Seferihisar ilçesi açıklarında 30 Ekim 2020'de meydana gelen 6.6 büyüklüğündeki depremde yıkılan Bayraklı'daki Emrah Apartmanı'nda 30 kişi hayatını kaybetti, 8 kişi yaralandı. Depremin ardından başlatılan soruşturma kapsamında binanın müteahhidi Hayati Uzun, statik-betonarme proje müellifi ve fenni mesulü Turgay Akkoçlu ve sürveyanı Hüseyin Bilgin Sert gözaltına alındı. Akkoçlu tutuklanırken, Uzun ve Sert ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Soruşturmanın ardından şüpheliler hakkında 'bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı.
'EV ÜZERİME YIKILDI'
Sanıkların yargılanmasına bugün İzmir 4'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuklu sanık Turgay Akkoçlu, tutuksuz sanık Hayati Uzun, müştekiler ve avukatlar katıldı. Hüseyin Bilgin Sert'in avukatı, 26 Aralık'ta müvekkilinin hayatını kaybettiğini ve bu nedenle davadan düşmesini talep etti. Duruşmada ilk olarak şikayetçilere söz verildi.
Depremde annesi, babası ve kardeşini kaybeden Sibel Öztürk, gözyaşları içinde, "3 canını kaybetmiş biriyim. Binada güçlendirme yapıldığını ailemden duymuştum. Suçlular, en ağır cezayı alana kadar mücadelemi vereceğim" dedi.
Şikayetlerden Ömer Taşkın ise, "Depremde babamı kaybettim. Binada çatlaklar vardı, onlar yapıldı. Bunun yanı sıra güçlendirme de yapıldı. Bundan herkesin haberi vardı. Sıva çatlakları yapıldı. Şikayetçiyim" diye konuştu.
Enkazın altından 58 saat sonra çıkarılan İdil Şirin de şikayetçi olduğunu belirterek, "Ev üzerime yıkıldı. Tadilat var mı, yok mu bilmiyorum. Şikayetçiyim" dedi.
Duruşmada söz alan müştekilerden Mustafa Yiğit, Yusuf Yiğit ve Burak Yiğit de şikayetçi olduklarını söyledi.
'TAŞIYICI ELEMENTLERE ZARAR VERMEDİK'
Şikayetçilerin ardından tanıklar söz aldı. Binanın altındaki dükkanlardan birinde iş yeri olan Bora Özakça, "Dükkanımızda kendimiz boya, badana yaptık. Taşıyıcı elementlere zarar vermedik. 3 sene önce yerleri seramik yaptık. Dükkanı ortadan alçıpan ile ikiye böldük. Doğramaları değiştirdik. 2005 yılındaki depremde bina oturmuştu ve bombe yapmıştı. Doğramaları da bu yüzden değiştirdik" dedi.
Emrah Apartmanı'nda kiracı olarak oturan Sedat Arslan ise, "2016 ocak ayında kiracı olarak taşındım. Bu tarihten sonra büyük tadilat veya güçlendirme bildiğim kadarıyla olmadı. Küçük tadilatlar oluyordu. Dış cephenin boyanması dışında bir tadilata şahit olmadım" diye konuştu.
'DAVA YANLIŞ YERE GİDİYOR'
Ardından söz verilen tutuklu sanık Turgay Akkoçlu, "Ölenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi bilirkişi raporuna göre, projelerimiz aklanmış ve sorumluluğumuz ortadan kalkmıştır. Dava yanlış yere gidiyor. Tadilatları görmezden gelirsek, binanın yıkılışını doğru yorumlayamayız. Kolon kesilmesinin yanında epoksi ve güçlendirmeler yapılmıştır. Bu değerlendirmelerin dikkate alınmadığını söylemek istiyorum. Eksik değerlendirme yapılmıştır. Beraatimi istiyorum" dedi.
'DEPREMDE BEN DE YAKINLARIMI KAYBETTİ'
Mahkemede kendini savunan binanın müteahhidi tutuksuz sanık Hayati Uzun, "Depremde ben de yakınlarımı kaybettim. Eğer yanlışım olsaydı, onları o binada oturtur muydum?" diye konuştu.
Mahkeme heyeti, cezaevinde kaldığı süre ve sağlık durumu göz önüne alınarak tutuklu sanık Turgay Akkoçlu'nun konutunu terk etmemek şartıyla tahliyesine karar verdi. Bu kararla birlikte dosyada tutuklu sanık kalmadı.
Heyet, Emrah Apartmanı ile ilgili tüm bilgilerin istenmesine ve eksiklerin giderilmesine karar vererek duruşmayı 24 Mart 2022 tarihine erteledi.