Kadın odaklı çalışmaların çok geniş çerçeveli ve disiplinler arası bir boyut taşıması nedeniyle ilk toplantıya Yüksek Öğretim Kurulu (YÖK) Denetleme Kurulu'nun tek kadın üyesi Prof. Dr. Güler Alkan ile birlikte Ankara'daki 40'a yakın kadın akademisyen katıldı. AK Parti Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, kadının beşeri sermayeni güçlendirmek için kadın akademisyenlerimizle buluşmak istediklerini söyledi. Keşir, akademisyenlerin alanda yaptığı çalışmalarla başta kadına yönelik şiddetle mücadele olmak üzere AK Parti Kadın Kolları Başkanlığı'nın devam eden ve yapacağı her kadın projede kendilerine yol gösterip katkı sağlamaların istedi.
KADINSIZ BÜYÜK TÜRKİYE HAYALİ KURULMAZ
Kadının beşeri sermayesinin nasıl güçlendirileceği ve ona yönelik yeni politikaları nasıl oluşturacakları kadın akademisyenlerin deneyimleri siyasiler aracılığı ile politika önerisine dönüşmesini istediklerini aktaran Keşir, "Son 20 yıldır kadınlar için farklı çalışmalar yapıldı. Toplumun ve dünyanın kanayan yarası olan kadın yoksulluğu ve kadına yönelik şiddetle mücadelemizi 2002'den beri aralıksız sürdürüyoruz. Töre ve namus cinayetleri yok denecek kadar azaldı. Bundan sonraki yol haritamız önemli. Cumhurbaşkanımız , 'Kadını dışlayan bir toplum gücünün yarısından vazgeçmiş demektir' diyor. Büyük Türkiye hayalimiz için çalışıyoruz. Bizler Büyük Türkiye hayali kuruyorsak bunu kadınlardan bağımsız düşünemeyiz. Bunun için siz kadın akademisyenlerin deneyimleri, çalışmalarını referans alıp siyasi politika önerisine dönüşmesini istiyoruz" dedi.
AKADEMİSYENLER ÜZERİNE DÜŞEN GÖREVİ YAPMALI
YÖK Denetleme Kurul Üyesi Prof. Dr. Güler Alkan, "Bizler öncelikli olarak kadınız. Hislerimiz, duygularımız erkeklere göre daha farklı. Öğrencilerimizi erkek hocalar gibi görmüyoruz. Öğrencilere bakıyoruz ama hangi problemleri olduğunu görüyoruz. Hepimizin bir bilgi gücü var. Biz bu gücümüzü eğer ki kullanamazsak hiçbir anlamı yok. Bir araya gelmemiz çok önemli. Z kuşağı çok üzücü ki apolitik yetişiyor. Dünyada ne olup bittiğinin farkında değiller. Sorunlar kendilerine yansımadığı sürece hiç önemli değil. Öğrencilerimize sahip çıkıp onları yetiştirmemiz gerekiyor. Şiddet gören kadınları eğitimsiz diye sınırlandırmamalıyız. Üniversite mezunu olup eşinden şiddet gören kadınlar var. Kadına yönelik şiddetle mücadele akademisyenlere çok görev düştüğünü düşünüyorum. Üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız" diye konuştu.
"ŞİDDET HAYATIMIZIN HER YERİNDE"
Şiddetle mücadele ve istihdamla ilgili çalışma yapılması gerektiğini belirten Ankara Medipol Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Nevin Şanlıer, "Kadın olarak çok sorunumuz var. Şiddet sadece aile içinde değil aile dışında da şiddet var. Özellikle okullarda akran şiddeti çok fazla. Çevreden çok sıkıntı görüyoruz. Bu nedenle en önemli konulardan bir tanesi şiddetle mücadele etmektir. Üniversite mezunu kadınların sayısının fazla olması çok güzel ama bu kadınların istihdama katılımını da artırmak gerekir. Bunun için çalışmalar yapılmalı" ifadelerini kullandı.
GÖNÜL GÜCÜ İLE ÇALIŞMALIYIZ
Hacettepe Üniversitesi eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şefika Şule Erçetin ise meseleyi dayanışma içinde çözmek gerektiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Son 20 yıldır Türkiye'de kadınlarla ilgili çok ciddi ve güzel adımlar atıldı. Buna karşın kadınların çok ciddi sorunları var. Kadına yönelik şiddet konusunda hala yapmamız gereken pek çok şey var. Bu meseleyi bir kadın meselesi olarak görmenin ötesinde erkeklerle dayanışarak bir insani mesele olarak görmeliyiz.Ayrıca kadınların yüksek öğretimde yönetici pozisyonlarının daha çok güçlendirilmesi ve yükseltilmesi gerekiyor. Öte yandan ülkemizde kadınların da ağırlıkta olduğu göçmen grubunu ağırlıyoruz. Göçmen grubuna yönelik çok yönlü çalışmalar yapılmalı. Ortaklaşa gönül gücü ile çalışmalıyız."