Şanlıurfa Tarihi Harran kümbet evler dünyada 3 Yerde Bulunuyor Şanlıurfa'daki tarihi yapıların benzeri sadece Dünya'da 3 yerde var. Yazın serin, kışın ise sıcak olan bu evler yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. 1946 yılından önce ilçe statüsünde olan Şanlıurfa'nın Harran ilçesi, 1946 yılından sonra "bucak merkezine" dönüştürülerek Akçakale ilçesine bağlanmıştı. 1987 yılında 3392 sayılı kanun ile Harran tekrar ilçeye dönüştürüldü. Suriye sınırına olan Harran, Şanlıurfa merkeze de yaklaşık 45 kilometre uzaklıkta bulunuyor. Şanlıurfa'nın tek üniversitesi Harran üniversitesi de adını bu ilçeden aldı. Harran, Kuzey Mezopotamya'nın kadim yerleşim yerlerinden olup Dünya'nın hâlâ yaşanılan en eski kentlerinden biri olarak biliniyor.
Dünya'nın ilk üniversitesinin de bulunduğu Harran ilçesi soğmatar ve bazda mağaraları, konik kubbeli tarihi yapılara da sahip.
UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Harran ilçesindeki konik kubbeli evleri ziyarete gelen yerli ve yabancı turistlerin büyük ilgisini çekiyor. Dışı balçıkla içi ise yumurta akı, toprak, saman ve gül yağı karışımı ile yapılan bu yapılar, yazın serin kışın ise sıcak kalması özelliği ziyaretçilerini şaşkına çeviriyor. Harran kümbet evler Dünya'da sadece Suriye ve İtalya'da bulunan konik kubbeli yapılar, Türkiye'de de sadece Şanlıurfa'nın Tarihi Harran ilçesinde bulunuyor. özelikle yazın yerli ve yabancı turistlerin akınına uğruyor.
SOĞMATAR ANTİK KENTİ
şanlıurfa Harran'a 53 kilometre mesafede bulunan Soğmatar Antik Kenti MS 2. yüzyıla tarihlendirilmektedir. Bölge, Abgar Krallığı Döneminde Harranlıların Tektek dağları bölgesinde; ay ve gezegen tanrıları için tapındıkları bir kült merkezi olduğu bilimsel olarak tespit edilmiştir.
BAZDA MAĞARALARI TARİH KOKUYOR
Bazda Mağaraları, Harran-Han el-Ba'rur yolunun 15 kilometresinden itibaren yolun her iki tarafında tarihi taş ocakları bulunmaktadır. Bazda mağaraları 19.km.de yolun sağındadır. "Bazda", "Albazdu", "Elbazde" veya "Bozdağ Mağaraları" adıyla bilinir ve tanınır. Bölgenin en önemli ve en güzel görüntüye sahip taş ocağıdır. Çok geniş bir alana yayılan dağın dış cephelerinde taş kesilmesi nedeniyle büyük oyuklar meydana gelmiştir.
Kayalara yazılmış Arapça kitabelerden, bu taş ocağının 13. yüzyılda "Abdurrahman el-Hakkâri", "Muhammet İbn-i Bakır", "Muhammed el-'Uzzar" gibi şahıslar tarafından işletildiği anlaşılmaktadır. Çevredeki Harran, Şuayp şehri ve Han el-Ba'rur yapıları için yüzlerce yıl taş alınması neticesinde her iki mağarada da çok sayıda meydan, tünel ve galeriler meydana gelmiştir. Bunlardan özellikle büyük olanı yer yer iki katlı bir şekilde oyulmuş ve yükseklikleri 10-15 metreye varan ayaklar bırakılarak ortada meydanlar oluşturulmuştur. Ayrıca uzun galeri ve tünellerle dağın çeşitli yönlerine doğru çıkışlar sağlanmıştır.