Farklı semtlerdeki ev ve işyerlerinde aynı yöntemle yapılan soygunlarda artış üzerine İstanbul Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü çalışma başlattı. Hırsızların duvarları delerek girdikleri ev ve işyerlerindeki kasaları murç ya da matkapla açtığı belirlendi. Soygun yönteminden yola çıkan polis, karşısında örgütlü bir çetenin olduğu sonucuna vardı. Uzun soluklu bir çalışmanın sonucunda, çete lideri olduğu iddiasıyla Yıldırım Bozkurt ile yardımcısı olduğu iddia edilen Nurullah Bilen ve Ferhat Araz, Barış Akdemir, Abdullah Çalpan, Rüstem Gültekin, Yunus Taşkıran, Vedat Yıldız, Yıldırım Akbulut gözaltına alındı. Mahkemeye sevk edilen bu 10 kişi hakkında Bakırköy 13. Asliye Ceza Mahkemesi'nde "Hırsızlık, nitelikli olarak konut dokunulmazlığını ihlal, suç işleme amacıyla örgüt kurma, örgüte üye olma, mala zarar verme, konut ve işyeri dokunulmazlığını ihlal" suçlamasıyla 25 yıl 3 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
TEK SEFERDE 3 MİLYON
İddianamede karanlıkta kalan bazı soygunlara ilişkin detaylar da ortaya çıktı. Buna göre, Bozkurt ve Bilen, 4 Ocak 2010'da lüks bir araçla gittikleri Güngören'deki bir işyerinin güvenlik kameralarını devreden çıkarıp kasadaki 205 bin TL, 100 bin dolar, 5 bin euro, 60 cumhuriyet altını, 20 çeyrek altın, 1 beşi bir yerde cumhuriyet altını, 200 adet 1 milyon 400 bin TL değerinde çeki alıp kaçmışlar.
ESKİ GÜVENLİKÇİ İŞİN İÇİNDE
Çetenin Türker İnanoğlu'nun Beykoz'da bulunan yalısını da bir ay içinde beş kez soymaya kalkıştıkları, ancak her seferinde güvenlik görevlilerince engellendikleri ortaya çıktı. Çetenin, 10 yıl önce İnanoğlu'nun yanında çalışan Osman Akça ile iş birliği yaptığı da iddia ediliyor. Davada müşteki olarak ifade veren İnanoğlu, "Bana ait yalıya beş kere hırsızlık teşebbüsünde bulunuldu. Hepsi de güvenlik görevlilerimiz tarafından engellendi. Akça'nın, Bozkurt'u yönlendirdiğini duyduk" dedi.