İzmir'in Selçuk ilçesindeki Ayasuluk Tepesi kazılarında yaklaşık 800 yıl öncesine ait olduğu değerlendirilen 12 metrekarelik zemin döşemesi ortaya çıkarıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığının izni, Türk Tarih Kurumu ve İzmir Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu başkanlığında gerçekleştirilen Ayasuluk Tepesi kazıları, tarihe ışık tutmayı sürdürüyor.
ZEMİN DÖŞEMESİ ORTAYA ÇIKARILDI
Kazı ekibinin son olarak bulduğu ve uluslararası arkeoloji dünyasında yankı uyandıran 5 santimetre yüksekliğindeki Miken heykelciğinin ardından Aziz Yuhanna Kilisesi civarında Bizans döneminden kalma 12 metrekarelik "opus sectile" tekniği olarak bilinen şekilli mermer parçalarının bir araya getirilmesinden oluşan zemin döşemesi ortaya çıkarıldı.
ARKEOLOJİ DÜNYASINA DUYURULDU
Benzerlerine Denizli'deki Hierapolis ve Laodikya antik kentlerinde rastlanan renkli zemin döşemesinin milattan sonra 12. veya 13. yüzyıldan bugüne ulaştığı değerlendiriliyor. Kazı ekibi, Orta Bizans döneminde bölgedeki kilisenin aktif olarak kullanıldığını kanıtlayan zemin döşemesi ilgili çalışmayı, 12-15 Mayıs'ta düzenlenen 6. Uluslararası Mudanya Mozaik Sempozyumu'nda arkeoloji dünyasına duyurdu.
TEMİZLİK ÇALIŞMASI SIRASINDA BULUNDU
Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu, AA muhabirine, bölgedeki zemin döşemesinin küçük bir kısmının daha önceden bilindiğini, temizlik çalışmaları sırasında, "opus sectile" olarak değerlendirdikleri alanın daha geniş bir alana yayıldığını fark ettiklerini söyledi.
Mozaiğin 12. veya 13. yüzyıla tarihlendiğini kaydeden Mimaroğlu, zeminin şekilli mermer parçalarının bir araya getirilmesini kapsayan bir teknikle hazırlandığını belirtti.
MİLATTAN SONRA 6. YÜZYILA DAYANIYOR
Mimaroğlu, yer döşemesinin altında da milattan sonra 6. yüzyıla dayanan bir mozaik bulunduğu bilgisini vererek, şunları kaydetti:
"Geçen yıl yaptığımız çalışmalarla bir panel ortaya çıkarıldı. Panelin konservasyonu yapıldıktan sonra sergiye açılmasını sağlamak istiyoruz. Justinianus döneminde yani milattan sonra 6. yüzyılda yapıldığını düşünüyoruz. Vaftizhanenin etrafındaki kısımda zaten bu zemin döşemenin varlığından haberdardık. Bu şekildeki panel daha sonra değişik mermerlere örtülmüş. Bu mermer parçalarının şekillerle geometrik desenlerle süslenmesi, kilisenin aslında ne kadar anıtsal olduğunu gösteriyor."
Mermerlerin Ayasofya'da olduğu gibi farklı coğrafyalardan getirildiğine işaret eden Mimaroğlu, "Kazılar sırasında kuzey bölümde opus varlığından haberdardık ama bizim ortaya çıkardığımız bugüne kadar yayınlanmamış, yayınlarda olmayan bir örnekti. Sempozyumda bunu tanıtma fırsatı elde ettik. Kilise içindeki çalışmalarımız sürdükçe bu tür önemli verilerin ortaya çıkacağını düşünüyoruz." dedi.