Erzurum'un Pasinler ilçesinde meydana gelen 4,5 büyüklüğündeki deprem, bölgede endişeye yol açarken, uzmanlar depremin normal karşılanması gerektiğini ve paniğe yol açabilecek açıklamalardan kaçınılması gerektiğini belirtti. Erzurum Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çağlar Özer, sosyal medyada depremle ilgili yayılan yanlış bilgiler hakkında uyarılarda bulundu.
"Aktif faylar üzerinde yaşıyoruz, depremler olağan"
Doç. Dr. Çağlar Özer, depremin meydana geldiği Pasinler ilçesine en yakın yerleşim yerinin Yastıktepe mevkii olduğunu ve deprem aktivitesinin Karayazı fay hattıyla ilişkili olduğunu söyledi. Özer, "Pasinler ilçesine yakın Yastıktepe mevkiinde orta büyüklükte bir deprem meydana geldi. Depremin olduğu lokasyon itibariyle bölgede aktif tektonik birimler bulunuyor. Bunların başında Pasinler ve Karayazı fay hatları geliyor. Kinematik özelliklerini incelediğimizde depremin Karayazı fayının üzerinde gerçekleştiğini değerlendiriyoruz. Erzurum ve çevresi, tarihsel ve güncel olarak birçok aktif fay hattına ev sahipliği yapıyor. Örneğin, bu bölgede 1924 yılında Pasinler depremi olarak bilinen, 6,8 büyüklüğünde yıkıcı bir deprem meydana gelmişti. Ayrıca, bugünkü depreme çok yakın bir bölgede 2021 yılında 5,1 ve 4,7 büyüklüğünde Köprüköy depremleri kaydedilmişti. Bu ölçekteki depremlerin görülmesi, bölgenin jeolojik yapısı için olağan bir durumdur" dedi.
"Büyük depremin habercisi olduğunu söylemek mümkün değil"
Deprem sonrası artçı sarsıntıların doğal bir süreç olduğunu belirten Doç. Dr. Özer, vatandaşların paniğe kapılmaması gerektiğini ifade etti. Özer, "Büyük ya da ana depremlerden sonra onlardan daha küçük olan sarsıntılar meydana gelir. Biz bunlara artçı depremler diyoruz. Bu, depremlerin doğal bir sonucudur. Ancak bu depremin daha büyük bir depremin habercisi olup olmadığını söylemek mümkün değil. Bilim dünyasında şu an için bir depremin öncü olup olmadığını belirleyebilecek bir teknoloji veya yöntem yok. Dolayısıyla vatandaşlarımızın bu konuda endişe etmesine gerek yok" diye konuştu.
Sosyal medya ve bilgi kirliliği konusunda uyarı
Sosyal medyada depremle ilgili yayılan yanlış bilgilerin halk arasında paniğe neden olabileceğini belirten Özer, güvenilir kaynaklardan bilgi alınması gerektiğini vurguladı: "Son dönemlerde sosyal medyada depremlerle ilgili yapılan yorumlar ve paylaşımlar halk arasında gereksiz paniğe neden olabiliyor. Bilimsel dayanağı olmayan bu açıklamalara itibar edilmemesi çok önemli. Vatandaşlarımızın Valilik ve AFAD gibi resmi kurumların açıklamalarına uymalarını tavsiye ediyoruz. Şu an elimizde bir depremin önceden yerini veya zamanını tahmin etmeye yönelik herhangi bir teknoloji bulunmuyor. Bu nedenle sosyal medyada yapılan tahminler veya yorumlar spekülasyondan ibarettir."
"Deprem ve zemin yapı ilişkisi hayati önem taşıyor"
Erzurum ve çevresinin aktif bir deprem bölgesinde yer aldığını belirten Doç. Dr. Çağlar Özer, yapıların zemin özelliklerine uygun olarak inşa edilmesi gerektiğini söyledi. Özer, "Türkiye gibi aktif bir deprem kuşağı üzerinde bulunan bir ülkede yaşıyoruz. Deprem zararlarını en aza indirmek için zemin ve yapı ilişkisini iyi analiz etmemiz gerekiyor. Her zemine uygun yapı tipleri seçilmeli ve buna göre binalar inşa edilmelidir. İyi tasarlanmış ve zemine uygun yapılmış binaların, büyük depremlerde dahi ayakta kaldığını başarılı örneklerden biliyoruz" dedi.
"Hayvan davranışlarıyla deprem tahmini bilimsel değil"
Sosyal medyada karınca ve diğer hayvanların davranışlarının deprem habercisi olabileceği yönündeki iddialar üzerine açıklama yapan Özer, bu konunun halen bilimsel tartışma aşamasında olduğunu söyledi. Doç. Dr. Çağlar Özer, "Hayvanların davranışlarının depremle ilişkisi üzerine bazı çalışmalar var. Ancak bu araştırmaların net bir şekilde sonuç verdiği söylenemez. Karınca hareketleri, köpeklerin tepkileri veya diğer hayvan davranışlarıyla ilgili bazı makaleler yayımlanmış olsa da kesin bir sonuç yok. Bu nedenle, bu tür bilgiler üzerinden bir sonuca varmak doğru değil" şeklinde konuştu.
Deprem izleme çalışmaları sürüyor
Atatürk Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi olarak Erzurum ve çevresinde kurulan 12 deprem istasyonuyla bölgenin sürekli izlendiğini ifade eden Özer, "Bölgede günlük olarak deprem verileri analiz ediliyor ve sonuçlar akademik platformlarda paylaşılmaya devam ediyor. İnsanların hissetmediği birçok küçük depremi de kaydediyoruz. Bu çalışmalarımız, bölgedeki tektonik yapıların aktif olduğunu ve her an hareket edebileceğini ortaya koyuyor. Ancak vatandaşlarımızın endişeye kapılmadan, resmi açıklamalara uyarak önlem alması yeterli olacaktır" diye konuştu.