Ukrayna-Rusya Savaşı'nda 9'uncu güne girildi. Sivillerin tahliyesi için bazı yerleşim yerlerinde geçici olarak ateşkes ilan edildi. Yer yer sıcak çatışmaların da yaşandığı Ukrayna'daki savaş mağdurlarının tahliyesi de devam ediyor. Bugün birçok insan Ukrayna'dan başlayan umut yolcuğunu Edirne sınırında sonlandırdı. Ateş hattından Türk sınırlarına giren savaş mağdurları, beraberinde getirdikleri hikayelerini SABAH'a anlattı.
KUCAĞINDA 4 AYLIK BEBEĞİYLE GELDİ
Edirne'nin Kapıkule Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye gelen savaş mağdurlarından biri de Ukraynalı Kristina. Kucağında henüz 4 aylık bebeği, elinde 5 yaşındaki minik evladı. Dul olduğunu söyleyen Kristina, Türkiye'ye gelmenin "tek umudu" olduğunu söylüyor. Başından geçenleri gözyaşları içinde anlatan Kristina "2 çocuğumla birlikte yaşıyordum. Bombalar düştü, yürüdüğümüz sokaklar yerle bir oldu. Sığınaklara indik. 2 çocuğuma bakabilmek için savaştan kaçmam gerekiyordu. Türkiye'den tahliye otobüsleri geldiğini duydum. 2 çocuğumla otobüslere gittim. Türkler beni kendilerinden ayırmadı, yanlarına aldı. Hiç kimsem yok, çocuklarımla Türkiye'ye sığındım" dedi.
"SADECE CANIMIZ KALDI"
Kharkov'da yaşayan ve bugün Kapıkule Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye gelen Azerbaycanlı iş insanı Ayhan Hüseyinov: Her şey bir gün içinde oldu. Gece bombalar patlamaya başladı. Sığınaklara indik, çok yoğun bombardıman yapılıyordu. Sivilleri öldürmeye başladılar, komşumun evini tarafılar. Gece olup karanlık çöktüğünde sokaktaki herkesi vuruyorlar. Çeçen gruplar da Rus askerlerinin yanında yer alıyordu. Yürüdüğümüz yollara roketler saplanıyordu. Oradaki her şeyimizi kaybettik, sadece canımız kaldı. Ya burada öleceğiz, ya da Türkiye'ye sığınacağız dedik. Türkiye'den tahliye otobüsleri geldiğini öğrendik. Otobüslere bindik. Allah Türkiye'den razı olsun" ifadelerini kullandı.
EŞİ SAVAŞTA KENDİSİ TÜRKİYE'YE SIĞINDI
4 ve 6 yaşındaki iki çocuğuyla birlikte Türkiye'ye gelen Ukraynalı Sofiya Katerina "Tanklar sivil sokaklarda gezmeye başlayınca kaçmamız gerektiğini anladık. Ben, eşim ve 2 çocuğum sınıra koştuk. Eşim beni ve çocuklarımızı Türk otobüslerine bindirip Kiev'e geri döndü. Çocuklarımız Türkiye'ye emanet, benim ülkem ise eşime emanet" diye konuştu.
KÖPEĞİNİ BIRAKMADI
Savaş mağdurlarından biri de Anna Starostenko. İlkokul öğretmeni olan Anna, tüylü dostu ile birlikte kilometrelerce süren umut yolculuğunun ardından Türkiye'ye gelmiş. Türkiye'deki akrabasının yanına geldiğini ifade eden Starostenko "Savaş başladığında Türkiye'deki yakınım aradı, gelebileceğimi orada güvende olacağımı söyledi. Ben de Türk tahliye otobüsleriyle savaştan kaçıp buraya sığındım" dedi.