Antalya'da 14 Ağustos 2016 tarihinde, Kepez ilçesi Varsak mevkisindeki ormanlık alanda başı taşla ezilip, boğazı kesilerek öldürülmüş, yarı çıplak durumda kadın cesedi bulundu. Cinsel saldırıda bulunulduğu belirlenen cesedin, kayıp başvurusu yapılan Gülizar Turan'a ait olduğu tespit edildi. Olayla ilgili Antalya Toptancı Hali'nde hamallık yapan Cengiz Dok gözaltına alınıp tutuklandı. Antalya 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada, kendisinin olay günü maktulle para karşılığında ilişkiye girdiğini ileri süren Cengiz Dok, ardından bu olayın meydana geldiğini söyledi. Gülizar Turan'a cinsel saldırıda bulunmadığını ve işkence yapmadığını savunan Dok, "Kendisine 40 lira verdim. Para karşılığında ilişkiye girdik" dedi.
Cengiz Dok, ağırlaştırılmış ömür boyu hapse mahkum edildi. Sanığı nitelikli cinsel saldırı suçundan da 18 yıl hapse mahkum eden mahkeme, cezada indirim uygulamadı.
YARGITAY CEZAYI ONADI
Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi'ne gönderilen dosya, geçen ay karara bağlandı. Yargıtay ilamında sanık Cengiz Dok'un, maktulü nasıl öldürdüğü bir kez daha vurgulandı. Sanığın, maktulü üzerinde taşıdığı bıçakla tehdit ederek, cinsel saldırıda bulunduğuna dikkat çekilen kararda, şöyle denildi:
"Sanık cinsel saldırının ardından maktul Gülizar'ın başını birden çok kere sert bir zemine vurduğu, taş veya kaya ile ezdiği, elindeki bıçakla maktulün boğazını derin bir şekilde biri 11 santim, diğeri 15 santim olacak şekilde iki kez boğazlayarak kestiği, maktulün olay yerinde yaşamını yitirdiği, maktul Gülizar'ı bu halde bırakan sanık Cengiz Dok motosikletine binerek olay yerinden kaçmıştır." Karar metninin sonlarında, sanığın otopside belirtilen yaraları meydana getirmesinin, canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme amacını güttüğüne vurgu yapılarak, sanık avukatının temyiz isteminin esastan reddedilerek, hükümlerin onanmasına karar verildiği kaydedildi.
'BEN DOKUNAMAZKEN O HAYATTAN ALDI'
Yargıtay kararını DHA muhabirinden öğrenen Gülizar Turan'ın annesi Menekşe Kocabaş, cezanın onanmasını en büyük mutluluk olarak değerlendirdi. Kocabaş, "Gülizar'ı unutmayacağız, unutturmayacağız. Benim ciğerimi yaktı. Başka anaların ciğerleri yanmasın. İnşallah oradan kurtulmasın. En büyük temennimiz de buydu. Haberi aldıktan sonra da çok sevindik. Sözün bittiği yer. Konuşacak bir şey de bulamıyorum. 5 yıldır bizim içimiz yandı. Çoluk çocuğunda suç yok ama onun da ciğeri yansın. İçeriden hiçbir zaman çıkamasın. Ben dokunamazken, bir tokat atamazken kızımı daha 23 yaşında hayattan aldı. Ne diyebilirim ki, ciğerimiz yanıyor" dedi. Fotoğraflarının yer aldığı anı köşesine bakarak kızıyla hasret giderdiğini sözlerine ekleyen Menekşe Kocabaş, "Bazen bakarken çok üzülüyorum ve hasta oluyorum. Topluyorum ama dayanamıyorum. Antalya'nın her bir köşesinde onunla anım var. Biz 23 sene hiç ayrı kalmadık. Bir gecemiz ayrı geçmedi. Yavrumun hayalleri ile onun hatıraları ile yaşıyorum. Bu kararı veren hakim ve savcılardan Allah razı olsun. Adalet artık yerini buldu" diye konuştu.
'ÖLMESİN SÜRÜNSÜN'
Cinayet sanığının yakınlarının geçen aylarda sosyal medya aracılığıyla kendisiyle temasa geçtiğini belirten Kocabaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bana başsağlığı diliyor. Ne cüretle ne yüzle bana başsağlığı diliyor. Başsağlığı dilese de kabulüm değil. Sanık ölmesin, cehennem ateşinde yansın. Çektiğim acıların bin katını çeksin. Benim ciğerim söner mi, sönmez. Unutmayacağım. Ama alışılıyor. Bir şekilde hayat devam ediyor. Biz yaşayamayız diyordum. Ben çocuğumdan 23 yıl boyunca hiç ayrı kalmadım. Hiçbir canlı varlık, böyle bir ölümü hak etmiyor. Keşke öldürmeseydi. Kolunu bacağını kırsaydı. Komaya soksaydı. Kapıma atsaydı. Ben onu biberonlarla besleseydim. Ona can verseydim. Nefes verseydim. Beni ondan koparmasaydı. Neye yaradı. Devletimiz şu an onu besliyor. Hücrede de yatsa, ömür boyu gün yüzü de görmese, ben burada yanıyorum o orada hayatını devam ettiriyor. Ama ölmesin sürünsün,"
'HAK ETTİĞİ CEZAYI ALDI'
Gülizar Turan'ın ablası Yasemin Turan ise Yargıtay'ın iyi bir karar verdiğini ifade ederek, "Beklediğimiz bir karardı. İlk başlarda çok tereddüt ettik. Çünkü ilk başlarda kendisini terbiyesizce savunmaya kalktı. Duruşmaya kravatla çıktı. Cezada indirim alır mı diye düşündük. Ama sayın mahkeme heyeti sonuna kadar bizim yanımızda oldular. Hak ettiği cezayı aldı. Hiçbir zaman çıkamazsın inşallah" dedi.
"O benim her şeyimdi" diyerek sözlerini sürdüren Yasemin Turan, "Ağabeyim var ama onunla o kadar yakın değildim. Ama kız kardeşim benim sırdaşımdı, arkadaşımdı, en yakınımdı. 'Vah gidene' diyoruz. Onun yokluğu her zaman belli oluyor. Çünkü o bizim evimizin neşesiydi. Bizi güldürendi. Babamı kaybettim. Babamdan sonra en büyük desteği ondan aldım. Onu da kaybedince yapayalnız kaldım. Bir tek annem var. Ona sarılıyorum artık. Birbirimize destek olmaya çalışıyoruz. Onu hiçbir zaman unutmayacağız. O hep bizimle kalacak."