Antarktika seyahatinin son durağı için Horsheoe Adası'na doğru seyahatimiz sürüyor. Ancak yolculuğun ilk anlarından itibaren araştırmacılar çalışmalara başladı. Ekip lider yardımcısı Hakan Yavaşoğlu ile Oğuz Selbesoğlu, Küresel Uydu Konum Belirleme Sistemi istasyonu (GNSS) kurulumunu gemide yapmaya başladı. İlk aşama birkaç saatte tamamlandı. Biyolog Turgay Çakmak ile ekip lideri Prof. Dr. Ersan Başar botla denize açılarak su örnekleri aldı. Mühendis Üsteğmen Tuba Çınar ise su özelliklerine ilişkin ölçümler yaptı. Harita Genel Müdürlüğü'nün kuracağı GNSS istasyonu için Faroe Takım Adalarına nihayet ulaştık. Fizibilite çalışmasının ardından istasyonun Dismal Adası'na kurulmasına karar verildi. Üç kişilik ekip belirlenen alana istasyon kurulumunu gerçekleştirdi.
Horseshoe Adası'na ulaştıktan sonra bilim insanları adanın değişik bölgelerinde çalışmaya koyuldu. Adadaki ikinci günümde ben de araziyi tanımak için uzun bir yürüyüş yaptım. Türkiye'nin üssünün bulunduğu alanın hemen arkasındaki buzla kaplı dik yamacı aşıp kayalık bir bölgeye ulaştım. Bölgede iki küçük gölet ve ana kara ile denizin buluştuğu inanılmaz bir manzara karşıladı beni. Adadan kopan buz parçalarının üzerinde dinlenen foklar var. Heyecanla kıyıya inmeye çalışırken aniden bir Sukua kuşu önce başımın üstünde çığlıklar atarak dönmeye başladı. Belli ki yuvasına yaklaşmışım. Yuvasının nerede olduğunu anlamaya çalışıp yönümü belirlerken yeniden üzerime gelmeye başladı. Bu kez amacı saldırmaktı. Yere kapanınca üzerimden geçip gitti.
BALİNALARLA İLK TEMAS
Gemide seyir sürerken güverteden gelen bir haberle hepimiz yukarıda toplandık. Gelen bilgiye göre balina sürüsü geminin yanından geçiyordu. Güverteye çıktığımızda biraz hayal kırıklığı yaşadık. Çünkü balinaların yalnızca sırtlarını görme fırsatı bulabildik. Su üstünde çok fazla zaman geçirmeyen balinalar geminin de gürültüsünden rahatsız olmuş olacaklar ki kısa sürede ortadan kayboldular. Birkaç saatte hepimizi büyüleyen bir o kadar da üzen manzarayla karşılaştık. Denizin üzerinde yüzen devasa buz kütleleri küresel ısınmanın boyutunu gözümüze sokar gibiydi.
TÜRK ÜSSÜ
Dismal'de istasyonu kurduktan sonra fokların şaşkın bakışları arasında adadan ayrıldık. Bir sonraki durağımız Horseshoe Adası. Bu ada, Türkiye'nin ilk geçici Bilim Üssü'nün kurulduğu yer. Geçen kurulan bu üssü ilk kez göreceğiz. 24 kişilik ekipte üssü daha önce gören sadece 3 kişi vardı. Adaya 6 saatlik yolculukla ulaştık.
DÜNYADA BİR YER DEĞİL GİBİ
Çok şanslı biriyim. Bugüne kadar 6 kıtanın her birinde pekçok ülkeye gitme şansım oldu. Her birinin farklı özellikleri, farklı güzellikleri vardı. Çok sevdiğim, hayran kaldığım yapılar gördüm. Bazen de hayal kırıklıklarıyla can sıkıcı olaylara tanıklık ettim. Ancak bunların her biri bildiğim dünyaya dairdi. Bugün bir kez daha emin oldum ki Antarktika dünyaya ait bir yer değil! Doğası, havası, yaşayan canlılar aldığımız nefes hepsi çok başka. Bu nadide kıtaya hem bilim insanı hem de sefer lideri olarak gelen Karadeniz Teknik Üniversitesi Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ersan Başar sohbetimiz sırasında denizden plankton örneği topladı. Başar, 'Fito ve zoo plankton alansal dağılımlarının belirlenmesi' isimli projesini tam 4 yıldır sürdürdüğünü söyledi.
ANTARKTİKA'DA İLK TÜRK KADIN SUBAYI
Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi'nde görevli Üsteğmen Tuba Çınar, ekibimizdeki kadınlardan biriydi. Sefer ekibindeki en zorlu görevlerden biri deniz dibi haritalama çalışmasıydı. Bu çalışmayı yerinde görmek amacıyla bir günlük çalışmayı takip ettim. Tuba Üsteğmen ve iki denizci ile birlikte botla ben de denize açıldım. Saatlerce hatta günlerce botta yürütülen bu faaliyet ile Ulusal Antarktik Bilim Seferi'nde Antarktika Okyanusu'nda mümkün olan stratejik ve önemli bölgelerde deniz dibi haritalama çalışmaları yapılıyor. Geçen yıl Horseshoe çevresinde deniz derinliği taraması yapılarak haritası çıkarılmıştı. Haritalama çalışmasını bu yıl da sürdüren Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bu kez adaya ilk Türk kadın subayını gönderdi
YOKLAR KITASI
Kıtada hiçbir sürüngen hayvan yok. Deniz böceklerinin haricinde karada yaşayan tek bir böcek türü var. O da Belgica Antarktica. Daha ötesi Antarktika'da hiç toprak yok. Dolayısıyla kıtanın tamamında bir tek ağaç da bulamazsınız.
YARIN: DÜNYANIN SONUNDAKİ MÜZE - DENİZDEN GELEN IRMAK SESİ - DERİNLİK ALGISI KAYBOLUYOR