''Yüksek Sadakat'' Grubu, Almanya'da yapılacak 56. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Türkiye'yi, ''Live it up'' (Hayatını Yaşa) adlı parçayla temsil edecek.
Türkiye'nin Eurovision şarkısı, TRT Tepebaşı Stüdyolarında, TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve ''Yüksek Sadakat'' grubu üyelerinin katıldığı basın toplantısında açıklandı.
Buna göre grup, Almanya'da yapılacak 56. Eurovision Şarkı Yarışması'na, ''Live it up'' (Hayatını Yaşa) adlı İngilizce parçayla katılacak. TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, 56. Eurovision Şarkı Yarışması'nda Yüksek Sadakat grubundan beklentilerinin birincilik olduğunu belirterek, ''Ama asıl beklediğimiz, birinci olmanın dışında Türkiye'yi uygun bir şekilde temsil etmeleridir'' dedi.
Bu yıl Almanya'nın Düsseldorf şehrinde düzenlenecek yarışmada TRT tarafından Türkiye temsilcisi olarak seçilen Yüksek Sadakat grubunun Eurovision şarkısı ''Live it up'' canlı yayınla dinleyicilere tanıtıldı.
TRT'nin Tepebaşı Stüdyolarındaki basın toplantısına, TRT Genel Müdürü Şahin ile Yüksek Sadakat grubu ve menajerleri Afşin Akın katıldı.
Şahin, hazırlık aşamasında ciddi anlamda bir yorgunluk yaşandığı ama şu an tatlı bir mutluluk içinde olduklarını belirterek, bu yıl Yüksek Sadakat'in Türkiye'yi temsil edeceğini, grubun ilk olarak 3 parça hazırladığını, 4 Şubatta eleme yapılarak seçeneğin bire indirildiğini söyledi.
Türkiye'nin yarışmada geçen yıl Manga ile 2. olduğunu hatırlatan Şahin, şunları kaydetti:
''Manga ile gelen ikinciliğe fazla sevinemedik, oysa hatırlarsanız eskiden eğer sonuncu olmamışsak bir hayli sevinç duyuyorduk. Bir önceki sene dördüncü olduk. Arkadaşlarımızdan beklentimiz bu yıl birinci olmaları. Ama asıl beklediğimiz birinci olmanın dışında Türkiye'yi uygun bir şekilde temsil etmeleridir ki seçimlerde buna itina gösterdik. Eurovision bu yıl Düsseldorf'ta yapılıyor, iki aşamalı bir yarışmada birinci yarıda yer alıyoruz. Geçen yıl Manga bizi çok başarılı bir şekilde temsil etti. Gönül arzu ederdi ki birinci olalım ama siz Eurovision sevenler biliyorsunuz, bizi gönüllerinde birinci ilan etmişlerdi.''
Şahin, mayıs ayının hazırlıklar açısından çok heyecanlı geçeceğini vurgulayarak, bu zamana kadar TRT'nin yoğun bir hazırlık süreci yaşadığını söyledi.
İlk olarak TRT'nin web siteleri üzerinden ilan verdiklerini ve ciddi anlamda başvurular olduğunu, başvuranlarla görüşmeler yapıldığını belirten Şahin, sonunda Yüksek Sadakat grubu üzerinde karar kılındığını kaydetti.
Şahin, parçaya müdahale etmediklerini belirterek, şöyle devam etti:
''Mümkün mertebe kendilerini özgür bıraktık. İki yıldır yarışmacıları kendi hallerine bırakıyoruz. Bunda başarıyı yakalıyoruz. Bazı ülkelerde bu yarışmalarda neredeyse 4-5 aylık bir süreç yaşanıyor. Aslında biz onu da deneyebilirdik ama doğrudan arkadaşlarımızın huzurlarınıza getirilmesi biraz da benim yönetsel taktiğim. Çünkü Eurovision Şarkı Yarışması inanılmaz bir şekilde bir yıl boyunca Türkiye'de tartışılıyordu. Bu biraz böyle 3. dünya ülkelerinin işi gibi geliyor bana. Gelişmiş ülkelere bakarsanız doğal, sıradan bir türkü, şarkı veya eser yarışması. Sanki bir olaya gereğinden fazla önem veriyorduk, bu da ne kadar doğru tartışılır. Onun için biz de yetkimizi kullanarak, doğrudan arkadaşlarımızı seçtik. Ama 'hemen gelin arkadaşlar' da demedik. SMS'leri değerlendirdik ve kendi aramızda karar verdik.''
TARKAN İLE İLGİLİ POLEMİKLER
Sanatçı Tarkan ile ilgili gündeme gelen polemiklere de değinen Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
''(Tarkan TRT'den çok para aldı) veya (pazarlık yaptı) diye söylemler çıktı. Göreve geldiğimizden bu yana Tarkan'la çok güzel bir dostluk kurduk. Bir kuruş da para talep etmedi. Bana söylediği şu; 'İstediğinizi yapayım, eser ortaya çıkaralım, arkadaşlara katkı sağlayalım ama benim bu saatten sonra Eurovision Şarkı Yarışması'na katılamam doğru olmaz'. Biz de bunu saygıyla karşıladık.''
Şahin, Avrupa'ya, özellikle de Almanya'ya göçün 50. yıl dönümü olan bu yıl yarışmada birincilik fikrinin hep aklında yer aldığını belirterek, Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmenin önemine işaret etti.
Şarkının son halini ilk kez dinlediğini kaydeden Şahin, ''İlk 3'ü garantilersek şaşırmam ama benim gönlümden birincilik geçiyor. Çok iyi performans sergileyeceğiz. Bu 50. yıl bize bir ödül getirecek. Arkadaşlarımızı birçok ülkede gezdireceğiz, özellikle Almanya'da. Çok Türk olduğu için oradaki konserlerimiz daha görkemli olacak. Biz üzerimize düşeni yapacağız, eminim onlar da gerekeni yapacak'' diye konuştu.
Şahin, Türklerin kullandığı enstrümanların parçanın içine gömülmesini istediğini belirterek, ''Belki kulağınıza tınısı gelmiştir, arkadaşlarımız onu kullandılar. Ama benim asıl önemsediğim şu; dil konusunda hep eleştirildik. İngilizce katılırsanız daha yüksek puan alıyorsunuz ama Türkçe ile katılma konusunda da bir rahatsızlığımız yok. Ama Türkçe sözlerle katılsalar mutlu olurdum dereceye girmesek de. Bir yarışmaysa ve iyi bir derece alacaksak İngilizce parçanın gitmesi doğruydu. Bunu da saygıyla karşılıyorum'' şeklinde konuştu.
''BAHTI AÇIK OLSUN''
Yüksek Sadakat grubu adına konuşan Kutlu Özmakinacı da kendilerine destek verenlere teşekkür ederek, TRT'nin şarkının ortaya çıkmasında kendi inisiyatiflerine saygı gösterdiğini kaydetti.
Özmakinacı, iyi bir şarkı yaptıklarını vurgulayarak, ''Bizim açımızdan tamam ve güzel bir şarkı. Fakat güzel olması yetmez, bahtı açık olsun. İnşallah bahtı açık olur ve bu, diğer şarkılar arasında fark edilmesini ve öne çıkmasını sağlar. Kendi bestemiz olduğu için fazla değer yargısı belirten sözler sarf etmek anlamlı olmayacaktır ama biz seviyoruz. Güçlü bir nakaratı ve altyapısı olan keyifli bir şarkı. Adı da 'Live it up'. Tam olarak 'hayatını yaşa' şeklinde çevirebiliriz belki'' diye konuştu.
SORULAR
Grubun solisti Kenan Vural, ''Manga 2. olduğu için çıta çok yüksek, sizin beklentiniz ne? Bir de 'Yüksek Sadakat kendine özgü bir grup, Türkiye'nin genelini temsil etmez' söylemine 'Live it up' şarkısıyla cevap verdiğinizi düşünüyor musunuz?'' sorusuna, şöyle yanıt verdi:
''Mutlaka düşünüyoruz, zaten düşünmesek başka bir şarkı da yazmayı denerdik. Müzikal fikirlerimizi, müzik anlayışımızı çok doğru temsil eden bir şarkı. Bu şarkıyla gitmeye karar verdiğimizde aramızda konuştuğumuz bir şey vardı. TRT yönetimi bizi seçerken kriterleri öncelikle yaptığımız müzikti. Dolayısıyla Yüksek Sadakat, bu yarışmaya giderken müziğiyle seçildiğini hiçbir zaman unutmadı. Biz ne yaparsak yapalım kendi kimliğimizi kaybetmeyecek şekilde ortaya çıkıp, öyle bir şarkıyla ülkemizi temsil etmek düşüncesini baştan beri benimsedik. Dolayısıyla şarkımızın bizi ve ülkemizi temsil edeceğini düşünüyoruz. Kitle konusuna gelince de onun için aslında söylenecek çok fazla bir şey yok. Bu imkan, bizi daha önce tanımayan müzikseverlere buluşmada bir katalizör olacaktır. İnancımız bugüne kadar müziğimizle nasıl var olduysak, bundan sonra da aynı şekilde kitlemizi artırarak yolumuza devam etmektir.''
''Sahne şovuyla ilgili bir çalışmanız var mı?'' sorusu üzerine Kutlu Özmakinacı, şu ana kadar bir sahne şovu üzerinde çalışılmadığını, önce klip çekip sahne şovunu sonra ele alacaklarını belirtti.
Özmakinacı, İngilizce şarkıların Eurovision platformunda daha başarılı olduğunu, yoksa Türkçe ile bir sıkıntıları olmadığını tüm Türkiye'nin bildiğini kaydetti.
Eurovision'da yarışmanın sanatçıların kendilerini geliştirmeleri için büyük fırsat olduğunu söyleyen Özmakinacı, grubun da yarışmayı kendini geliştirmede bir fırsat olarak gördüğünü aktardı.
Serkan Özgen de yurt dışında mart ve nisan ayları boyunca Almanya başta olmak üzere çeşitli ülkelerde konserler vereceklerini belirterek, bunun şarkının tanıtımı açısından iyi bir çalışma olacağını söyledi.
''Almanya'da Türklerin çok olması bir avantaj mı, bir de Almanya'nın bu yıl da aynı sanatçıyla katılmasını nasıl yorumluyorsunuz?'' sorusuna karşılık da Özgen, Alman şarkıcının geçen yılki şarkısını çok beğendiğini belirterek, şöyle konuştu:
''Güzel ve dinleyenin kulağında iz bırakan bir şarkı. Sempatik de söylüyor İngilizce aksanıyla. Almanya'nın tekrar aynı şarkıcıyla katılması avantaj olabilir mi bilmiyorum. Ama burada önemli olan müziğinizle ne yaptığınız. Bildiğim kadarıyla bu yıl ülkeler jüriler belirlediler ve puanlar hem oylama hem de ülkelerin jürilerinden gelecek. Bazı yazılar okudum. 'Nasıl olsa Avrupa'da çok Türk var, bizim alacağımız puanlar bellidir' gibi bir yaklaşım var. Ben ona çok katılamıyorum, çünkü insanların telefon oyları kadar jürilerin de söz sahibi olduğu bir puanlama sistemi var. Salonda Türk vatandaşlarımızı bayraklarımızla görmemiz bizi ateşleyecektir.''
Grubun menajeri Afşin Akın da ''Nasıl bir PR çalışması yapacaksınız?'' sorusuna karışılık tanıtımın önemine işaret ederek, sosyal medyayı, özellikle Facebook ve Twitter'ı çok iyi kullanacaklarını söyledi. Akın, yarışmaya kadar 12 ülkeye gideceklerini, radyo-televizyon ve gazetelerde geniş bir şekilde yer alacaklarını kaydetti.
Grup üyesi Uğur Onatkut da annesinin 26 yıl önce Eurovision'a katıldığının hatırlatılması üzerine, ''Annemin en büyük tavsiyesi 'Sakin olun, çok eleştiri olacaktır. Sadece işinizi yapın, işinize konsantre olun, başarılı olursunuz' şeklindeydi'' diye konuştu.
''LIVE IT UP''
Türkiye'yi temsil edecek ''Live it up'' şarkısının bestesi Kutlu Özmakinacı'ya, sözleri Ergün Arsal'a ait. Şarkının düzenlemesini ise tüm grup birlikte gerçekleştirdi.
Yaşamın büyük bir hediye ve tadı çıkarılmaya değer bir yolculuk olduğunu anlatan şarkı, enerjisi ve güçlü nakaratıyla dikkati çekiyor.
Geçen hafta kayıtları tamamlanan şarkı için grup, bugüne kadar Deep Purple, Björk, Marillion gibi sanatçılarla bir araya gelen prodüktör Nick Davis ile çalıştı. İstanbul Babajım Stüdyolarında kayıtları yapılan şarkı, Fisher Lane Farm Studios'da Nick Davis tarafından mikslendi. Mastering işlemi ise Babajım Stüdyolarında Pier Snapper tarafından gerçekleştirildi.
Vokalde Kenan Vural, gitarda Serkan Özgen, basta Kutlu Özmakinacı, tuşlu çalgılarda Uğur Onatkut ve davulda Alpay Şalt'tan oluşan Yüksek Sadakat, 10 Mayısta Düsseldorf'taki birinci yarı finalde sahneye çıkacak. 2011 Eurovision Şarkı Yarışması finali ise 14 Mayısta yapılacak.