YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİYDİ
1938'de Kırşehir Çiçekdağı'nda doğan Neşet Ertaş, okul yüzü görmez, okuma yazmayı sonradan öğrenir. O yüzden "Benden bir fazla bilenin talebesiyim, bir eksik bilenin de öğretmeniyim" diye anlatır kendini. Hayatında çok önemli üç kavram vardır: Aşk, gurbet ve garip. 5-6 yaşlarından itibaren babası ile birlikte köy köy dolaşıp düğünlerde oyun oynar, Ertaş, 9-10 yaşlarında şiir yazmaya başlar. Müzik hayatına darbukayla başlar, cümbüş ve kemanla devam eder. 13-14 yaşından itibaren sazı eline alır, bir daha da bırakmaz. Abdal olduğu için toplum tarafından sürekli dışlandıklarını ifade eder. Ankara ve İstanbul'da kendisini ispatlamaya çalışır. Muhtelif gazinolarda türkü söyleyip saz çalar. Radyo ile tanışır. Yurtiçinde konserlere gider. Askerlik öncesi evlenir. 7 yıl kadar kısa bir evlilik geçirir. Çocuklarını yetiştirmek için Almanya'ya gider. Burada da muhtelif düğün, sünnet düğünü, gazino ve konserlerde rızkını arar. Yaklaşık 30 yıl yurtdışında kalır. İstanbul'da verdiği konserle sahnelere geri döner. Türkülerinde isminin geçip geçmemesiyle ilgili Muharrem Ertaş'a danışır. Babası ismini vurgulamamasını, garip kavramını kullanmasını söyler. Nitekim hiçbir türküsünde adı soyadı geçmez. Söylediği türkülerin yaklaşık yüzde 90'ının bestesi kendisine aittir. Ertaş, UNESCO tarafından yaşayan insan hazinesi kabul ediliyordu.
SİYASETTEN BÜYÜK OZANA RAHMET
Cumhurbaşkanı Gül: Her zaman sevgiyle, saygıyla ve takdirle hatırlanacak; en önemli kültür değerlerimizden biri olarak gönlümüzü titreten türkü ve bozlaklarıyla kalbimizde yaşamaya devam edecektir. Bugün, kendi dizelerinde dile getirdiği 'Yalan Dünya'ya veda eden halk ozanı Neşet Ertaş'a Allah'tan rahmet; ailesine, milletimize, sevenlerine ve sanat dünyamıza başsağlığı diliyorum.
TBMM BAŞKANI ÇİÇEK: Onun vefatıyla birlikte bozkırın sesi kısılmış ve Türk Halk Müziği'nde bir dönem kapanmıştır. Bozkırın tezenesinin Türk kültürüne verdiği hizmet hiçbir zaman unutulmayacaktır. Mekânı Cennet olsun.
BAŞBAKAN ERDOĞAN: Uzun yıllar gurbet hayatı yaşayan Neşet Ertaş, bir gönül eri, hatta bir 'Gönül Dağı' olmayı da başarmış bir sanatçımızdır. Neşet Ertaş'ın adının milyonlarca seveni tarafından yaşatılacağına, sanat üslubunun gelecek nesilleri etkilemeye devam edeceğine yürekten inanıyorum.
BAŞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ: Bozkırın Tezenesi bil ki sazınla, sözünle öyle temiz bir hatıra bıraktın ki gönlümüz hep seni arayacak. Onun karakavruk yapısı Anadolu bozkırının bir haritası, türkülerindeki çığlığı ise bu ülke insanının yürek yangını gibiydi. O modern zamanların Emrah'ı, Karacaoğlan'ı ve Yunus'u idi.
KÜLTÜR VE TURİZM BAKANI GÜNAY: Bu güzel insanın birbirinden güzel eserlerine hep birlikte sahip çıkarak, gelecek kuşakların onu tanımasını sağlamayı bir görev biliyoruz. Ayrılmayı bu kadar erken beklemediğim büyük dostuma Allah'tan rahmet, ailesine ve milletimize başsağlığı diliyorum.
CHP LİDERİ KILIÇDAROĞLU: Bozkırın Tezenesi, türkülerin dili sustu. Halk müziğimizin ustası Neşet Ertaş aramızdan ayrıldı. Artık büyük ustayı dilden dile, gönülden gönüle dalga dalga yayılan türküleriyle anacak, halk müziğinin bu usta sesini yıllar yılı söylenecek türküleriyle hem yanımızda hissedecek, hem de yokluğunu duyacağız.
BDP EŞ BAŞKANLARI DEMİRTAŞ VE KIŞANAK: O, kendisine teklif edilen devlet sanatçılığı yerine halk sanatçısı olmayı tercih ederek, halkının gönlünde taht kuran, boşluğu asla doldurulamayacak değerli bir ozandı. Geride miras bıraktığı değerli eserlerle ve saygın sanatçı kişiliğiyle anılacaktır.
'KALBİ KIRIK İNSANLAR DAHA ÇABUK HASTALANIR'
HASAN SALTIK: Çok yakın dostumdu. Onu Almanya'dan ülkemize dönmeye ben ikna ettim. Telif haklarını da toplayınca rahat etmişti. Neşet Ertaş son abdaldı. Günümüzün Pir Sultan'ı, Karacaoğlan'ıydı. Onu da kaybedince bir gelenek yok oldu. En son 10-15 gün önce görmüştüm onu. Benim için bir beste yaptığını söylemiş, dayanamayıp bağlamayı eline almıştı. "Aha Geldim, Gidiyorum"u da söyledi.
'ERTAŞ, DEV BİR İNSANDI'
SELDA BAĞCAN: Günümüzün en önemli ozanlarıydan biriydi. Her ölüm erken ölümdür fakat konu üretken sanatçılar olunca bu durum daha da derinden hissediliyor. Nasıl "Uğurlar Olsun"u söylerken yüreğimiz Uğur Mumcu için burkuluyorsa artık her Neşet Ertaş bestesinde de aynısını hissedeceğiz. Neşet Ertaş'ın kalbi kırıktı. Parasızlıktan düğün salonlarında türkülerini seslendirdi. Kalbi kırık insanlar daha çabuk hastalanır. Neşet Ertaş tedaviyi bile reddetti.
RENGİM GÖKMEN (ORKESTRA ŞEFİ): Yerinin dolacağını sanmıyorum. Kendisine büyük bir hayranlık beslerdim. 2002'de"Bozlak"ın senfonik olarak seslendirileceğinden bahsetmişti. Fakat bu konu üzerinde çalışma fırsatı bulamadık.
BEDİA AKARTÜRK: Neşet Ertaş dev bir insandı. Uzun havaları ve türküleri, asırlar boyunca yaşayacak.
'BAĞLAMA VİRTÜÖZÜYDÜ'
ARİF SAĞ: Âşık Veysel, Mahsuni Şerif gibiydi. Bir Neşet Ertaş kolay yetişmiyor. Yeri dolmayacak. Teknik olarak da ufkumuzu açtı. Halk müziğinin evrenselleşmesine de büyük katkı sağladı. Sesini müthiş kullanırdı. Virtüöz derecesinde de bağlama çalardı.
EDİP AKBAYRAM: İzmir'de iki gün önce kendisine ziyarete gitmiştim. Onu son defa görme imkânını bulduk. Türküleri ve ürettikleriyle yeri doldurulamayacak bir ozan. Önünde saygıyla eğiliyorum.
ORHAN ALKAYA: Uğurlar olsun Büyük Usta! Bu toprağın Bozlak kültürü, Muharrem Baba'ya ve sana 'ölümsüzlük' ışığını vermişti. Neşet Ertaş daima yaşayacak.
SUAVİ: Canım ağabeyim, büyük usta. Seni saygıyla selamlıyorum. Sen bir başına, müzik fakültesiydin, cingeneydin, Abdal'dın, yokluk-tokluk bilendin.
ALİ POYRAZOĞLU: Sazı düşünen, düşündüğünü meşk eden bir zihne dönüştürmüştü. Saz sustu. Neşet Ertaş düşüncelerini sevenlerine emanet etti.
FERİDUN DÜZAĞAÇ: Türküler öksüz, insanlık onsuz kaldı. Kalplerimizdeki insan, toprak ve doğa sevgisi kadar yaşasaydık, Neşet Ertaş hiç ölmezdi.
BAKAN'IN HAYALİ DE YARIM KALDI
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, sanatçı Neşat Ertaş'ın vefatıyla ilgili SABAH'a özel açıklamalarda bulundu. Ertaş'ın cenazesini bugün Ankara'da havaalanında bizzat karşılayacağını ve Kırşehir'e götüreceğini belirten Bakan Günay, "Anadolu'nun yanık sesinin çok özel temsilcilerimizden biriydi. Başımız sağolsun" dedi. Ertaş'la gerçekleştiremedikleri bir hayali olduğunu da anlatan Ertuğrul Günay, "Neşet Ertaş, Şivan Perwer ve Sezen Aksu'nun aynı sahnede yer alacağı bir 'barış konseri' planlıyorduk. Sanatçılar da sıcak bakıyordu. Türkiye'nin dört bir yanına uzanan konserler dizisi olacaktı. Ertaş'ın sağlık sorunları ve siyasal tartışmalar buna fırsat vermedi" diye konuştu.
GURBETE DE HÜZÜN VAR
Ertaş'ın ölümü, Almanya'daki sevenlerini de üzdü. Ertaş, Hollanda ve Belçika'daki düğünlere de kolay ulaşabilmek için 1977'de, Bergheim'a yerleşmişti. Ertaş'ın sevenlerinin cenaze için Türkiye'ye geldiği öğrenildi. Halen SABAH Bochum muhabiri olan Yunus Ülger de o yıllarda büyük ozanı evinde böyle fotoğraflamıştı. İbrahim TAŞ/BERGHEIM