Uzunköprü İlçesi'ne bağlı Elmalı Köyü'nde1 milyon lira değerindeki altınlar için gerçekleştiği iddia edilen katliam; hayvancılıkla uğraşan Güner ailesinin her gün düzenli olarak bıraktığı sütleri kooperatife bırakmadığının fark edilmesiyle ortaya çıkmıştı. Süt Toplama Birliği Başkanı aynı zamanda köy muhtarı Mustafa Korucu, Güner Ailesi'nin sütleri getirmediğini görünce önce Mehmet Güner'i ardından Anıl Güner'i telefonla aradı. Muhtar Korucu Güner ailesine ulaşamayınca birlik çalışanını eve gönderdi. Güner Ailesi'nin evine ulaştığında kapı önündeki kan izlerini fark eden birlik çalışanı, avluya girdiğinde korkunç manzara ile karşılaştı. Anıl Güner evin giriş kapısında dede Mehmet Güner aynı bahçe içinde bulunan kendi evinin önünde Mehmet Güner yatak odasında, eşi Filiz Güner mutfakta vurulmuş halde bulundu.
Olayın hemen ardından harekete geçen Jandarma timleri büyük bir titizlikle katliamla ilgili tüm detayları titizlikle incelemeye aldı. Katliamla ilgili her senaryoyu değerlendiren dedektifler önce cinayetin aile içinde yaşanmış olabileceği ihtimalinde durdu. Bu iddia evin oğlu Anıl Güner'in otopsi raporuyla tamamen çürüdü.
Yapılan incelemede Anıl Güner'in olay sırasında kahvede olduğu eve geldiğinde katil ya da katillerle karşılaştığı, aralarında uzun süre boğuşma yaşadığı, yüzünün defalarca evdeki pencere ve duvarlara vurulduğu ve yüzünde derin kesiklerin oluştuğu, boynuna bir el, göğsüne ise 4 el toplamda 5 el ateş edilerek öldürüldüğü belirlendi.
AYAKKABI VE TAKMA DİŞ BULUNDU
Evin oğlu Anıl Güner'in sosyal medya hesaplarından ve çevresindekilere "Elinde 1 milyon değerinde altını olduğunu" söylediğinin ortaya çıkmasının ardından Jandarma cinayetin hırsızlık amacıyla işlenmiş olabileceğini düşünerek soruşturmayı bu yöne kaydırdı.
Olay yerini titizlikle inceleyen ve her bir delili kayıt altına alan Olay yeri İnceleme ekipleri, kan gölüne dönen evde yerde tespit ettikleri 42 numaralı ayakkabı izine ve takma dişe yoğunlaştı. Elde edilen deliller ışığında harekete geçen Jandarma timleri, ayakkabı kalıp izini olay günü eve giren bir çok kişinin ayakkabı iziyle karşılaştırdı. Jandarma ayrıca alınan ifadeler doğrultusunda Güner Ailesi'nin uzun yıllar kapı komşusu olan ve daha sonra ailesiyle beraber Çorlu'ya taşınan Sarı lakaplı Berk E.'yi izlemeye aldı.
"BEN YAPMADIM" DEDİ
Berk E. Hayrabolu İlçesi'nde motosikletiyle seyir halindeyken yapılan yol kontrol sırasında gözaltına aldı. İfadesi alınmak üzere Uzunköprü Jandarma Karakolu'na götürülen ve ellerinde ve yüzünde derin kesikler bulunan Berk E. düştüğünü ileri sürerek hakkındaki suçlamaları kabul etmedi. Olayla ilgisinin olmadığını söyleyen Berk E. Güner ailesini tanıdığını fakat uzun süredir köye gitmediğini, olayı haberlerden öğrendiğini ileri sürdü.
TUTUKLANDI
Berk E.'nin ellerindeki kesiklerden ve çelişkili ifadelerinden yola çıkan tecrübeli dedektifler, Uzunköprü Cumhuriyet Başsavcılığı'nın verdiği talimatla Berk E.'nin Çorlu'daki evinde arama başlattı. Çorlu Cumhuriyet Savcılığı'ndan alınan izinle Tekirdağ Emniyet Müdürlüğü'ne bağlı polislerin evde yaptığı aramada yatak odasında kanlı elbiselerin yanı sıra evde 900 adet tabanca mermisi ve iki adet av tüfeği ele geçirildi. Yapılan incelemede evde bulunan Berk E.'ye ait ayakkabıların atındaki kalıp izi, cinayet mahallîndeki izlerle birebir aynı çıktı. Berk E'nin telefon sinyallerini de incelemeye alan Jandarma timleri, olay günü Berk E'nin telefonun Güner Ailesi'nin evinin yakında sinyal verdiği belirledi. Jandarma'da ifadesi tamamlanan Berk. E. cinayet suçlamasıyla çıkarıldığı nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderilirken, evde ve Berk'E'nin üzerinde yapılan aramalarda altın yada paraya rastlanılamaması cinayet sırasında başkalarının da olabileceği ihtimalini güçlendirdi.
"MOTOSİKLETTEN DÜŞMÜŞ"
Vahşet tüm Türkiye'yi ayağa kaldırırken katil zanlısı Berk E.'nin babası M.E. 'ye Sabah ulaştı. Oğlunun katil olabileceğine inanmadığını söyleyen baba M.E. o gün yaşananları Sabah'a anlattı. " O köyden bir kaç yıl önce iş için Çorlu'ya taşındık. Oğlum gündelik işlere gidiyordu. Geçtiğimiz ay evlendi. Bir hafta önce ehliyetine polis el koymuştu. Olay gününün sabahında Hayrabolu yakınlarında motosikletten düşmüş. Elini yüzünü temizleyip eve doğru yola çıkmış. Yolda Jandarma'nın rutin kontrolüne denk geliyor. Ehliyetsiz araç kullanmaktan ceza kesilip motosikleti bağlanmış. Arkadaşını arayıp kendisini eve bırakmasını istemiş" dedi.
"KENDİ ELLERİMLE TESLİM ETTİM"
Oğlunun ehliyetine el konduğunu eşinden öğrendiğini söyleyen M.E. " Eşime Berk'lere gitmesini ve dikkat etmesi konusunda uyarmasını istedim. Yakın mesafedeyiz. Eşim Berk'in evine gitti. Ben de yaklaşık yarım saat sonra telefon açtım. Eşim "ehliyeti konuşacak durumda değiliz Berk kaza yağmış gel bir de kendin gör" dedi. Gittiğimde Berk'in elinde ve başında yara vardı. Dengesini kaybedip, motordan düştüğünü söyledi. Biraz kızdım ama eşi olduğu için fazla bir şey söyleyemedim. İşe gitmek üzere evden ayrıldım. Jandarma Karakol Komutanı yolda telefonla aradı. Oğlumla bir ifade için karakola gelmemi istedi. İşte olduğumu söyledim. Berk'i arayıp Karakol Komutanı'nı ara "geleceğini bildirdim" dedim. Komutan tekrar arayıp acil gelmeniz gerek deyince eve dönüp Berk'i alıp karakola gittim" diye konuştu.
"MERMİLER BENİMDİ"
Karakol'da oğlunun 40 yıllık komşularını öldürmekle suçlandığını öğrenince şoka girdiğini söyleyen baba M.E., " Duyduklarıma inanamadım. Bizi sorguya aldılar. Berk olayla ilgisinin olmadığını, böyle bir şey yapmadığını söyledi. Evde bulunan kanlı kıyafetler Berk'in kaza yaptığı gün üzerinde olan kıyafetler. Evde 900 mermerinin olduğu doğru. Bulundurma ruhsatlı bir tabancam vardı. Bundan birkaç ay önce yanlışlıkla oğlumu vurdum. O gün silaha el kondu, mermilerde evde kalmıştı. Mermilerin bu olayla ilgisi yok" dedi.
"SÜTTEN ÇIKMIŞ AK KAŞIK DEĞİL"
Jandarma'nın olaydan sonra birçok evde arama yaptığını söyleyen baba M.E. 'Berk'in evi baştan olmak üzere köydeki evimiz, kendi evimiz ve berkin ananesinin evi didik didik arandı. Hiç birşey bulunamadı. Ben oğlumun katil olabileceğine inanmıyorum . Oğlum sütten çıkmış ak kaşık değil ama katil de değil. Adliye'ye götürülürken başım öne eğikti. Oğlum Jandarma'nın kolları arasında getirilirken başımı eğik görünce "Baba kaldır başını ben senin başını öne eğdirecek bir şey yapmadım" dedi. Berk'in bu sözlerine inanmak istiyorum" diye konuştu.