Olay, 1 Ağustos 2020 tarihinde Bağcılar'da gerçekleşti. İddiaya göre, Yusuf Beyhan kendisini Fransa'da çalıştırıp ücretini ödemediği gerekçesiyle daha önce de tartıştığı amcası Dilaver Beyhan ile görüşmeye gitti. Yusuf Beyhan amcasını görür görmez silahıyla arkasından ateş etti. Daha sonra olay yerine gelen küçük amcası Cihan Beyhan ile de tartışmaya başlayan Yusuf Beyhan, amcasını ilk olarak ayağından vurdu daha sonra yanına giderek peş peşe tetiğe bastı.
Cihan Beyhan olay yerinde hayatını kaybederken, kavgada Yusuf Beyhan'ın annesi Nurgül Beyhan da yaralandı. Olayın ardından soruşturma başlatan Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede sanık Yusuf Beyhan'ın yasak yollardan ülkeye giriş yaptığı anlatıldı.
Şüpheli Yusuf Beyhan'ın amcası Cihan'a ateş ettiği ve hayatını kaybettiğinin anlatıldığı iddianamede otopsi raporuna göre maktulün vücudunda 7 adet mermi giriş yarasının tespit edildiği belirtildi. İddianamede sanık Yusuf Beyhan'ın "Kasten öldürme" suçundan müebbet hapis ile cezalandırılmasını talep edildi.
"KAÇ EL ATEŞ ETTİM HATIRLAMIYORUM"
Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesi'nde geçtiğimiz günlerde yapılan ilk duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Yusuf Beyhan, "Amcam Dilaver Beyhan mahalleye taksiyle geldi. Sağ tarafına uzanıp bir şeylerle uğraşınca, silah çıkaracağından korktum. Kendimden uzaklaştırmak amacıyla bir el havaya ateş ettim. Taksiyle gitti. Daha sonra küçük amcam Cihan geldi. Beni azarladı, küfür ve tehditlerde bulundu. Cihan sokağa doğru gidip geldi. Kafamı kaldırınca Cihan amcamın elindeki pompalı tüfeği gördüm. Silahı kaldırdığı gibi anneme ateş etti. Mecbur kaldım, ateş ettim. Ne kadar ateş ettim onu da hatırlamıyorum. Suçlamayı kabul etmiyorum" dedi. Sanığın tutukluluk halinin devamına karar veren mahkeme heyeti, duruşmayı erteledi.
"TORUNUMU ELLERİMLE BÜYÜTTÜM"
İlk duruşmanın ardından konuşan Anne Raziye Beyhan, olayın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen acısının hala dinmediğini söyleyerek
"Oğlum vurulduktan sonra komşular, oğlumun yanına gitmeme müsaade etmediler. 'Gidersen seni de öldürecek' dediler. Bir tarafta torunum, bir tarafta oğlum. Ben torunumu ellerimle büyüttüm, baktım ama o silah alıp, gelip benim kapımın önünde oğlumu öldürdü, hem de sebepsiz yere. Ben o günden beri sürekli hasta ve yataktayım, felç geçirdim. O katilin hapisten çıkmasını istemiyorum, onun yüzünü görmek dahi istemiyorum" dedi.
"SENİN OĞLUN TOPRAĞA BENİMKİSİ HAPSE GİRECEK" DEMİŞTİ
Oğlunun sürekli torununun başına bir şey gelmesin diye koruyup kolladığını anlatan Raziye Beyhan, "Olay günü katilin annesi benim evime gelip 'Bana para vermezsen senin oğlun toprağa, benimkisi de hapse girecek' demişti. Oğluma hep 'oğlum senin evlendiğini de göreyim' diyordum. Bana 'Anne tamam bu sene evleneceğim' diyordu" diye konuştu.
"20'NİN ÜZERİNDE SUÇ KAYDI VAR"
Olayın yaşandığı noktada konuşan müşteki Dilaver Beyhan'ın avukatı Servet Barışer, "Sanığın daha önce 20'nin üzerinde suç kaydı olmasına rağmen Fransa'dan Türkiye'ye gelirken İstanbul Havalimanı'nda hiçbir güvenlik prosedürüne takılmadan İstanbul'a giriş yapıyor. Birkaç gün sonrasında da bu olayı gerçekleştiriyor. Bu üst soya karşı gerçekleştirilen bir suç olduğundan sanığın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu.