Olay, 29 Temmuz Pazar günü saat 20.30 sıralarında, Kültür Mahallesi 3872 Sokak'taki apartmanda meydana geldi. 3 ve 5 yaşında iki erkek çocukları olan Zübeyde ve Tolga Demirbozan çifti arasında, kıskançlık nedeniye tartışma çıktı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine Tolga Demirbozan, eşini boğarak, öldürdü. Zübeyde Demirbozan'ın cansız bedenini, eve gelen arkadaşları buldu. Olay sonrası kaçtığı Nazilli'de polise teslim olan Tolga Demirbozan tutuklandı.
'YAKINLARI, EŞİME UYUŞTURUCU SATTIRIYORMUŞ'
Antalya 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ilk duruşmaya tutuklu sanık Tolga Demirbozan, başka bir suçtan tutuklu Zübeyde Demirbozan'ın kız kardeşi Mebluse Bozkurt ve taraf avukatları katıldı. Tolga Demirbozan savunmasında, eşi ile 5 yıllık evli olduğunu anlatarak, "Hurdacılık yapıyorum. Eşim ile Nazilli'de yaşıyorduk. Eşimin telefonu bozulunca yeni bir telefon aldım. Telefonuna takmak için SIM kartını isteyince tedirgin oldu. Israr edip kartı aldım ve telefona taktım. Bu sırada, eşimin bir erkekle mesajlaştığını gördüm. Mesajda 'Aşkım bayadır görüşemiyoruz ne yapıyorsun?' yazıyordu. Tartıştık ve kendisini tokatladım. Bu olay nedeniyle evden bir ay uzaklaştırma kararı verildi. 10-15 gün sonra eşim çocuklarımdan birini alıp Antalya'ya gitti. Ben de Manisa Kırkağaç'a ailemin yanına gittim. Yaklaşık 5-6 ay bu şekilde ayrı yaşadık. Bu sürede eşime yakınları tarafından uyuşturucu sattırıldığını öğrendim. Antalya'ya gidip ailemi toparlamaya çalıştım. Ancak eşimin ailesi buna izin vermedi" dedi.
TELEFONDAKİ KİŞİ 'İNSAN ALACAĞININ PEŞİNE DÜŞMEZ Mİ' DEDİ
Bunun üzerine Manisa'ya döndüğünü anlatan Tolga Demirbozan, savunmasına şöyle devam etti:
"Bir gün eşim beni aradı. Yaptığı hatalardan pişman olduğunu, çocuğunu özlediğini, bir araya gelmek istediğini söyledi. Antalya'ya geldim. Eşim, Sevda adlı arkadaşının yanında kalıyordu. O evde bir gece misafir kaldık. Eşim barda garsonluk yaptığını söyleyerek gece çalışmaya gitti. İşteyken 'Aşkım kolay gelsin, ne yapıyorsun?' diye mesaj attım. O da bana 'Tolga ne aşkı, ne yapıyorsun? İşler kötü gidiyor. Sabah gelince anlatırım' dedi. Sabah geldiğinde direkt yatak odasına gidip üstünü değiştirdi. Bu sırada, telefonla birkaç mesaj attığını gördüm. 'Kime mesaj attın' deyince Sevda'ya attığını söyledi. Eşim biraz dinlendikten sonra dışarıya çıkmayı teklif ettim. O da sinirle yorgun olduğunu, bana yalan söylediğini, konsomatrislik yaptığını itiraf etti. Sinirlendim ve odaya gidip valizimi hazırlamak istedim. Arkamdan geldi. Kalmamı istedi. O sırada telefonu çaldı. Arayan bir erkekti. Bu kişi telefona ben bakınca 'Kusura bakma, alacağım vardı. Onun için aradım' dedi. Ben de telefonun eşime ait olduğunu söyledim. Telefondaki kişi bu kez 'İnsan alacağının arkasına düşmez mi' diyerek telefonu kapattı."
'BOĞAZINI SIKMAYA BAŞLADIM, HAREKETSİZ KALINCA BIRAKTIM'
Tolga Demirbozan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eşime bana neden ters davrandığını sordum. O da bana 'Bu benim yaşantım. Onlar benim dostlarım. Seni boynuzluyorum, anlamıyor musun?' diyerek bana boğazını gösterdi. Boğazında emme izi vardı. Ben de sinirlendim. Kendime hakim olamadım. Boğazını sıkmaya başladım. Hareketsiz kalınca da bıraktım. Amacım öldürmek değildi. Öldüğünü düşünmediğim için arkamdan beni şikayet etmesin diye cep telefonunu aldım. Evden uzaklaştım. Çocuğumla birlikte Nazilli'ye gittim ve onu amcama bıraktım. Sonra da Nazilli'de polise teslim oldum."
Zübeyde Demirbozan'ın kardeşi Mebluse Bozkurt ise sanığın kız kardeşini silahla bacağından vurduğunu ve şiddet uyguladığını iddia etti. Bozkurt, "Öldürülmeden önce de kız kardeşimin sanığı çağırdığına inanmıyorum. Kız kardeşimi çocukları bahane ederek kandırdığını düşünüyorum. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını talep ediyorum" dedi. Duruşma, diğer tanıkların dinlenmesi için ertelendi.
...