Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili katil Cemal Metin Avcı'ya tahrik indirimiyle verilen 23 yıl hapis cezasına ilişkin Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı kararı istinafa taşımıştı. Bir hamle de Gültekin'in ailesinden geldi. Gültekin ailesinin avukatı Dr. Rezan Epözdemir'in İzmir Bölge Adliye Mahkemesi'ne 22 sayfalık istinaf dilekçesi sundu. Cemal Metin Avcı'nın "Canavarca hisle ve eziyet çektirerek tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını talep etti. Haklarında beraat kararı verilen diğer 4 kişinin ise "Suç delillerini gizleme, yok etme ve değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanarak cezalandırılmaları talebinde bulunuldu.
HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ FAİLLERE CESARET VERİYOR
Mahkemenin Pınar Gültekin'in evlilik dışı ilişkilerini Avcı'nın eşine ve çevresine söylemekle tehdit etmesi üzerine kurulan haksız tahrik indirimine değinilen dilekçede, bu kararın kadın cinayetleri konusunda faillere cesaret verebilecek nitelikte bir karar olduğu vurgulandı.
'ŞANTAJ VARSA NEDEN ŞİKAYET ETMEDİ'
Avcı'nın başından beri, "Pınar bana bıçak çekti", "Pınar beni bayılttı, bana tecavüz edildi. Görüntülerimi çekti ve bana şantaj yaptı", "Evlilik dışı ilişkimizi eşime çevreme söyleyeceği yönünde şantaj yaptı" şeklinde üç ayrı haksız tahrik savunmasında bulunulduğu hatırlatıldı. Dilekçede söz konusu iddialarla ilgili Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'na veya herhangi bir polis merkezine başvuruda bulunmadığına vurgu yapıldı. Avcı'nın bu yola başvurmadığına değinilen dilekçede, "Sanık bu konuda da herhangi bir delil (mesaj, ses kaydı, e-posta) ileri sürememiş olup sanığın soyut beyanları mahkemece kabul görmüştür" denildi.
KURDUĞU PLANA GÖRE HAREKET ETTİ
Dilekçede, Cemal Metin Avcı'nın Gültekin'i katlettiği olayda tasarlama kastının var olduğu vurgulanırken, olay örgüsüne bakıldığı zaman da katilin eylem öncesi davranışları ve olay sonrasındaki davranışları incelendiğinde suç işleme kararı aldığı, bu süreçte suçu işlemekten vazgeçmediği, kurduğu plana göre hareket ettiği hatırlatıldı. Bunlara delil olarak ise, eylem öncesinde Gültekin'i AVM'ye çağırması, ardından bağ evine götürmesi, oradaki tüm eşyaların (varil, odun, ateş vs.) hazır olması ve olay sonrasındaki davranışları olan beton dökülmesi, varilin palet yardımı ile taşınması, çalılıklara atılması, sim kartının birden fazla parçaya bölünerek farklı yerlere atılması gösterildi.
YARGITAY KARARLARI GÖRMEZDEN GELİNDİ
Dilekçede mahkemenin Pınar Gültekin'i hayattayken varilde yakmaya çalışmasının "canavarca hisle veya eziyet çektirme" amacıyla yapıldığına dair delil bulunamamasıyla ilgili değerlendirmesine de ayrıntılı bir şekilde itirazda bulunuldu. Dilekçede, Yargıtay'ın çeşitli kararlarında yalnızca öldürmüş olmak için öldürmeyi, acı çekmesinden zevk duymak için birisini öldürmeyi, insanı kurban etmek için öldürmeyi ve yakarak öldürmeyi canavarca his olarak kabul ettiği vurgulandı. Mahkemenin yaptığı bu değerlendirmeyle canavarca hisle öldürmenin sınırlarını daralttığı, gerekçeyi ve Yargıtay kararlarını görmezden geldiği aktarıldı.
'PARA TRANSFERLERİNİN ÇOĞU VARSAYIMDAN İBARET'
Dilekçede, haksız tahrik indiriminin gerekçelerinden bir tanesi olan Avcı'nın Gültekin'e bankamatikten para gönderdiğine ilişkin tespit ve fotoğrafların da dava dosyasında yer almasıyla ilgili de değerlendirmeye yer verildi. Aralarındaki para transferi iddialarının çoğunun varsayımdan ibaret olduğu ifade edilirken, Avcı'nın ödemeleri doğrudan Gültekin'e ya da onun hesabına yaptığına dair dosya kapsamında bir delil bulunmadığı anlatıldı.
'HER BANKAMATİĞE GİDİŞİ ŞANTAJ'A BAĞLANDI'
Mahkemenin gerekçeli kararında Avcı'nın bankamatiğe gitmesini "şantaj parası" olarak nitelediğine vurgu yapılırken, "Mahkeme gerekçeli kararına koymuş olduğu görüntülerden 20 Nisan 2020 tarihinde Gültekin'in hesabına para yatırma işlemi de gerçekleşmemiştir. Avcı'nın her bankamatiğe gidişinin Pınar Gültekin ile bağdaştırılmaması gerektiği mahkemenin kendi kararı ile sabittir. Mahkeme, dosya içerisinde bulunmayan ancak her konuşma sonrası Avcı'nın bankamatiğe gittiğini iddia ederek haksız tahrike dayanak yapmaya çalışmıştır" denildi.
SÖNDÜRME İMKANI VARKEN SÖNDÜRMEDİ
Dilekçede, Mertcan Avcı'nın Pınar Gültekin'i varil içerisinde yakıldığı zamanın bir bölümünde ağabeyi Cemal Metin Avcı ile birlikte, bir bölümünde ise tek başına olay yerinde bulunduğu hatırlatıldı. Mertcan Avcı'nın yakma eylemini tamamladığına vurgu yapılan dilekçede, "Varildeki yangını söndürme olanağı bulunmasına rağmen hiçbir zaman sonlandırmamış ve ağabeyinin bulunmadığı dönemde maktulün yakılmasını devam ettirmiştir" denildi.