İstanbul Bahçelievler'de geçtiğimiz günlerde özel bir hastanede psikiyatri uzmanı olarak görev yapan Dr. Fikret Hacıosman, odasında silahla vurularak öldürülmüştü. Olayın ardından hastası olduğu öğrenilen 18 yaşındaki şüpheli Serhat Tunçdemir elinde silahıyla hastaneden kaçmış, ardından kısa sürede silahla yakalanarak gözaltına alınmıştı. Şüpheli, işlemleri ardından sevk edildiği Bakırköy Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nce 'Tasarlayarak kasten öldürme' suçu kapsamında tutuklanarak cezaevine gönderilmişti. Suçunu kabul eden şüpheli Tunçdemir'in yaşanan doktor cinayetiyle ilgili verdiği detaylı ifadesi ortaya çıktı. Zanlının savcılıkta verdiği ifadesi şöyle:
İLAÇLARIN ZARARI OLDU
Yaklaşık 5-6 yıldır annem ve babam ile beraber kalırım. Bahçelievler'de bulunan sağlık meslek lisesinde yaklaşık 2 yıl okudum. Sağlıkçı olmak istemediğimden dolayı okulu bırakarak başka bir liseye geçtim. Taşındığımız yıldan beri eski mahallemi özlemem ve oradaki arkadaşlarım ile birlikte olmak istememden dolayı ikamet etmiş olduğum mahalleye bir türlü alışamadım. Bundan dolayı psikolojik olarak bunalıma girdim ve ağabeyim Fuat'ın tavsiyesi ile bir psikiyatr doktor bulduk. Birlikte Dr. Fikret Hacıosman'a 2017'den itibaren yaklaşık 8 ay gittik. Dr. Hacıosman bize bazı testler yapılması için kendi dalından başka bir doktora gönderdi. Biz de orada testlerimizi yaptırdık. Sonuçları zarfla doktora götürdük. Doktor zarfa baktı ve "Korkulacak bir şey yok" diyerek 3 adet ilaç yazıp gönderdi. Bir müddet sonra kullandığım ilaçlar vücudumun sol tarafına uyuşukluk hissi vermeye başladı, okula dahi gidemedim. Bu süreç içerisinde farklı bir hastalık daha meydana geldi. Bu hastalık Krom ve Çölyak'dı. Bundan dolayı hastanede bir hafta yattım. Bu vücudumun sol tarafındaki ağrı sebebi ile Fikret Hacıosman'ın yanına gittim. O bana ilaçları bırakmamamı, devam etmemi istedi. Bu esnada benim psikolojik rahatsızlığım daha fazla nüksetti, ilaçların bana daha çok zararı oldu.
EVDEKİ SİLAHI ALDI
2 Ekim günü saat 08.00 sıralarında okula gitmek üzere uyanarak hazırlandım fakat gitmek istemiyordum. Gittim, kafam yerinde olmadığı için ilk üç derse girdim. Fuat abimi telefon ile arayarak 'Başka bir psikiyatriye gidelim veya randevu alalım' dedim. O da bana okula geri dönmemi söyledi. 'Ben sana randevu alırım, sen okuluna git' dedi. Ben okula gitmedim. Bu sırada babam beni aradı, okula gitmemi söyledi. O sırada kafamda Dr. Hacıosman ile ilgili yazdığı ilaçlardan dolayı daha fazla rahatsızlandığımı, bu ilaçları vermeseydi belki toplumda daha iyi bir yerde olabileceğimi düşündüm. Çünkü arkadaşlarımın yanında durmak istemiyordum. Kendimde değildim. İçimde birine bir şey yapmak vardı. Kime yaparım diye düşünüyordum. Aklıma düştü böylece. Sonra Bahçelievler'deki evime gittim. Annem kapıdaydı. "Hayırdır okuldan neden geldin" dedi. Ben de "Başka bir doktordan randevu aldım, ona gideceğim" dedim. Babama ait olan ruhsatlı tabancayı yatağın altında bulunan çantadan aldım ve mermiyi ağzına verdim. Babamın tabancayı oraya koyduğunu biliyordum. Tabancayı belime takarak hastaneye gitmek üzere evden çıktım ve bir ticari taksiye bindim. Hastanenin önüne gelince indim.
'ODANIZDA BİRAZ DOLAŞAYIM'
HASTANENIN arka kapısından içeriye girdiğini söyleyen Tunçdemir, kapıda herhangi bir güvenlik veya x-ray cihazı olmadığını vurguladı. Tunçdemir, "Dr. Fikret Hacıosman'ın muayene odasına gittim, doktorun asistanı bayan oradaydı. Doktorun öğle yemeğinde olduğunu söyledi. O esnada Hacıosman geldi. Beni görünce odasına gelmemi söyledi. O esnada aramızda herhangi bir konuşma geçmedi. Hacıosman'a hitaben "Ben odanızda biraz dolaşayım" dedim. O sırada başım dönüyordu ve kendimde değildim. Tabancayı belimden çıkardım ve Hacıosman'a doğru 1 defa ateş ettim. Doktor masanın üzerine yığıldı. Odadan koşarak çıktım. Taksiye binerek Esenler- Atışalanı'na gitmesini söyledim. Atışalanı'nda indim. Oradan teyzemin evine gittim ve polisler geldi. Tabanca ile teslim oldum" dedi.