İstanbul'da yaşayan Serap Göke 33 yıl bilişim sektöründe çalıştıktan sonra 2012'de emekli oldu. Günümüze kadar Türkiye'yi güneyden kuzeye, doğudan batıya otostopla gezdi. Ardından dünyayı keşfetmeye karar verdi. Çin'den Tibet'e 5 bin metre yükseklikte yolculuk yaptı, Fas'ta Sahra Çölü'nü geçti. Zorlu dağlara tırmandı, dünyanın sonu veya dibi olarak adlandırılan Arjantin'in en güneyi Ushuaia'ya ulaştı. Şimdiye kadar 73 ülkeyi dolaşan Göke'nin son durağı ise Türkiye'den 6 bin kilometre uzaktaki Moğolistan oldu.
Göke, 17 gün süren Moğolistan gezisinde otostopla Gobi Çölü'ne gitti. Cengiz Han'ın 400 ton çelik kullanılarak yapılan 40 metre yüksekliğindeki dünyanın en büyük heykeli önünde fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedi. Kanat genişliği 2 metreyi bulan Moğolistan kartalını eline aldı. Kartalın çok güçlü olduğunu belirten Göke, "Beni uçuracaktı" diye konuştu. Moğolistan'da Budizm ve Şamanizm tapınaklarını gezdi. Moğolistan'ın uçsuz bucaksız ovaları, gölleri ve ırmaklarını gezdi. Serap Göke, Moğolistan gezisinde kuzey sınırında Sayan dağlarındaki Taygalarda yaşayan, kaybolmakta olan Türk topluluklarından sadece 700 kişilik bir nüfusa sahip Dukha Türklerini de ziyaret etti.
REN GEYİKLERİNİ BESLEDİ
Göke, gezisinde Dukha Türkleri ve geçimlerini sağladıkları ren geyikleri ile birlikte yaşadı. Ren geyiği çobanlarının çadırlarında kaldı. Ren geyiklerini kendi elleri ile besledi. Dukhaların yaşadığı yere ulaşmak için 1 gün minibüs ile 2 gün de at sırtında yolculuk yapan Göke, "Burası 2 bin 800 metre yüksekliğinde Sibirya'nın parçası. Kış aylarında eksi 40 dereceyi görüyorlar.
Yılda 2 ay yaz. Yaz ayları eksi 5 ile artı 5 arası. Kış aylarında sıcaklık eksi 40 dereceye kadar ulaşıyor" dedi. Serap Göke, Dukha Türklerinin ren geyiklerinin derisini ve boynuzlarından el işlemeciliğiyle yaptıkları ürünleri satarak geçindiklerini söyledi. Göke, dağda geçirdiği kaza sonucu vücudunda birçok kırık oluştuğunu, Dukhaların kendisini bitki yapraklarından yaptıkları ilaçlarla tedavi ettiklerini de sözlerine ekledi.