Aşkın, hem kadının hem erkeğin yaşadığı en derin duygulardan biri olduğunu ifade eden Uzman Psikolog Yeliz Arda; "Hiçbir ilişkiye biteceğini düşünerek başlamıyoruz. Ama bazen ortak ya da tek taraflı alınan kararlarla kendimizi ayrılık sürecinde bulabiliyoruz. Bu süreç sadece bir zamanlar sevdiğiniz biriyle artık birlikte olmamak anlamına gelmeyip, aynı zamanda çiftlerin bir dizi yaşam değişikliğine de yol açıyor. Özellikle ayrılıklarda ilişkiye dair dair gelecek hayalleri de sona eriyor. Genellikle ayrılığın ardından kendimizi kederli, üzgün bazen de öfkeli hissederiz. Ayrılık süreci, partnerimizin hem fiziksel hem de duygusal olarak yokluğunu temsil ettiği için yas süreçlerine benzer. Çünkü bir zamanlar her anımızı paylaştığımız kişinin yokluğu, onun bizim hayatımızdaki ölümüne denktir." dedi.
KADINLAR DAHA ÇOK ACI ÇEKİP DAHA KOLAY ATLATIYOR
Ayrılıklarda acı evrensel olsa da, bir ayrılıktan sonra erkek ve kadın arasında bazı belirgin farklılıklar olduğunu ifade eden Arda, bu konuda yapılmış bilimsel bir araştırmayı örnek gösterdi. Arda, "Araştırmada; 96 ülkeden 18 ile 23 yaş arasındaki 5 bin 705 kadın ve erkeğe ayrılık sonrası çektikleri duygusal ve fiziksel acıyı 1-10 arasında değerlendirmeleri istendi. Kadın katılımcılar, duygusal acı için 6.84, erkekler ise 6.58 oranında duygusal acı, kadınlar 4.21, erkeklerde ise 3.75 oranında fiziksel acı çektiklerini ifade etti. Veriler doğrultusunda; kadınların ayrılık acısından daha çok etkilenmesine karşın daha çabuk ve güçlü atlatabildikleri bilgisine ulaşıldı. Ancak erkeklerin ayrılıktan sonraki süreçlerde de daha fazla acı yaşadığını söyleyebiliriz." şeklinde konuştu.
"YETİŞTİRİLME TARZLARI, İNANÇ SİSTEMLERİ DE ELBETTE ÇOK FAZLA ETKİLİDİR"
Erkeklerin ayrılıktan duygusal olarak fazla etkilenmelerinin nedeninin ayrılık sonrası, kişiliklerinin ve öz-saygılarının zarar görmesinden duydukları endişe olduğunu belirten Arda; "Sonuçların bu şekilde çıkması ayrılık sürecinin her iki cins içinde farklı algılanması, kültürel bazı özelliklerden ve cinsiyet rollerinden de kaynaklandığını söyleyebiliriz. Yetiştirilme tarzları, inanç sistemleri de elbette çok fazla etkilidir. Erkekler ayrılığın hemen ardından kadınlar gibi ani, yoğun acı ve duygusal yoksunluk yaşamazlar." açıklamasında bulundu.
KADINLAR AYRILIĞI, ERKEKLERE GÖRE DAHA YAPICI KARŞILIYOR
Arda; "Sonlanmış ilişkisine dair geçmiş duygular, anılar ve tecrübeler çok sonradan fark edilmeye başlar. Erkeklerin ayrıldıktan sonra bu durumla başa çıkmak için seçtiği yol, duygularını ve ihtiyaçlarını daha yapıcı bir şekilde yönlendiren kadınlardan çok daha farklı. Erkekler, ya hiçbir şey yapmadan acısını yaşıyor ya da alkol, uyuşturucu veya şiddet gibi eğilimlerde bulunuyor. Hatta bazı erkekler, o şimdi ne yapıyor, kiminle birlikte diye eski eşini takip etmekten kendini alamıyor. Ayrılık sonrası erkekler daha çok özlem duyar, kaybettikleri ilişkiyi daha fazla düşünürler. Kadınlar ayrılık kararı verdikten sonra ayrılık acısını süreç içinde yaşamaya başlar ve ayrılık gerçekleştiğinde de sonlandırır. Araştırmalar her ne kadar başlangıçta kadınların duygusal acılarının yüksek olduğunu gösterse de, süreçte kadınlar daha çabuk toparlıyorlar. Onlar acıyı keskin, sonuna kadar yaşarken kısa sürede üstesinden gelebiliyor. Kadınlar, 'Çalışmayan organı acıya rağmen kes ve yoluna bak' eğiliminde olurlar. Eski ilişkilerine, eski partnerlerine geri dönmekte isteksiz oluyorlar. Geçmişe bakmak istemiyorlar. İyi ve kötü zamanlar, tecrübelerini paylaştığı her şey zihninde giderek silinmeye başlar. Bir ilişkinin bitişinin hemen ardından, eski anıları, tekrar tekrar anımsayarak bunların hissettirdiklerini tekrar tekrar yaşarlar. Ayrılık acısını yeniden yaşadıktan sonra etkisi giderek azalır. Bir nevi sistemik duyarsızlaşma yaşarlar." dedi.