Son dakika: İstanbul Şile'de ruhsatsız kuyular ile Hamidiye markasıyla vatandaşa kuyu suyunun satılması ve Kemerburgaz'daki dolum tesislerinde vatandaşa ulaştırılan içme sularının doldurulduğu borularda bakımsızlıktan kanserojen madde asbest oluştuğu, vanaların ise su sızdırarak çamurlandığının ortaya çıkmasının ardından Hamidiyi Su A.Ş'de skandallar bitmek bilmiyor.
Hamidiye Su bayilerinin işletmeleri, yeni yönetimle birlikte tehdit, korkutma ve şantaj ile ellerinden alınmaya başladı.
Maltepe Küçükyalı'da Hamidiye Su Ana Bayii işletmecisi olan Ufuk Taşyolu, 8 Ocak gecesinde işletmesinin talan edildiği bilgisine ulaştı. Hızlıca işletmesine giden Koç, yazıhanesinin darmadağın olduğunu, depodaki damacana, bardak ve 1.5 litre suların olmadığını gördü.
Aynı saatlerde karakola giderek durumdan şikayetçi oldu. Şikayet sonrasında talanı yapanların ise Hamidiye A.Ş'de şef pozisyonunda bulunan Murat Bozkurt ve Ferit Ozan Özdinç isimli şahıslar olduğu tespit edildi.
Karakola getirilen şahıslar, işletmeden aldıkları bilgisayar, monitör, yazıcı, pos cihazları, önem arz eden bazı evrakları ve 45 bin TL değerinde çeki polis gözetiminde Taşyolu'na teslim etti.
Şahıslardan şikayetçi olan Taşyolu, zararın boyutlarını daha net görebilmek için işletmesine döndü. Bu kez kendi ofisindeki kasanın da patlatıldığını gördü. Yaptığı incelemede 60'ar bin TL'lik 3 ayrı çekinin ve 37 bin dolar nakit paranın olmadığını, 1 kamyon dolusu damacana suyun ise şahısların yönlendirmesiyle Çekmeköy İYİ Parti İlçe Başkanı Dilaver Koç'un Kartal'da bulunan deposuna götürüldüğünü tespit etti. Soluğu tekrar karakolda aldı. İkinci kez şikayette bulundu.
'BAYİLERİMİ İYİ PARTİ ÇEKMEKÖY İLÇE BAŞKANINA VERDİLER'
SABAH'a yaşadıklarını anlatan mağdur Ufuk Taşyolu, "2006'dan 20019'a kadar ahenk içerisinde yürüttüğüm ticari hayatım, seçimlerden sonra Hamidiye Genel Müdürlüğüne gelen yönetim tarafından engellenmek için ilk önce 60 tane bayimin 30'unu bölerek Dilaver Koç denen İYİ Partili Çekmeköy ilçe başkanına verdi. Benim müşteri portföyümün değeri yaklaşık 3 milyon TL idi. Karşılığında bir kuruş para alınmadan sadece sözlü olarak 'bölgeniz bölünüyor' diyerek en iyi bayilerimi Dilaver Koç'a teslim ettiler. Sadece 1.5 yıl içerisinde 30 milyon ciro kaybım oldu. 4.5 milyon lira da net karımdan oldum" dedi.
'GENEL MÜDÜR TEHDİT EDİP GİTTİ'
Süreç içerisinde sürekli olarak Hamidiye yönetiminin baskısına maruz kaldığını aktaran Taşyolu, "Bu durum bana borçlanma getirdi. Yanlarına giderek borçlarımı ödeyebilmem için çeklerime vade yapılmasını istedim ancak ödeme yapamayacağım şekilde düzenleme getirdiler. Aralık ayının son günü Hamidiye A.Ş. Genel Müdürü Hüseyin Çağlar ve Hamidiye A.Ş. Ticaret Müdürü Orhan Demir buraya gelerek 'Vadesi gelmemiş borcunu öde, 2.5 milyon lirayı 2 güne kadar para hazırla. Ödeyemezsen olacakları sen düşün' deyip beni tehdit ederek gittiler. Aynı gün de işletmemim lokomotifi bardak, 0,5 ve 1.5 litre ped grubunu kestiler. Onu da yine Dilaver Koç'a verdiler.
Normalde bu tip işlemler olduğunda 1 ay öncesinden sözleşme gereği bana ihtar çekmeleri gerekir. Bu durumu sorduğumda 'Artık sana küçük su vermeyeceğiz, Dilaver Bey bu ürünlerin satışını yapacak sen de ondan alırsın' denildi. Ben bu işlemden dolayı da yüzde 60 kayba uğradım. 31 Aralık tarihinde 500 bin liralık çekim vardı onlarda onu ödedim. Aldığım ürüne karşılık vermem gereken 600 bin lirayı da 10 gün sonra ödeyeceğimi belirttim. Borçlarımı ödeyebilmek için elimdeki ürünleri nakite çevirmek istedim. Ürünleri satacağım gece Hamidiye A.Ş'de şef olan Murat Bozkurt ve Ferih Ozan Özdinç isimli şahıslar işletmemdeki bilgisayarımı, kasamı, tüm ticari alacaklarımın listesini, tüm ticari resmi evraklarımı, televizyonlarımı, su sebillerimi, arabamın yedek lastiklerine kadar bütün yazıhanelerimizi dağıtarak, talan ederek alıp gitmişler. İşletmemden çalınanların bir kısmını kendi elleriyle teslim ettiler" diye konuştu.
'37 BİN DOLAR VE 180 BİN TL ÇEK DE ÇALINDI'
Yağma işinde bulunan 2 şahsa kendilerine dava açacağını söylediğinde Bozkurt ve Özdinç'in 'Talimat Hüseyin Çağlar ve Orhan Demir'den geldi. Bizim suçumuz yok. Onlar bizi yönlendirdi. Biz bu şekilde hareket ettik. Özür dileriz' dediklerini belirten Taşyolu, "Ofisimde duran ve 10 gün sonra ödemem gereken 600 bin lira için hazırladığım 37 bin dolar ile cüzdanımın içindeki 3 adet 180 bin TL tutarındaki çeklerin de çalınmış olduğunu fark ettim. Bana ait olan 1 kamyon dolusu damacana suyu da bu şahıslar yine Dilaver Koç'a ait Kartal'daki depoya gönderdiklerini tespit ettim. İkinci bir şikayette bulundum. Bu yönetim gayriresmi çalışıyor. Ülkemize yakışmayacak, ülkemizin hak etmediği demokrasi dışı, faşistçe hareket ediyorlar. Zaten bunların en büyük özellikleri tehdit etmesi, tehditten başka iş yapmazlar. Bunların dışarıdan akıl hocaları, Hamidiye'yi dışarıdan yöneten, vatandaşa kuyu suyunu Hamidiye markasıyla sattıran Cafer Bilenoğlu, Bilenoğlu'nun eski çalışanı ve eski Hamidiye A.Ş. Genel Müdürü Cem Özarpacı ile Orhan Demir" dedi.