İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından bu yıl 13'üncüsü düzenlenen ve tüm dünyadan binlerce sanat meraklısının akın ettiği İstanbul Bienali yarın başlıyor. Bienal bu yıl Tophane'deki Antrepo no. 3, İstiklal Caddesi üzerindeki Arter ve SALT Beyoğlu, Karaköy'deki Galata Özel Rum İlköğretim Okulu, Unkapanı'ndaki İMÇ 5'inci Blok'ta bulunan 5533'te ücretsiz olarak düzenleniyor. Bu yıl Fulya Erdemci küratörlüğünde "Anne, ben barbar mıyım?" başlığı altında düzenlenen bienalin temel meselesi barbar, şehirli ve vatandaş kavramları. Bienale ilham olan cümle şair Lale Müldür'e ait. Barbar kelimesinin kökeni ise eski Yunanca barbaros kelimesi. Bu dönem "Yabancı" anlamına gelen bu kelime Yunanlı olmayan ve Yunanca'yı düzgün konuşamayanlardan söz etmek için kullanılıyor. Bugün ise genellikle, belirli bir kültürde aykırı olarak algılanan davranış biçimlerini anlatıyor. Bu çerçevede bienalde de bu sözcüğü ve farklı anlamlarını sorgulayan eserler yer alıyor.
ÇOCUKLARA EĞİTİM
20 Ekim'e dek gezilebilecek bienalde farklı ülkelerden toplamda 88 sanatçı var. Türkiye'den 15 sanatçı ve sanatçı kolektifine yer verilecek. İstanbul Bienali'nde İKSV ve PACE Çocuk Eğitim Merkezi de çocuklar ve gençler için eğitim programı düzenliyor. Eğitim programları bienalin son haftasına dek haftada altı gün, 8-11, 12-14, 15-18 yaş arası çocuk ve gençler için ücretsiz düzenlenecek. Bunun haricinde rehberli turlarla bienali gezmek isteyen yetişkinler için de biletler gişelerde satılacak.
İşte bienalden ilginç eserler...
1-
Jose Men dez Blake - Şato :
Antrepo no 3'te bulunan bu eserde alanın bir ucundan bir ucuna tuğlalardan kurulmuş bir duvar uzanıyor. Duvarın özelliği hiç harç kullanılmadan tuğlalar dizilerek yapılmış olması. Tuğlaların en altında da 1922 tarihli Kafka'nın Şato romanı bulunuyor. Eser Kafka'nın bu romanına gönderme yapıyor.
2- Shahzia SIkan der Paralaks :
1969 Pakistan doğumlu sanatçı Sikander'in çalışması Antrepo no. 3'te özel bir odada sergileniyor. Bu etkileyici eserde dev bir ekranda bir animasyon şöleni izliyor aynı zamanda da Nazım Hikmet, Lale Müldür gibi Türk şairlerin şiirlerini dinliyorsunuz.
Bitkilerin iletişimini dinletip izleten eser
Endonezya'da kurulan Honf vakfının araştırmalarıyla üretilen Diamanyeti (CSM) Türü eseri bitkilerin aralarında kurdukları iletişimi sesli ve görüntülü olarak sunuyor. Fulya Erdemci, eser için "Barbar kelimesi sesini duymazdan geldiklerimiz için kullanılır. Bu eser bunu kırıyor ve bize bitkilerin dilini gösteriyor" diyor.