İstanbul Pendik'te evini boyatmak için çağırdığı arkadaşının bıçak tehdidi ile cinsel saldırısına uğrayan Özlem Şin, nefsi müdafaayla saldırganı öldürdü. Müebbet hapis cezasıyla yargılanıp 14 ayın sonunda beraat ederek tahliye olan Şin yaşadıklarını SABAH'a anlattı. Kâbus gecesinden önce bir fabrikada çalışan, hayatını kendi başına idame ettiren, çok sosyal ve özgüveni yüksek, kendine güvenen bir kadın olduğunu söyleyen Özlem Şin, olay gününü konuşmak, hatırlamak dahi istemiyor. Genç kadın, duruma dair hislerini çarpıcı bir cümleye sığdırmaya çalıştı: "Hafızamı silmek istiyorum..."
'HAYATIM ALTÜST OLDU'
Parmaklıklar ardındaki 14 ayda hayata nasıl tutunduğunu anlatan iki kız çocuğu annesi Özlem Şin, "Allah kimseyi orayla terbiye etmesin. Orası anlatılacak bir yer değil. Benim için daha zordu. Gerçek suçluların gideceği bir yerdi ama benim için değildi. Bir gecede hayatım altüst oldu. Beni orada çocuklarım hayata tuttu. 'Anne senden başka kimsemiz yok' dediler. Ben içerdeyken babaları vefat etti kalp krizinden. Kendimi salmıştım ama evlatlarım için hayata tutundum. Cezaevindeyken de eve hapsedileyim ama çocuklarımın kokusu olsun diyordum" dedi. 14 ayın sonunda hapishaneden çıkıp özgürlüğüne kavuştuğunu ancak bu kez de korkularına hapsolduğunu blirten Şin, bir hapishaneden çıkıp diğerine girmenin zorluğunu ise, "Şu an çocuklarıma kavuştum. Özgürüm ama tadını çıkaramıyorum, aşamadım. Bir kadın olarak bunu yaşayınca onların da başına bir şey gelir diye korkuyorum. Çok özgüvenliydim. Kayboldu. Çocuklarım isterse şehir dışında okusun diyordum. Şimdi istemiyorum. Okula giderken minibüse bile binmelerine izin vermiyorum" cümleleri ile anlattı.
'SABAH İŞE GİDECEKTİM'
O güne dönüp anlatmak istemese de hem zihni hem de sözleri o kâbus gününe dönüyor. Hayatının göz açıp kapayıncaya kadar kısa bir sürede değiştiğini yine içe dokunan bir cümleyle anlatıyor: "Sabah işe gidecektim. Akşam arkadaşımla konuştum. 'İşe giderken bana 2 poğaça al' dedim. Ama sabah bambaşka uyandım." Karanlık günden sonra hayatla barışık, özgüveni yüksek kadının kaybolduğunu da anlatan Şin, "Eskisi gibi hayatıma devam edemiyorum. Evde kalamıyorum ama işe girip çocuklarıma da bakamıyorum. Aklandığım için sabıkam yok ama topluma girmeye cesaretim de yok. Evden tek başıma çıkamıyorum. Başıma bir şey gelecek diye hep tedirginim. Hâlâ inanamıyorum. Evet, haberlerde duyuyorduk ama hâlâ inanamıyorum. Gerçekten çok farklı hissediyorum" dedi. Her ne kadar kendini seven, kendine güvenen kadının ölse de yeni bir insanın yine doğduğunu aktaran genç kadın, "Hayatım sıfırdan başlamış gibi. Yeni doğmuş bir bebek gibiyim. Bildiğim her şeyi unuttum, yeniden öğreniyorum" dedi.