Ormanlık alanları ve denize kıyısıyla at yetiştiriciliği için ideal bir konuma sahip olan Sarıyer Gümüşdere, tam 12 at çiftliğine ev sahipliği yapıyor. Bu çiftliklerde binicilik, dresaj ve voltij gibi birçok spor için at eğitiliyor. 2010'da kurulan İstanbul Atlı Okçuluk Spor Kulübü Derneği de atlı okçuluk ve tarihi atlı savaş sanatları alanlarında yer almak üzere birçok at yetiştiriyor.
Dernek bünyesindeki atlar hipodromdan emekliye ayrılanlar arasından seçiliyor. Yıllarca yarıştırıldıktan sonra damızlık olarak kullanılan atlar dernek tarafından 5 bin ila 50 bin lira arasında değişen fiyatlarla satın alınıyor. Gümüşdere'deki çiftliğe getirilen bu atlar ruhsal ve bedensel sağlık durumlarının yanında karakter özelliklerine göre de değişen sürelerde rehabilite ediliyor. Gelişim sürecini tamamlayan atlar son dönemlerde oldukça popüler hale gelen tarihi film, dizi ve belgesel projelerinde yer alıyor ve kimi zaman yılda 50 bin kimi zaman 200 bin lira gelir sağlıyorlar.
PLAJDA SPOR SAATLERCE MASAJ
Ekranlarda tarihe hayat veren bu atlar, yenetekleri kadar günlük yaşamlarıyla da dikkat çekiyor. Ekran yıldızlarının günlük rutinini SABAH'a anlatan İstanbul Atlı Okçuluk Spor Kulübü Derneği Başkanı ve 50 yıllık atlı okçu Abdullah Bal: Bu atlar bizim iş arkadaşımız değil, hayat arkadaşımız, oğullarımız, kızlarımız... Sabah şafak sökmeden kalkar önce atlarımızın arpasını sonra da suyunu veririz.
Arpayı iyice sindirmeden kesinlikle su vermeyiz çünkü midede şişme ve rahatsızlık yapabilir. Kahvaltı bitince hem temizlik hem de masaj niyetine atlarımızın tımar işlemini tamamlarız. Daha sonra dinlenmeye bırakıyoruz atları ve kesinlikle öğle sıcağında çalıştırmayız. Daha sonra ormanda ve plajda atları eğitime çıkarır, spor yaptırırız. Sonra tekrar tımar yapar ve akşam yemeklerini veririz.
EKRANLARIN YILDIZLARI
İstanbul Atlı Okçuluk Spor Kulübü Derneği bünyesinde yetiştirilen ve Muhteşem Yüzyıl, Fetih 1453, Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman ve Savaşın Efsaneleri gibi birçok önemli projede yer alan Arslanbeyim, Koray ve Reis, sahne ışıklarıyla tüm ilgiyi üzerlerinde topluyor. 2006 ve 2010 tarihleri arasındaki 4 yıllık yarış hayatında toplamda 266 bin lira kazanç getiren Arslanbeyim'in damızlıktan ekranlara uzanan hikayesini SABAH'a anlatan Abdullah Bal "Arslanbeyim hipodromlarda yarıştırıldıktan sonra damızlık olarak kullanılmaya başlamıştı.
12 sene önce 21 bin lira verip aldım. Aldığım ilk gün karnıma çifte atmıştı. O merhaba tekmesinden sonra çok yakın arkadaş olduk. Dernekte rehabilite ettik. Daha sonra birçok dizi, film ve belgeselde oynamaya başladı. Bugüne kadar 12 yılda 200 bin liraya yakın kazanç sağladı ve dernekteki birçok atın rehabilitesi için kaynak sağladı" ifadelerini kullandı.
AŞAMA AŞAMA EĞİTİLİYORLAR
Hipodromdan ekranlara uzanan atların rehabilitasyon sürecine ilişkin konuşan atlı okçu Ahmet Arslan "Atlar hipodromdan geldiğinde önce kendimizi tanıtır, arkadaşlık kurmaya çalışırız. Ben bir atla arkadaşlık kurmak için bir hafta çiftlikte yatıp kalktığımı bilirim. Atla bağ kurduktan sonra yavaş yavaş sürüşe geçeriz. Önce yavaş koşmayı öğretiriz atlara çünkü hepsi yarışçı olduğu için en hızlı olmaya çalışırlar her zaman. Daha sonra atların yanında ok atmaya başlarız ki oku ve yayı görsün tanısın.
Hipodromdan çıkan at doğayı tanımıyor çoğu zaman. Her şeyden korkabiliyorlar. Bunun önüne geçmek için bütün sporu atın önünde yapar, ona alıştırırız. Sonra yavaş yavaş atın üzerinde yapmaya başlarız. Tüm eğitim tamamlandıktan sonra da oynanacak role ve rol arkadaşına göre at seçeriz. Her at her rolde ve oyuncuyla oynamaz. Atların da insanlar gibi karakterleri oluyor. Lider ruhlu atları sürünün arkasından yürütemezsiniz mesela. Onun ruhunda gerçek bir liderlik varsa hiçbir kuvvet onu arkadan koşturamaz" dedi.