İstanbul ilimizin Beyoğlu ilçesinde yer alan Galata Kulesi, ülkemizin sembolik tarihi mekanlarının başında yer almaktadır. İstanbul gezilerinde mutlaka uğranılan duraklardan birisi olan Galata Kulesi hakkında bazı rivayetler ve hikayeler vardır. Tarih ve kültür severlerin özellikle ilgisini çeken bu konu hakkında detayları, siz değerli okuyucularımız için yazımızda derledik. Galata Kulesi rivayeti gerçek mi? Galata Kulesi tarihi ve hikayesi nedir? İşte detaylı bilgiler...
Galata Kulesi, 1348 yılında Bizanslılar tarafından inşa ettirilmiştir. Tarih boyunca bölge kontrolü ve yangın gözetleme kulesi olarak hizmet etmiş olan bu yapı Osmanlı döneminde pek çok kez onarılmış ve restore edilmiştir. Galata Kulesi toplamda 11 kattan oluşmakta ve 210 metrekarelik bir alana sahiptir.
Galata Kulesi'nin en bilinen hikayesi, Hezarfen Ahmet Çelebi'nin baş rolde olduğu hikayedir. 17. Yüzyılın önemli Türk bilim adamlarından birisi olan Hezarfen Ahmet Çelebi rivayetlere göre dünyanın ilk kez uçmayı başarmış insanıdır. Hezarfen Ahmet Çelebi, kuşların uçuşlarını gözlemlemesi ve bu konuda yoğun çalışmaları sonucunda kendi üretimi olan kuş kanadı formundaki suni kanatları yapmıştır. Kendi evinde ve Okmeydanı'nda yaptığı uçuş denemeleri ve kanat sağlamlık testlerinin nihayetinde bir sabah Galata Kulesi'nin en tepesinden kendini boşluğa bırakmıştır.
Bütün İstanbul halkının gözleri önünde havada süzülerek uçmayı başaran Hezarfen Ahmet Çelebi, bir süre daha uçmuş ve boğazı da geçerek Üsküdar'daki Doğancılar bölgesine iniş yapmıştır. Bu olay sonucunda Osmanlı topraklarının yanı sıra Avrupa'da pek çok kişinin takdirini ve hayranlığını toplamayı başarmıştır. Lakin, Hezarfen Ahmet Çelebi dönemin Osmanlı padişahı 4. Murat tarafından Cezayir'e sürgün edilmiştir. Hezarfen Ahmet Çelebi yaşamının son yıllarına kadar Cezayir'de yaşamıştır.
Galata Kulesi hakkındaki rivayetlerden birisi de Galata kulesi Efsanesi'dir. Bu efsaneye göre Galata Kulesi, Kız Kulesine sevdalıdır tıpkı Kız Kulesi'nin de ona olduğu gibi lakin bu sevenlerin arasında oldukça çetin bir engel vardır. Bu engel ise İstanbul Boğazı'dır. Hezarfen Ahmet Çelebi'de bu kuleden atladıktan sonra Kız Kulesi, Galata Kulesi'ne fısıldamış ve ona bir mektup vermiştir. Bu iki kule böylece İstanbul'un en güzel manzaralarını oluşturan iki kule olmuştur.