İstanbul'da korkutan manzara. Sarıyer Rumeli Feneri Mahallesi sakinleri, mahallelerinden denize dökülen Kolağası Deresi'ndeki kirlilik ve kötü koku sorununun çözülmesini bekliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) sorumluluk alanı içerisinde yer alan Rumeli Feneri Mahallesi'nin içinden geçerek Karadeniz'e dökülen Kolağası Deresi'ndeki kirlilik ve kötü koku, çevre halkını ve esnafı rahatsız ediyor.
Bölgedeki evlerin lağım sularının aktığı ve çöplerin bulunduğu derede, suyun renginin de griye döndüğü görülüyor.
Kirlilikten ve kötü kokudan dolayı sivrisineklerin oluşmasına ve hastalıklara sebep olan dere, mahalle sakinlerinin şikayetine neden oluyor.
MAHALLE SAKİNLERİ VE ESNAF TEPKİ GÖSTERDİ
Rumeli Feneri Mahallesi Muhtarı Serkan Gerçek, yaptığı açıklamada, mahalledeki derede lağım suyu, kötü koku ve sivrisinek gibi sağlığı etkileyen sorunların olduğunu söyledi.
Derenin yanına yapılan foseptik çukurunun da çok dolduğunu ve her an patlayabileceğini anlatan Gerçek, dere ile foseptik çukuru konusunda yetkililere sürekli şikayetleri ilettiğini ama çözüm bulunamadığını belirtti.
Muhtar olduğu 3 yıldan beri sürekli bildirmesine rağmen Kolağası Deresi'nin ıslahı için kimsenin gelmediğini dile getiren Gerçek, şöyle konuştu:
"İBB'ye bağlı İSKİ'nin bu foseptiğin içini boşaltacak araçları yok. Çünkü araçlar içerideki katılaşmış maddeyi çekemiyor. Buraya arıtma tesisi yapılacağı, ellerinde projelerinin olduğu söylendi. Projeleri gösterdiler. Atık su daire başkanlıklarına gittik. 'Tamam, çözüyoruz oldu bitti' denildi. Hiçbir şey olmadı."
Deredeki kötü kokuya işaret eden Gerçek, "Buradaki kokuyu siz lodos estiği zaman bir gelin de içinize çekin çekebiliyorsanız. Şimdi bu sorunu İBB'ye bağlı İSKİ'nin gelip çözmesi lazım. Biz defaatle üstümüze düşeni yaptık. Bir sonuç alamayınca son çare sesimizi basın aracılığıyla duyurmak kaldı." diye konuştu.
Rumeli Feneri'nin turistik bir yer olduğunu vurgulayan Gerçek, Rumeli Feneri Kalesi'nin hemen yanında böyle bir derenin bulunmasının turistik bir bölgeye yakışmadığını anlattı.
Mahalle sakini Sinan Kaplan, dereye evlerin lağım suyunun aktığını ve bu yüzden derenin kötü koktuğunu, yetkililere bu durumu söylediklerini ama bir türlü çözüm bulunmadığını belirtti.
Derenin kenarında evi olan Şefik Yalçın, derenin yanında foseptik çukuru da yapıldığını ve bu yüzden kötü koku olduğunu ifade ederek kendisine ziyarete gelen misafirlerin, "Bu lağımın içerisinde nasıl oturuyorsunuz?" diye sorduklarını söyledi.
Şefik Yalçın'ın eşi Mürvet Yalçın, her tarafın pislik içinde olduğunu belirterek "Yazın durulmuyor burada. Sinek, her şey... Kapılarda oturulmuyor bunun pisliklerinden. Bir çare bulunmasını istiyoruz. Sarıyer Belediyesine 50 kere gittik ama bir çözüm bulamadık." dedi.
"İNSANLAR YAZIN HEMEN DERENİN AKTIĞI YERDE DENİZE GİRİYORLAR"
Evlerin lağım suyunun direkt dereye aktığını söyleyen Mehmet Kobaner, bölgeye bir rögar konulmasını ve kirli suyun denizin belli bir mesafesine kadar götürülmesi gerektiğini vurguladı.
Derenin kötü koku ve sivrisinekler nedeniyle mikrop kaynağı olduğunu dile getiren Kobaner, belediyenin sadece derede suyun akışının hızlanması için göllenme oluşturan ot ve çalıları geçen aylarda temizlediğini söyledi.
Kobaner, deredeki kirliliğin bir yerde toplanıp bir arıtmayla veya başka bir şekilde temizlenmesi gerektiğini anlatarak "Çünkü burası bir enfeksiyon kaynağı, bulaşıcı hastalık kaynağı, parazit kaynağı. İnsanlar yazın hemen derenin aktığı yerde denize giriyorlar. Bir tarafta lağım var bir tarafta insanlar denize giriyor. " diye konuştu.
Esnaf Ahmet Öztürk, derenin yanında restoranda çalıştığını ve rüzgar olmadığında derenin kokusundan durulmadığını söyledi.
Müşterilerin tepki gösterdiğini anlatan Öztürk, "En az 8-10 masamızdaki müşterilerimizin koku yüzünden masadan kalkıp gittiğini biliyorum. Öyle bir sorunumuz var." dedi.
Sevtap Arslan, deredeki kötü koku yüzünden balkonda ve bahçede oturamadıklarını belirtti.
Koku ve sivrisinekler nedeniyle evinin pencerelerini bile açamadığını anlatan Arslan, yetkililerden derenin üstünü kapatmasını istediklerini, bu konuda mahalle sakinleri olarak imza topladıklarını ama çözüm olmadığına dikkat çekti.
Üç yaşındayken denize soktuğu oğlunun mikrop kaparak hastalandığını ifade eden Arslan, sorunun bir an önce çözülmesini istedi.