Kâbe'nin içinde ne var ya da Kâbe'de ne var, sıkça merak edilen ve cevap arayan bir sorudur. İslam âleminin önemli bir dini merkezi olan Kâbe her yıl birçok Müslüman tarafından ziyaret edilmektedir. Sözlükte dört köşeli olmak veya küp şeklinde olmak anlamına gelen Kâbe'nin bölümleri neler, baktığımızda birden fazla bölümü bulunmaktadır. İslam âleminin önemli bir parçası olan Kâbe'nin içindeki sandığın içinde ne var ve de Kâbe'nin içinde neden 3 direk var, bilgilerini araştırdığımızda var olan her unsurun bir anlamı olduğuna ulaşırız.
Çeşitli kültürlerdeki ve dinlerdeki rivayetlere göre yeryüzü yaratılmadan önce Kâbe suyun yüzeyinde duran beyaz bir öz imiş. Allah(c.c) yeryüzünü yaratmak istediğinde ise bu özün altından başlayarak yeryüzünü yayıp genişlettiği söylenir. Bazı kaynaklara göre Kâbe ilk defa melekler tarafından bu öz üzerine inşa edilmiştir. Bazı kaynaklarda da tarafından ilk defa Hz. Âdem inşa edildiği rivayetleri vardır. Yine başka bir rivayete göre de Hz. Âdem sadece temelini yapmış ve de beytin kendisi ise gökyüzünden indirilerek bu temelin üzerine konulmuştur.
Hz. Âdem öldükten sonra Allah onu kaldırarak Hz. Âdem'in çocukları çadırın yerine çamur ve taştan bir ev inşa etmiş. Nuh Tufan'ından sonra ise inşa edilen Kâbe'nin yeri kaybolmuş. Dolayısıyla Allah, Hz. İbrahim'e yerini göstermeyene kadar insanlar Kâbe'nin varlığından habersizdiler. Daha sonra Hz. İbrahim, oğlu İsmail'in de yardımıyla Kâbe'yi taştan, çamursuz, alçısız, çatısız ve damsız olarak yeniden inşa etmiş. Hz. İbrahim'in inşaatından sonra Kâbe, bazı kabileler tarafından tekrar tamir edilmişse de Kureyşliler bazı nedenlerden dolayı harabe haline gelen Kâbe'yi yıkıp yeniden inşa ettiler. Bugün ise Kâbe Müslümanların hac ibadetinde bulunduğu kutsal bir yerdir. Her yıl dünyanın her yerinden birçok Müslüman ziyaret etmektedir.
Sözlükte "dört köşeli veya küp şeklinde olmak" anlamındaki Arapça ka'b kökünden gelen ka'be "küp şeklinde nesne" demektir. Kâbe sözünün gerçek anlamı da bu nedenle küptür. İslam dünyasında ise Kâbe, bazen de Kâbe-i Şerif olarak geçen bu kutsal yer, Müslümanların en önemli camisi ve Müslümanların namaz ibadetini yerine getirmesindeki kıblesidir. Suudi Arabistan'ın Mekke kentinde olan Kâbe'nin geçmişi İslam öncesine kadar dayanmaktadır.
Arabistan topraklarının yönetimi Osmanlı Devleti'ne girmesiyle birlikte Kâbe, Osmanlı Dönemi'nde I, Süleyman tarafından onarılmıştır. Yine Osmanlı'da Kâbe'nin beşinci ise onarımını I. Ahmed döneminde görmüş daha sonra da IV. Murad döneminde sel baskını sonucu yıkılmış ve yeniden onarılmıştır. Müslümanlar için bu kadar önemli bir yapıt olan Kâbe'nin içinde dokuz adet oyma, bir adet altın kabartma ayet, işlemeli tahta bir sandık, oymalı ve içinde tütsü yakılan tarihi bir ocak, metal zemzem testileri ve kandiller bulunmaktadır.
Müslümanların ilk kıblesi olan ve tarihi İslamiyet öncesine dayanan Kâbe, yaklaşık 1,5 metre genişliğinde olan temeller üzerine kurulmuştur. Mekke civarından getirilen bazalt taşlarıyla yapılan Kâbe'nin duvarında muhtelif ebatlarda 1614 taş bulunmaktadır. Küp şeklinde olduğu için köşeleri dört ana yönü gösteren Kâbe'nin her bir köşesinin ayrı bir ismi vardır. Doğu köşesine "Haver-i Esved" ya da "Şarkî", kuzey köşesine "Irakî", batı köşesine Şâmî" ve güney köşesine de "Yemânî" denir.
Yine Kâbe'nin doğu köşesinde yerden 1,1 metre yükseklikte gümüş mahfaza içerisinde "Hacer-i Esved" bulunur. Hâce-i Esved tavâfın başlama ve bitiş noktasını işaret etmektedir. Bilindiği olduğu üzere Hacer-i Esved, "siyah taş" anlamına gelir. Hâlbuki bu taş, cennetten çıktığı zaman sütten ve kardan daha beyazmış. Ancak zamanla kendisine dokunan insanların günahları sebebiyle kararmıştır. Bir diğer bölümü de yağmur sularının aktığı Altınoluk'tur. Kâbe'nin içine girmek için diğer bölümü Kâbe Kapısı'dır. Rukni Irakî ve Rukni Şamî arasında kalan duvar hariç diğer üç duvara bitişik olan kısma da Şazirvan denmektedir.