İstanbul'un kadim tarihinde birçok evliyanın hatırası var. Bugün de şehrin farklı semtlerinde bulunan manevi önderlerin türbeleri ziyaret ediliyor, ruhlarına Fatiha'lar okunarak yad ediliyor. İstanbul Boğazı'nın girişinde ve çıkışında ise dört manevi koruyucu olduğuna inanılıyor. Bu manevi önderlerin türbeleri ise Boğaz'ın girişinde Beykoz'da Hz. Yuşa peygamberin, Beşiktaş'ta Yahya Efendi'nin, Sarıyer'de Telli Baba'nın, Üsküdar'da ise Aziz Mahmud Hüdayi hazretlerinin türbeleri… İşte İstanbul Boğazı'nı ve denizcileri manen koruduğuna inanılan gönüllerin sultanları dört manevi koruyucunun hikâyesi...
BEYKOZ'DA HZ. YUŞA
Hz. Musa'nın Hz. Hızır ile denizde buluştuğunda yanında olan gencin Hz. Yuşa peygamber olduğu söylenir. Hz. Yuşa, Hz. Musa ile Boğaziçi'ne geldiğinde ise vefat eder. Ölümünün arından Boğazı ve Karadeniz'i aynı anda gören en yüksek tepeye gömülür. Anlatılana göre kabrinin keşfi şöyle yapılır: Yahya Efendi üç gün üst üste rüyasında Hz. Yuşa'yı görür ve rüyasında Hz. Yuşa'nın "Ben Yuşa Peygamberim ve şu tepede yatıyorum. Gel yerimi tespit et ve beni ziyaret et" değini söyler. Yahya Efendi rüyadan hemen sonra tepeye gidip etrafa bakınır. Yahya Efendi tepedeyken bir çobanla karşılaşır, çobana burada olağanüstü bir olay yaşanıp yaşamadığını sorar. Çoban ise koyunlarının hiç otlamadığı bir yer olduğunu belirterek koyunlarının o otlamadıkları yerin üzerinden asla geçmediğini anlatır. Bu cevabı alan Yahya Efendi, bu manevi olayla Hz. Yuşa peygamberin kabrini keşfeder ve çevresi duvarla çevrilir. Osmanlı padişahları da Hz. Yuşa'nın kabrine hürmet gösterir. Örneğin 1755'te Sadrazam Yirmisekiz Mehmet Çelebi Hz. Yuşa Camii'ni yaptırır.
BEŞİKTAŞ'TA YAHYA EFENDİ
Kanuni Sultan Süleyman'ın sütkardeşi Yahya Efendi, İstanbul halkının sevgisini kısa sürede kazanır. Kanuni'nin "Ağabeyim, hocam!" diyerek hitap ettiği Yahya Efendi ise dergâhına gelenlere "âşık" diye hitap eder. Kanuni de dergâh sohbetlerine katılıp feyz alır. Yahya Efendi sadece Müslüman ahali arasında değil, Gayrimüslimler arasında da meşhurdur. Çünkü Gayrimüslimlerin Müslüman olmasına aracı olur. Bundan kaynaklı da Rumlar, Yahya Efendi'ye "gönülleri çalmayı iyi bildiği" için "Hırsız Aziz" (Hırsız Evliya) adını verir. Ayrıca Osmanlı donanması Yahya Efendi'nin Beşiktaş'ta Boğazı gören dergâhına yaklaşıp Yahya Efendi'den sefer öncesi dua istediği söylenir. Yahya Efendi'nin donanma askerlerinin isteğini kırmayıp onları dua ederek sefere uğurladığı belirtilir.
SARIYER'DE TELLİ BABA
Boğaz'ın bir diğer manevi koruyucusu Telli Baba'nın türbesi Sarıyer'deki Rumelikavağı'nda. Hakkında fazla bir bilgi olmamasına rağmen kimi rivayetler mevcut. Telli Baba ile ilgili ilk rivayet Yıldırım Beyazıt ve II. Murat zamanında İstanbul'u kuşatanlardan biri olduğu. İkinci rivayete göre ise Anadolu'nun fethi için gelen Süleyman Şah'ın ordusundan bir Selçuklu kumandanı ya da alpereni… Denizciler için önemli bir önder olduğu belirtilen Telli Baba'nın bir başka rivayete göre Emevi-Abbasi ordularıyla, İstanbul'u kuşatmaya gemilerle gelen sahabe ya da tabiin (sahabeyi gören Müslüman) olabileceği yönünde.
ÜSKÜDAR'DA AZİZ MAHMUD HÜDAYİ HAZRETLERİ
Üsküdar Doğancılar mevkinde türbesi bulunan Aziz Mahmud Hüdayi Hazretleri, Bursa'da kadılık yaparken, gördüğü bir rüya sonrası görevini bırakır. Hocası Muhammed Üftade'den feyz alıp imtihanlardan geçer. Şeyhine hizmetinden dolayı Üftade Hazretleri "Oğlum! Padişahlar ardınca yürüsün," diye dua eder. Aziz Mahmut Hüdayi hazretlerinin elini yedi padişahın öptüğü söylenir. Boğaz'ın manevi önderlerinden olduğu belirtilen Aziz Mahmud Hüdayi ile ilgili olarak anlatılar da mevcut. Onlardan biri ise denizdeki ölümlerle ilgili. Yaşadığı dönem teknelerin alabora olması nedeniyle Boğaz'da ve Haliç'te çok ölen olur. Bu sebeple Aziz Mahmud Hüdayi'den dua istenir. O da dua eder ve o dönem Aziz Mahmud Hüdayi'nin duasına hürmeten, Üsküdar'dan Sarayburnu'na giden bir Hüdayi yolu oluştuğu anlatılır.
Aziz Mahmut Hüdayi hazretlerinin duası ise şöyle:
Yâ Rabbî! Kıyâmete kadar bizim yolumuzda bulunanlar, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip rûhumuza Fâtiha okuyanlar bizimdir… Bize mensub olanlar, denizde boğulmasınlar; âhir ömürlerinde fakirlik görmesinler; îmanlarını kurtarmadıkça ölmesinler; öleceklerini bilsinler ve haber versinler ve de ölümleri denizde boğularak olmasın!