İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) meclisi Ocak ayı ilk toplantısı Kovid-19 tedbirleri kapsamında Avrasya Gösteri Merkezi'nde İBB Meclisi 1'inci Başkanvekili Zeynel Abidin Okul başkanlığında toplandı. İBB AK Parti Grup Başkanvekili M. Tevfik Göksu, İBB Meclisi'nde yaptığı konuşmada CHP'nin ontolojisini çıkardı.
Göksu, CHP'nin ontolojisini 5 maddede sıraladı. "İstanbul'a yaşatmakta olduğunuz kriz ve semptomların ontolojik arka planından bahsetmek istiyorum" diyen Göksu, "19 ayda İstanbul'a yaşattıklarınız göstermektedir ki, sorun; siyasal tarihimiz boyunca, milli kalkınmanın ve demokrasimizin gelişmesini enfekte eden CHP zihniyetidir. Bunun nasıl bir zihniyet olduğuna ve ete kemiğe bürünmüş haliyle İBB'de nasıl karşımıza çıktığına gelin şimdi hep beraber bakalım" dedi ve şunları kaydetti:
"En başta ifade etmem gerekir ki, CHP zihniyetinden kast ettiğimiz şey, ne CHP seçmen kitlesidir, ne de CHP rozeti taşıyan bireylerdir. CHP zihniyeti derken, tarihsel ve kurumsal bir siyaset anlayışına işaret ediyorum. Bu siyaset anlayışının ne olduğuna ve kavramsal karşılığına gelin birlikte bakalım ki İBB'de olup bitenleri daha iyi anlayabilelim. Nedir CHP zihniyeti? CHP dogmatiktir. CHP yasakçı ve dayatmacıdır. CHP kibirlidir ve ötekileştiricidir. CHP takiyecidir, samimiyetsizdir ve illüzyoncudur. CHP beceriksizdir ve bereketsizdir"
ZİHNİYETİ ÇOK KİBİRLİDİR
CHP zihniyetinin çok kibirli olduğunu dile getiren Göksu, "Çünkü halkçı değil seçkincidirler. Kendilerini elit zannederler. Siyaseti millete bir hizmet aracı olarak değil, milleti hizaya getirme aracı olarak görürler. Hizaya getiremezlerse darbeye ve darbecilere sığınırlar. 27 Mayıs darbesinde olduğu gibi darbeleri "devrim" diyerek alkışlarlar. İdam edenleri değil, idam edilenleri suçlarlar. Biz bu kibri nerede görsek tanırız. Biz bu kibri, Fatih Sultan Muhammet Han'ın kabri başında eli arkasında savrulan tekmeden tanırız. Biz bu kibri Fazilet Durağı meselesinde tanırız... Beceriksizlikleri ortaya çıkınca, hiç araştırmadan, soruşturmadan, doğal bir kibir refleksiyle ayağa kalkıp, ekmeğinin peşinde koşanlara attıkları iftiradan tanırız. Çünkü ortada bir yanlış görüntü varsa, CHP'ye göre onun müsebbibi muhakkak halktır" şeklinde konuştu.
ATATÜRK BÜSTÜNÜ SATTILAR
CHP zihniyetinin aslında kendi gerçekliğinin farkında olduğunu, fakat bunu itiraf etmek, ona oy kaybettireceği için, her vesileyle kavramların içini boşaltarak ve çarpıtarak kullandığını anlatan M. Tevfik Göksu, "Bu yüzden takiyye yapar. Halkçı olduğunu iddia eder, fakat "halk için" değil "halka rağmen" prensibine inanır. Cumhuriyetçi olduğunu iddia eder, fakat "cumhur"a yani halka güvenmez, seçkinlerin egemenliğine inanır. Tek Parti dönemi bunun örnekleriyle doludur. Takiyecilik, doğası gereği samimiyetsizliktir. Öyle samimiyetsizdirler ki; Atatürk'ün vefatından 8 gün sonra, Dolmabahçe'deki Atatürk büstünü Karaköy'de hurdacılara satmışlardır. Öyle takiyecidirler ki, Atatürk'ün resmini paralardan çıkarmışlardır" dedi.
BUNLAR TAKİYECİLİK DEĞİL Mİ?
Takiyecilik ve samimiyetsizliğin CHP zihniyetini tutarsız hale getirdiğini söyleyen Göksu bu konuda şunları söyledi: "Gezi olaylarında İstanbul'u yakıp yıkarak başbakanlık ofisine yürüyenlerin alnından öpüp, Amerika'da kongre merkezine girenlere terörist demişlerdir. Takiyecilik; seçim zamanı Eyüp Sultan'da Kur'an asli lafzıyla okuyup, seçimden sonra Şeb-i Arus'un tahrif edilmesine göz yummaktır. Takiyecilik; seçimden önce "israfı sona erdireceğiz" deyip, seçimden sonra İstanbulluların trilyonlarca lirasını kendi reklamı için harcamaktır. Tutarsızlık ve samimiyetsizlik seçimden önce "hiç kimsenin ekmeğiyle oynamayacağıma namus sözü veriyorum" deyip, seçimden sonra onbinlerce insanı işinden etmektir. Velhasıl, takiyecilik, samimiyetsizlik ve tutarsızlık; "katil polis" diye slogan atanlara destek çıktıktan sonra twitter'dan şehit polis Fethi Sekin'in fotoğrafını paylaşmaktır."
BECERİKSİZ VE BEREKETSİZDİR
CHP zihniyetinin özelliklerinden birinin de beceriksizlik ve bereketsizlik olduğunu anlatan Göksu, "Kendileri iş yapmadıkları gibi, yapılanları engellemek için ellerinden geleni yaparlar" dedi ve şu örnekleri verdi: "Geçmişte Keban Barajı'ndan tutun da Boğaz Köprüsü'ne, havaalanlarından, otoyollara, motor fabrikalarından, uçak fabrikalarına kadar her projeye karşı çıkmışlardır. Cumhuriyet döneminin en önemli müteşebbislerinden Nuri Demirağ'ın uçak projelerini durduran ve yok eden zihniyet ile bugün 'temel atmama töreni' yapan, ve yapılan projeleri iptal eden zihniyet aynı zihniyettir. Bu zihniyetin bugün İBB'de ilk yaptığı şey; yatırımları durdurmak, yatırım bütçesini, reklam bütçesine dönüştürmek, İstanbulluların kazanımlarını yok edip, İstanbul'un enerjisini boşa harcamak olmuştur." dedi.
GENETİK HAFIZASI
CHP'nin çağdışı zihniyetinin bugün İBB'nin yönetim yapısında da yer aldığını belirten Göksu konuşmasını şöyle tamamladı: "Bu çağdışı zihniyet, netice itibarıyla bir takım semptomlar üretmektedir. Maalesef Türkiyemiz'in travmalarla dolu siyasi tarihi bu zihniyetin hastalıklı genetik yapısının ürettiği semptomları yaşayarak geçmiştir. Bu semptomları makyajla ve şovlarla gizlemeye çalışmaktadırlar. Çünkü CHP'nin genetik hafızasında bunlar vardır. CHP'nin kurumsal DNA'sında; Dogmatiklik, Yasakçılık, Kibir, Ötekileştirme, Takiye ve Beceriksizlik vardır. CHP'nin genetiğindeki bu özelliklerin İstanbul'a yansıması ise yönetim kuraklığı ve bereketsizlik olmuştur. Sizlere kısaca ontolojik arka planını anlatmaya çalıştığım yasakçı, dogmatik, takiyeci, beceriksiz, samimiyetsiz ve tutarsız CHP zihniyetinin ete kemiğe bürünmüş hali, yani morfolojik yansıması bugün İBB'de bir kez daha karşımıza çıkmıştır."