Karaköy Galata'da, Perşembe Pazarı'ndaki Arap Camisi, binalar arasında sıkışıp kalışıyla dikkat çekerken, tarihi ise 1305 yıl öncesine dayanıyor. 600'lü yılların sonu, 700'lü yılların başında İslam orduları karadan ve denizden yaptıkları seferle İstanbul'u (Konstantinopolis) fethetmeye çalıştı. Şehir İslam ordusu tarafından üç kez kuşatıldı. Üçüncü kuşatmayı ise (716-717) İslam ordusunun ünlü komutanı Mesleme bin Abdülmelik yaptı. Bir yıl boyunca kale içini fethedemese de Galata bölgesini ele geçiren Abdülmelik, 7 yıl boyunca askerleriyle birlikte burada kaldı.
İLK EZAN SESİ
Ayrıca ünlü kumandan, Bizans Kralı Leon ile Müslümanların ibadetlerini yerine getirmesi için ise bir anlaşma yaptı. İşte bu anlaşma sayesinde Arap Camisi (717) o dönem yapıldı. Böylece kadim şehir İstanbul'daki ilk cami ve ilk ezan sesi de o dönem bu camiden yükseldi. Şam'da isyanlar çıkınca ise Halife Ömer bin Abdülaziz'in Mesleme bin Abdülmelik'i geri çağırdığı tarihi kaynaklarda yazıyor ve sırf bu nedenle de Konstantinopolis'in (İstanbul) kuşatmasının sonlandırıldığı belirtiliyor. Cenevizliler Galata bölgesini aldığında ise cami (800'e kadar cami olarak kaldı) kiliseye dönüştürülüp çan kulesi eklendi. Fatih Sultan Mehmed ise İstanbul'u fethettikten (1453) iki yıl sonra çan kulesini minareye çevirerek tarihi yapıyı tekrar aslına yani camiye dönüştürdü.
ARAP CAMİSİ'NİN BİLİNMEYENLERİ
Mimari özelliği Arap tarzını yansıtan caminin minaresi 716'da Şam'da yapılan Emevi Cami'nin minaresini anımsatıyor.
Cami ahşap olmasına rağmen tahtakuruları yapıya yanaşmıyor. Haşerat ve böcekler camiden uzak duruyor.
Fatih Sultan Mehmed, kumandan ve tabiin (sahabeyi gören Müslüman) olan Mesleme bin Abdülmelik hürmetine Arap Camisi'nin yanı başına makam yaptırdığı ifade ediliyor. Kabrinin ise Şam'da olduğu belirtiliyor.
Caminin mihrap kısmında olan çilehane, ilk mescidin temelinin atıldığı ve ilk ezanın okunduğu yer.
Cami içindeki duvarlarda Arapça yazılar mevcut. Bu yazılarda İstanbul'un fethiyle ilgili hadisin beyit hali ve silik bir şekilde ebced hesabı yazıları var.
Mesleme bin Abdülmelik'in, Ayasofya'daki Üçbucak denilen yerde de ibadet ettiğini Evliya Çelebi aktarıyor.
Kutsal emanetlerin örneğin Sakal-ı Şerif'in eskiden caminin çilehane kısmında saklandığı belirtiliyor. Günümüzde güvenlik nedeniyle cami imamına zimmetli olarak muhafaza ediliyor.