Allah'ın yüce olduğu, kusursuz olduğu tüm Müminler tarafından bilinmektedir. Aynı zamanda tüm Müminler tarafından bilinmektedir ki, Allah'ı görmek, onun yüceliğini anlamak, insanoğlunun kapasitesini aşan bir durumdur. Allah tarafından kuru balçık ile yaratılan insanoğlu, Allah'tan bir parça taşır ve bu sayede eşref-i mahlukat'tır. Yani yaratılmışların en şereflisi, biz insanoğludur.
El Müteali, Allah'ın göz ile görülemeyen, akıl ile idrak edilemeyen, yüce bir varlık olduğunu belki de en iyi anlatan ismi şeriftir. İnsan olarak bizler hem beden olarak hem de zihin olarak kısıtlı varlıklarızdır. Bu sebeple peygamberlerin dışında hiçbir insan, Allah'ı tam anlamıyla tasavvur edemez, çünkü kapasitesi yeterli değildir ve Allah'ın yüceliği sınırsızdır.
Allah, aynı zamanda tüm biçimlerden müstesna olduğundan dolayı herhangi bir şeye benzetilmesi mümkün değildir.
Allah bilindiği gibi yücedir, kusursuz ve alidir. Bu nedenle bütün övgüler, tüm bir kainati örneği olmayan bir biçimde yaratan, yoktan var eden Allah'adır. Allah, bizleri bir kuru balçıktan yaratarak biz insanoğluna ruhundan üflemiştir.
Dünyada ve cennette bulunan sınırsız nimet, biz insanoğluna yararlanması için Allah tarafından verilmiştir. Bizleri eşref-i mahlukat yapan, akıl ve irade veren, yaratılmışların en şereflisi unvanını veren olan Allahu Teala'dır.
El Müteali ismi şerifini zikretmek, bu esmayı tekrar etmek, bunu yapan kulun problemlerine çözüm bulmasını sağlar, huzura ererek ilminin yükselmesine, farklı bir boyuta ulaşmasına katkıda bulunur.
Takva sahibi olan kullar kendi üzerindeki acizliklerin farkında olarak en yüce varlık Allah'a devamlı olarak şükranlarını sunmalı ve Allah'ın büyüklüğünü hatırlamalı, kendine tekrarlayarak bu şereflere ermelidir.