İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Erkan Dursun getirildi. Müşteki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı avukatı da duruşmada hazır bulundu. Duruşmada, sanık Erkan Dursun'un 16 yaşındaki kızı Tuğba Dursun'un tanık olarak ifadesi alındı. Olay günü evde temizlik yapıldığını, annesinin bağırmasını duyunca onun bulunduğu odaya geçtiğini anlatan Tuğba Dursun, "Babam ısrarla hastaneye gidelim diyordu. Annem kabul etmedi. Diyaliz hastasıydı. Haftada üç gün diyalize giderdi. Daha sonraki gün hastaneye gidince annem muayene için eşarbını açtı. Çenesinin altında küçük bir morluk vardı. Düşünce olmuş. Doktor bunu görünce adli vaka diyerek polis çağırdı. Polisler geldi, babamın bir iki yumruk vurduğuna dair tutanak düzenleyip annemden imzalamasını istedi. Annem imzalamak istemedi. 'Ben böyle bir şey yaşamadım' dedi. Polis ise karısını bıçaklayanlara bile bir şey olmadığını, bir sıkıntı olmayacağını söyledi. Bunun üzerine annem, altında şikayetçi değilim yazan tutanağı imzaladı. Kesinlikle babamın anneme vurması söz konusu değil. Aralarında problem yoktu." dedi. Ameliyata alınmadan önce doktorlara annesinin kan sulandırıcı kullandığını söylediği de belirten Tuğba Dursun, ameliyattan sonra başındaki kanamanın kesilmediğini, iki gün sonra da komaya girdiğini anlattı. Sanığın babası Ahmet Dursun ve bacanağı Mehmet Ertaş, ölümün ameliyattan kaynaklandığını düşündüklerini belirttiler.
SAVCI MÜTALAASINI AÇIKLADI
Duruşmada mütalaasını bildiren savcı Emre Genç, sanığın eşini darp ettiği, ölümün darp sonucu gerçekleştiğini, eylem sırasında herhangi bir silah kullanmadığı, maktülün ölümün tedavi sürecinden sonra gerçekleştiği belirtilerek sanığın "Neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan 11 yıldan 23 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmasını istedi.
"SUÇSUZUM"
Mütalaaya karşı beyanı sorulan sanık Erkan Dursun ise "Kesinlikle maktüle karşı darpta bulunmadım. Ona karşı kötü bir davranışım olmadı. Suçsuzum. Tahliyemi ve beraatimi talep ederim" dedi.
AİLE BAKANLIĞI AVUKATI: KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNDAN CEZALANDIRILMALI
Aile Bakanlığı avukatı Hatice Boz ise sanığın maktülü darp ettiğinin ortada olduğunu, adli tıp kurumundan gelen raporun da ölümün darp neticesinde gerçekleştiğinin belirtildiğini belirterek yere düştükten sonra vurması nedeniyle kasten öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğini ifade etti.
SON SAVUNMASINI GELECEK CELSE YAPACAK
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluk halinin devamına ve mütalaaya karşı savunmasını hazırlaması için süre verilmesine karar verdi. Duruşma ertelendi.
DAVANIN GEÇMİŞİ
Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan ilk iddianamede, sanık Erkan Dursun'un 30 Temmuz 2017 tarihinde eşi Esengül Dursun'a yorganları düzensiz yerleştirdiği için yumruk vurduğu ve Dursun'un kafasını dolaba çarparak yere düştüğü, eşi yerde olduğu sırada iki yumruk daha attığı belirtildi. Adli tıp raporuna göre Esengül Dursun'un hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı kaydedildi. Esengül Dursun hastanede verdiği ifadesinde de eşinin kendisine yumruk atması üzerine yere düştüğünü, aldığı darbenin etkisiyle 10-15 dakika hiç hareket etmediğini, sonrasında da çok fazla baş ağrısı olduğunu belirterek eşinden şikayetçi olmadığını söyledi. Erkan Dursun da eşine yumruk attığını kabul ederek "Bir anlık sinir ile darp ettiğim için pişmanım" dedi. Sanık Dursun, 2 Ağustos 2017 tarihinde tutuklandı. Hakkında "Kasten yaralama" suçundan Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Esengül Dursun ise 28 Ağustos 2017'de hayatını kaybetti. Erkan Dursun, dava devam ederken 5 Aralık 2017'de tahliye edildi. Ancak ölümün kafa travmasına bağlı olarak gerçekleştiğine ilişkin adli tıp raporunun gelmesinin ardından 14 Mart 2019'da yeniden tutuklandı. Bu arada Gaziosmanpaşa 10. Asliye Ceza Mahkemesi, görevsizlik kararıyla dosyayı İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderdi. Öte yandan İstanbul Cumhuriyet Savcılığı olaya ilişkin "eşi kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yeni bir iddianame hazırladı. İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen yeni iddianame, İstanbul 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde birleştirildi.