Kahramanmaraş merkezli ilk depremde Hatay'ın İskenderun ilçesinde sağ çıktığı evinin enkazına günler sonra gelen Ahmet Süralp, kızının ayakkabısını ve bazı eşyalarını bulunca duygusal anlar yaşadı.
Depremlerden önce İskenderun'da iş makinesi operatörü olarak çalışan Süralp'in eşi ve 7 ile 14 yaşlarındaki kızlarıyla yaşadığı Mustafa Kemal Mahallesi'ndeki 5 katlı apartman, Pazarcık merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen 7,7 büyüklüğündeki depremde yıkıldı.
Apartmanın 5'inci katında yaşayan Süralp ailesi, kısa süre sonra kendi imkanlarıyla enkazın altından çıkmayı başardı. Hafif yaralanan aile bireyleri, daha sonra İzmir'deki akrabalarının yanına yerleşti.
Süralp, enkazı incelerken 14 yaşındaki kızının ayakkabısının tekini ve kendine ait bazı eşyaları buldu. Yıkıntılardaki bir demirde komşusunun çocuğuna ait Galatasaray formasının asılı olduğunu gören Süralp, cep telefonuyla fotoğrafını çekerek çocuğun annesine göstermesi için eşine gönderdi.
- "Bir şey sanki bizi yatağın kenarına attı"
Ahmet Süralp, depreme ailece uykuda yakalandıklarını, evin birden sallanmaya başladığını söyledi.
Sarsıntının kısa sürede geçeceğini düşündüklerini dile getiren Süralp, depremin bir süre sonra daha da şiddetlendiğini ifade ederek, "Duracak gibi değildi. Anlatılacak bir şey değil o an. Çok kötü salladı. Daha çok şiddetlendi. Sağ sol yaptı, bizi içine çekti. Onu hatırlıyorum. Ondan sonra başka hiçbir şey hatırlamıyorum." dedi.
Çöken binanın enkazının altından kendi imkanlarıyla çıktıklarını anlatan Süralp, şöyle konuştu:
"Sanki biri yer gösterdi bana. Kafamı uzattım, asfaltı gördüm zaten. Ondan sonra kendimiz çıktık. Büyük kızımı bulamadım. 10-15 dakika sonra da onu yukarıda bir yerde buldum. En tepedeydi. Yatağın üstünde yatıyor gibiydi. Ayağının üstünde kolon vardı. Kolonu kenara çektik, onu da çıkardık. İşin ilginç tarafı nasıl çıktığımı da hatırlamıyorum. Komşularımızdan birkaç kişi dışında herkes vefat etti. Çok zor bir durum. 5 katlı bina, 10 daire vardı. Biz 5'inci kattaydık. Yataktan kalkamadık zaten. Kalkabilseydik biz de ölmüştük. Bir şey sanki bizi yatağın kenarına attı. Küçük kızımız Allah'tan yanımızdaydı. Yoksa onu da bulamazdık. Çok garip bir duygu. Şu kadar yığın içinde ufacık da olsa bir parça olsa hatıra arıyor insan. Anlatacak kelime yok. Çok zor bir durum. Allah kimseye yaşatmasın."