte seyrettiğinde öldürücülüğünün daha fazla olduğunu söyleyen Canbolat, "Bu hastalıklara karşı en temel önlem aşı. Daha sonra genel kurallarımız olan el yıkama ve toplu alanlarda maske takmaya özen gösterme gibi önlemler tüm viral enfeksiyonlardan korur. Ayrıca Kovid'e bağlı olarak hareketsiz yaşam sağlıksız yaşamı beraberinde getirdi. Bu da kalp damar hastalıkları riskini artırdı. Bilinen kalp damar hastalığı olan kişiler de daha çabuk yorulmaya başladılar çünkü kaslarını kullanmıyorlar. Bu da kovid geçirmeden kalp damar hastalığı olan bireylerin ömrünün kısalmasına sebep oluyor. O yüzden ben kendi hastalarıma açık ortamda mümkünse her gün 40 dakika kadar yürüyüş yapmalarını öneriyorum" diye konuştu.
"KOVİD SONRASI KALP HASTALIKLARINDA ARTIŞ VAR"
Kovid salgınının ilk dönemlerinde kişilerin şikâyetleri olsa bile hastaneye gitmekten çekindiklerini ve evde ani ölümlerin sayısının arttığını belirten Canbolat, şöyle devam etti: "Düzenli kontrollerini aksattıkları için uygun şekilde tedavi edilemiyorlar. Bir diğer sorun da hastalar pandeminin başlarında raporlu ilaçları doktora gitmeden alabiliyorlardı. Fakat 2 yıldır bu şekilde alınması durumunda da ilaçların düzenli kontrol altında kullanılmamasına bağlı sorunlar da artmaya başladı. Yani temel olarak baktığımızda hem Kovid-19'a bağlı kalp komplikasyonlarıyla karşılaşıyoruz hem de Kovid-19 geçirmeyenlerde korkuya bağlı, hastaneye başvurmamaya bağlı komplikasyonlarda artış görüyoruz."