Ancak hiçbiri tutmadı. Doktorların artık kornea nakli olamazsın dediği 33 yaşındaki Sefa Küçüker, geçtiğimiz mayıs ayında Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi Göz Kliniği'nde Doç. Dr. Yusuf Yıldırım ve Op. Dr. Fahri Onur Aydın'ın gerçekleştirdiği başarılı operasyonla dördüncü kornea naklini oldu ve şu an yüzde 10'un üzerinde görüyor.
Ameliyattan sonra ilk röportajını SABAH'a veren Küçüker, 3 ay sonra daha da iyiye gittiğini söyledi ve "Normal hayatıma dönmeye başladım ama çok dikkatli ve temkinliyim. Ona yıllar sonra kavuştum ve 'gözüm' gibi bakıyorum" dedi.
ÖĞRETİM ÜYESİ OLMAK İSTİYOR
Giresun Üniversitesi İşletme Bölümü mezunu olan Sefa Küçüker, bir gıda firmasında depo görevlisi olarak çalışıyor. 29 yıl sonra yeniden görmeye başlayan Küçüker, gözleri daha iyi görmeye başladığında eğitimine devam edip öğretim görevlisi olmak ve yurtdışına çıkmak istiyor.
Yaşadıklarını SABAH'a anlatan Küçüker, "Görmek ve görmemek arasındaki farkı çok iyi bildiğim için şu anki duygularımı anlatamıyorum, yaşıyorum ve yaşadıkça da mutlu oluyorum. Bir insanla göz göze gelebilmek, benim onu görmem ve onun beni gördüğünü fark edebilmem çok farklı bir duygu. Karşıdakinin gözlerine baktığında görebildiğini anlamak heyecan veriyor. Hem insanları hem de doğanın güzelliklerini görebilmek çok güzel" şeklinde konuştu.
Ameliyattan sonra uyanır uyanmaz doktorlara "Ben görebilir miyim" diye sorduğunu ve gözlerindeki farkı hemen hissettiğini dil getiren Küçüker, "O an görebilmenin nasıl bir duygu olduğunu ve aradaki farkı anladım. Ameliyatım başarılı geçti ama gözüm daha önce çok yıprandığı için hala risk var o yüzden ben de dikkatli ve temkinli davranıyorum. Çok uzun yıllar bekledim, ona gözüm gibi bakıyorum" ifadelerini kullandı.
"TEK BAŞIMA YÜRÜMEYİ ÖZLEDİM"
En çok dışarda özgürce tek başına çıkıp yürümeyi özlediğini belirten Küçüker, şunları söyledi: "Artık istediğim yerlere kendim gidebiliyorum, kendi ihtiyacımı görebiliyorum. Bu zamana kadar ailem benden hiç desteğini esirgemedi ama bazı şeyleri benim kendim yapabiliyor olmam mutluluk veriyor.
Bundan sonra da daha iyi görebilmek için tedavime devam edeceğim. Organ ve doku bağışı çok önemli. Çünkü bir kişi organ bağışladığında o bir kişinin hayatını kurtarmıyor, bir ailenin belki de bir toplumun hayatını kurtarıyor. Bunu ancak bekleyen bilir."
"ORGAN VE DOKU NAKLİ İNSANLARA HAYAT VERİR"
Doku ve organ naklinin insanlara hayat verdiğini vurgulayan Sağlık Bakanlığı Kornea Nakli Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Yusuf Yıldırım, "Sefa, iki gözünde de ciddi derecede görme kaybı olan bir hastamızdı.
Şimdi kendi günlük hayatını idame ettirebilecek bir noktaya geldi. Kornea nakli yapamamış olsak günlük hayatını sürdüremeyecekti. Sıkı bir şekilde de takip ediyoruz. Görme düzeyi el hareketi düzeyinde olan bir insanı yaptığınız bir ameliyatla görür hale getirmek, sosyal hayatın içine çekmek çok kıymetli.
Son dönemlerde Diyanet İşleri Başkanlığı ve Sağlık Bakanlığı organ ve doku bağışı konusunda duyarlılığı artırdı. Geçmişte ülkemizde çok fazla kornea dokusu alamıyorduk, yurtdışından çok yüksek maliyetlerle ithal etmek zorunda kalıyorduk. Son yıllarda duyarlılığın artmasıyla birlikte 2-3 ay içerisinde çok sofistike ameliyatları bile yapıyoruz" dedi.
Sefa'nın ameliyatının çok riskli olduğunu ve görme duyusunun bekledikleri düzeyin üstüne çıktığını ifade eden Op. Dr. Fahri Onur Aydın ise " Türkiye'de bu şekilde kornea bekleyen bir sürü hasta var. İnsanlara umut ışığı, görme ışığı olması adına organ ve doku bağışına dikkat çekmek istiyoruz. Burayı da iyi bir nakil merkezi haline getirmeyi hedefliyoruz. Ayrıca pandemi sürecinde de nakillerimize titizlikle devam ettik" diye konuştu.