Prof. Ziya Mocan:
Bitki bünyesinde, insanda alerjiye neden olan veya zehirleyici etki yapan bazı farklılaşmalar yaşanabilir.
Gen aktarımında kullanılan bazı teknikler nedeniyle genleri değiştirilmiş bitkileri tüketen insanlarda antibiyotiklere direnç gelişmesi olasılığı söz konusu.
Bu genlerin ürünü olan proteinlerin bağışıklık sistemimizi çökertme riskleri, kanser başta olmak üzere ne tür başka hastalıkları tetikleyecekleri günümüz teknolojisiyle tahmin edilemiyor.
Bu gıdaların genleriyle oynandığı için insan gen yapısında uzun dönemde değişiklik yapıp yapmayacağı bilinmiyor.
Hamileler, büyüme çağındaki çocuklar, beslenme bozukluğu olanlar ve kronik hastalar için özellikle zararlı...
Bunlar konserve gibi, besleyici değerleri düşük. Tabiatın yapısına da aykırı.
Prof. Dr. Ahmet Aydın:
Kanserojen olma ihtimalleri yüksek ama sigara gibi, 20 yıl sonra çıkıp "Kanser yapıyor" dediğinizde "Başka bir yığın kanserojen olabilir" diyecekler.
Bu gıdaları görünüşünden anlayamazsınız. Ancak gelişmiş laboratuvarlarda yapılan testlerle belirlenebilir. Soyalı ürünlerin yüzde 90'ında var. Bebek mamalarında özellikle ailelerin dikkat etmesi gerekli. Mısır nişastasında bulunuyor. Artık domateslerin büyük bölümünde var.
'KISIRLAŞTIRIYOR'
Prof. Dr. Kenan Demirkol:
Viyana Üniversitesi'nde fareler üzerinde yapılan araştırmalarda, GDO'lu domatesleri yiyen farelerin, üç nesil sonra kısırlaştığı görülmüş. İnsan ömrü fareden uzun. İnsanların 30 yaşında evleneceğini düşünürsek, bunu anlamamız için, 90-100 yıl geçmesini mi bekleyeceğiz?
Almanya ve Fransa'da GDO'lu ürünlere yasaklama getirildi.