Kuran'ı Kerim, insanların Allah'ın emir ve yasaklarına uyması için gönderilmiş kutsal bir kitaptır. Bu kutsal kitapta yer alan sureler, eski dönemlerde Allah'ı ve Peygamber Efendimiz'i reddeden kavimlerin başına gelenleri aktararak, ders alınması gerektiği vurgulanmıştır. Bu surelerden birisi olan İsra suresi, Medine'de indirilmiştir. Bu surede İsrailoğullarının iman etmemekte ısrar etmesiyle başlarına gelenler anlatılmaktadır. İsra suresinin her bir ayeti çok önemlidir. Bu surenin 105. ayeti ise manevi hastalıklardan korunmak için okunur.
وَبِالْحَقِّ اَنْزَلْنَاهُ وَبِالْحَقِّ نَزَلَؕ وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا مُبَشِّراً وَنَذٖيراًۘ
Bismillahirrahmanirrahim
Ve bil hakkı enzelnâhu ve bil hakkı nezele, ve mâ erselnâke illâ mübeşşiran ve nezîrâ.
Rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla
Biz Kuran'ı sadece gerçeğin bilgisi olarak indirdik, o da (sana) yalnız gerçeği söyleyerek geldi; seni de ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdi.
İsra suresinin 105-106. ayetleri içerisinde bu ayeti de kapsayan bir tefsir söz konusudur;
Kur'an'ın "gerçeğin bilgisi" olmasından maksat, onun yalnızca gerçeği, doğruyu içermesi; Allah'ın varlığı, birliği, aşkın sıfatları, peygamberlik ve âhiret hayatı gibi temel dinî akîdeleri, bütün ilâhî dinlerde ortak olan evrensel hakikatleri bildirmesidir. Âyet aynı zamanda Kur'an'ın da hak olduğunu, yani hem Allah'ın kelâmı olduğunda kuşku bulunmadığını, hem de ebedî olarak kalacak olan değişmez hakikat olduğunu, gerçeğin ortaya konması dışında başka bir amaçla indirilmediğini dile getirmektedir (Râzî, XXI, 67-68). Taberî'ye göre Kur'an'ın hak olarak indirilmesinden maksat, onun adalet ve insafı, güzel ahlâkı, iyi ve övgüye değer davranışları emretmesi; zulüm, haksızlık, kötü huy ve çirkin davranışları yasaklamasıdır (XV, 177).
Kur'an, Hz. Peygamber'e kırk yaşından itibaren yirmi üç seneye yakın bir sürede âyetler ve sûreler halinde kısım kısım indirilmiş; bu da Resûlullah'ın ilâhî tebliğleri insanlara zamana, zemine ihtiyaçlara ve şartlara göre yavaş yavaş, anlata anlata, hazmettirerek okuması, duyurması imkânını getirmiştir. Bu durum aynı zamanda müminlerin de ilâhî hükümleri merhale merhale, alışa alışa uygulamalarını sağlamıştır. Hatta içki yasağıyla ilgili âyetlerde olduğu gibi bazı âyetler, insanların doğal olarak birden terketmeleri mümkün olmayan kötü alışkanlıklarını, yanlış inanç ve telakkilerini zaman içinde terketmelerini kolaylaştıracak bir süreçte indirilmiştir.