Müze Müdürlüğü, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Türk İslam Arkeolojisi Bölümü Öğretim Üyesi ve Smyrna Antik Kenti Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Akın Ersoy danışmanlığında çalışma başlatarak, bölgedeki kalıntıların, yazılı kaynaklardan bilinen ancak izine bugüne kadar rastlanmayan Çakı Bedesteni'ne ait olduğunu tespit etti.nToprağın yaklaşık 2,5 metre altında keşfedilen buluntuların olduğu alan korumaya alındı.
KALINTILAR BEDESTENİN KORİDORUNA AİT
Doç. Dr. Akın Ersoy, Çakı Bedesteni'nin Osmanlı tarihi açısından önemli olduğunu söyledi.nÇalışmalarda "cam şişe" parçalarına rastlandığını aktaran Ersoy, bedestende daha çok züccaciye ürünlerinin satılmış olabileceğini ifade etti.
Ersoy, Büyükşehir Belediyesinin de koruma çalışmalarına destek verdiğini belirterek şöyle konuştu:
"Çakı Bedesteni, 17. yüzyıldan başlayan ve 300 yıllık sürece tanıklık eden bir miras. 48 dükkandan oluşan hanın varlığını yazılı kaynaklardan biliyorduk ama daha önce hiç ulaşamamıştık. Önemli bir Osmanlı mirasını yakalamış olduk. Şu anda belgelemeler yapılıyor, döşeme kaldırılacak ve kalıntılar olduğu yere tekrar döşenecek. Bu belgeler sayesinde önemli bir yapı hakkında bilgi sahibi olacağız."
KALINTILAR ALTYAPI ÇALIŞMASININ ARDINDAN YERİNE YERLEŞTİRİLECEK
İzmir Arkeoloji Müzesi Müdürü Hünkar Keser ise kentin önemli merkezlerinden Halit Ziya Caddesi'nin geçmişte de ticaret merkezi olarak kullanıldığına dikkati çekti.nİzmir 1 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü tarafından alınan karara göre, bedestene ait tüm verilerin toplanacağını, rölevesinin çıkarılacağını ve belgelemenin yapılacağını anlatan Keser, kalıntıların titizlikle çıkarılacağını ve altyapı çalışmaları tamamlandıktan sonra yeniden eski yerine yerleştirilerek üstünün kapatılacağını kaydetti. Çakı Bedesteni'nin tek katlı bina olduğu bilgisini veren Keser, "17. yüzyıldan kalma bu yapı, 1922 yılındaki İzmir yangınının izlerini taşıyor. Günümüzde 300 yıllık bir mirasın hatıralarını gösteriyor." dedi. Keser, tarihi mirası korumak için titizlikle çalışma yaptıklarını vurgulayarak, "Temizlik, bakım ve onarım yapıyoruz. Çalışma şartlarımız zor. Ekiplerimiz kanalizasyon suyu içinde çalışıyor, suyu ve toprağı temizliyor. Arkeolojik değer taşıyan her şeyi ellerimizle koruyoruz." diye konuştu.