Hitit tabletleri ve diğer tarihi kaynakları inceleyen araştırmacılar, Hititlerden günümüze uzanan örf ve adetler arasında sadece
başlık parasının
değil iç güveylik, çeyiz götürme, söz kesme ve nişanlılık gibi bir çok geleneklerinde yer aldığını tespit etti. Hititlerle ilgili dikkat çeken bir başka gelenek ise 'lavirat evlilik' olarak tabir edilen kocasını kaybeden dul kadınlarla ilgili evlilikler. Günümüzde de zaman zaman hala uygulama alanı bulan bu tür evliliğin o dönemde de geçerli olduğu gözlerden kaçmıyor.
Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yar. Doç. Dr. Özlem Sir Gavaz, Hititçe çivi yazılı metinlerde başlık parasının karşılılığının 'kušata' kelimesi olduğunu söyledi.
Bununla ilgili olarak Hititlerin kanun metinlerinde 'Eğer genç bir kadın bir adama bağlanmışsa ve onun için o başlık ödediyse ve ondan sonra baba ve anne buna karşı çıkarlarsa o zaman onu adamdan ayırırlar, ama o başlığın iki katı tazminat verirler' gibi bir ifade mevcut olduğunun altını çizen Yrd. Doç. Dr. Özlem Sir Gavaz, 'Bu uygulama halen Anadolu'nun bir çok yerinde maalesef uygulanmaktadır. 'Eğer erkek kızı hala almadıysa, o zaman kendisi için onu reddedebilir, ama ödediği başlıktan o zaman vazgeçer' Görüldüğü gibi hiçbir ayrıntı unutulmamıştır' dedi.
Gavaz, bebeklerin daha beşikte iken ailesi tarafından nişanlandırma adetinin de (beşik kertmesi) Asur Ticaret Kolonileri çağında Hitit öncesi dönemde de rastlanan adetler arasında yer aldığını açıkladı.
Bugün Anadolu'da erkek tarafının kız tarafını ziyareti ile gerçekleşen ve erkek tarafının kızın evlenmesine razı olacak kişiye hitaben 'Allah'ın emri ve Peygamberin kavliyle kızınızı oğlumuza istiyoruz' ifadesinin Hitit İmparatorluk devri krallarından III. Hattušili'nin otobiyografisinde 'Tanrının emriyle, Rahip Bentipšarri'nin kızı Puduhepa'yı zevceliğe aldım' ifadesiyle karşılarına çıktığını anlatan Gavaz, burada geçen 'Tanrı'nın emriyle' ifadesinin günümüze 'Allah'ın emriyle' olarak yansıdığını kaydetti.
Hititlerde 'söz kesilmesi, nişa'' merasimleri, çeyiz, iç güveylik hakkında da bilgi veren Gavaz, 'Eğer bir kız bir adamla nişanlanmışsa ve eğer bir başkası onu kaçırırsa, onu kaçırdığı anda birinci adam ona ne verdiyse o zaman o diğeri ona tazmin etsin. Baba ve anne tazmin etmezler. Eğer baba ve anne onu başka bir adama verirlerse, o zaman baba ve anne tazmin etsinler. Eğer baba ve anne reddederlerse, o zaman o kadın ondan ayrılsın. Böyle bir durumda, günümüzdeki töre cinayetleri düşünüldüğünde Hititler Dönemi Anadolu'sunun daha 'medeni' bir durum sergilediği herhalde aşikardır. Çeyiz konusunda; eğer bir adam karısını alır (onu evine) götürürse, onun çeyizini de kendisi için oraya taşır. Eğer kadın orada ölürse o zaman adamın malı yanar, adam onun çeyizini kendisi için alsın. Ve eğer o babasının evinde ölürse ve kendi çocukları varsa onun çeyizini adam almasın. İç güveyliğe gelince bugün Anadolu'da halen özellikle kırsal kesimlerde rastlanan zengin bir ailenin kızına fakir ya da kimsesiz bir genci alması ve erkeğin kızın ailesi ile birlikte yaşaması yani iç güveylik uygulaması Hititlerde de görülmekteydi. Eski Hitit döneminde kral Huzziya'dan sonra tahta geçen kral Telepinu taht kavgalarına son vermek için kaleme aldırdığı metinde, Hitit kralı Telepinu'nun kendi durumunu da meşrulaştırmak için koyduğu tahta çıkma kuralları, Hititlerdeki iç güveylik uygulamalarının saray mensupları arasında da var olduğunu göstermektedir. Telepinu metnine göre; 'Birinci Prens kral olsun. Birinci dereceden prens yoksa, ikinci dereceden bir oğul kral olsun. Eğer tahta geçecek bir erkek çocuk yoksa, birinci dereceden bir prensese bir içgüveyi koca versinler ve o kral olsun!' Burada şunu belirtmeliyiz ki Telepinu kendinden önce tahtta bulunan kral Huzziya'nın ilk kız kardeşi ile evliydi' dedi.
Levirat evlilik hakkında açıklamada bulunan Gavaz, 'Levirat bilindiği gibi, kocasını kaybeden dul bir kadının kocasının erkek kardeşiyle evlenmesi ya da evlendirilmesi anlamına gelmektedir. Günümüzde hala uygulama alanı bulan bu evlilik türünün ta Hititlerden günümüze hala geçerliliğini koruduğunu Hitit kanun metninde bulunan bir madde bize açıkça göstermektedir: 'Eğer bir adam karısı olarak bir kadına sahipse ve adam ölürse, karısını onun erkek kardeşi alır, (erkek kardeş ölürse) sonra onun babası onu alır. Şayet sonra onun babası da ölürse kadını erkek kardeşinin oğlu alsın, cezaya değer bir eylem değildir' bu madde aynı zamanda Hitit Devleti'nde soyun devamlılığının önemine de vurgu yapmaktadır' şeklinde konuştu.