Sergi, Harem mimarisini, harem hizmetlilerinin, haremağalarının ve cariyelerin teşkilatını, padişah kadınları, kızları ve oğullarının Harem'deki yaşamları, eğitim ve ilişkilerini, eğlence ve geleneklerini doğrudan Harem'den alınmış 300'ü aşkın obje, resim, belge ve özel mektupla tanıtma amacında. "Burası padişahın evidir. Harem'in inceleneceği birinci derece kaynak içindeki malzeme ve belgelerdir" diyen Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya göre padişahların anneleri, eşleri, kızları, oğulları ve cariyelerine ait objelerle yüzlerce yıldır spekülasyonlarla, uydurma ya da kulaktan dolma bilgilerle gündeme gelen Harem hayatı böylelikle ilk elden ortaya konuluyor.
Saray ailesinin mahremiyetini ortaya koyan sergideki en ilginç bölümlerden birini ise hanım sultanların yazdıkları mektuplar oluşturuyor. Hürrem Sultan'ın eşi Kanuni Sultan Süleyman'a sevgi ifadelerini, Fatma Sultan'ın babası Yavuz Sultan Selim'e kocasını şikâyetlerini, Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa'nın Gülnuş Emetullah Sultan'a Prut Savaşı'nın gidişatını, Bezm-i Alem Valide Sultan'ın oğlu Sultan Abdülmecid'e Ilıca'da geçirdiği günlerini, Sultan II. Mahmud'un Başkadını Nevfidan Kadınefendi'nin Hac ziyaretini, II. Ahmed'in kızı Esma Sultan'ın izdivacına karar verilişini anlatan mektuplarsa bilinmeyen Harem hayatına dair ilginç tüyolar veriyor. İşte onlardan örnekler...
"Ben aciz kulunuzu sorarsanız canım sultanım, ne gecem gece, ne de gündüzüm gündüzdür. Sizin gibi bir padişahtan ayrı kalmak, beni mahvetmiştir. Vallahi ayrılık acısından yanıp bitmişim. Vallahi dünyada tek dileğim size tekrar kavuşabilmektir. Yoksa benim ızdırabımı anlatmaya ne söz kâfidir ne de kalem."