Fiziksel ve zihinsel gelişim geriliğine yol açan down sendromu, toplumda en sık görülen kromozal hastalıklardan biri. Gelişim geriliğinin neden olduğu hayat boyu engellilik durumu, kişide beklenen yaşam ömrünün de kısalmasına yol açıyor. Kesin bir tedavisi bulunmayan hastalıkta bireyin aktif bir sosyal hayatına sahip olması, yaşam kalitesini artıran en önemli etkenlerden biri.
"Act-Able" projesi de, son zamanlarda bu alanda yapılan en dikkat çekici çalışmalar arasında yer alıyor. İspanya, İtalya ve Türkiye'den 5 paydaşın yer aldığı projede, down sendromlu bireyler drama terapi yöntemiyle tiyatro eğitimi atılıyor. Katılımcıların fiziksel ve zihinsel gelişim göstermesinin hedeflendiği projenin Türkiye ayağı ise Uşak Üniversitesi İletişim Fakültesi tarafından yürütülüyor.
Yaklaşık 2 yıllık çalışmaların ardından projede sona gelindiğini ifade eden Act-Able Türkiye Koordinatörü Prof. Dr. Meral Özçınar, Floransa'da gerçekleştirilen toplantının ardından SABAH'a açıklamalarda bulundu.
SORUMLULUĞUMUZUN KARŞILIĞIYDI
"Hiçbir birey dünyaya sadece kendi ihtiyaçlarını karşılamak için gelmiş olamaz. Bu sorumluluğumuzun bir karşılığıydı Act-Able. Eleyici, ötekileştirici değil; dâhil edici, kapsayıcı bir anlayışla çalışmaya başladık. Uşak Üniversitesi ve İzmir Down Sendromu Derneği olarak, 2 yıl önce İspanya ve İtalya'daki paydaşlarımızla bu proje için Avrupa Birliği'ne başvurduk ve onay aldık. Act-Able Türkiye'de öncelikli hedefimiz down sendromlu çocukların motor kaslarını ve iletişim becerilerini geliştirerek topluma dâhil olmalarını sağlamaktı. Doç.Dr. Özlem Duğan, Dr. Öğretim Üyesi Duygu Ebru Öngen Corsini, Öğretim Görevlisi Kerim Dündar, kukla sanatçısı Deniz Özgökbel ve özel eğitim öğretmenleri ile birlikte İzmir Down Sendromu Derneği'nde üyesi 17 çocuğumuzun medikal hikâyelerini de takip ederek tiyatronun yanında ritim, kukla ve müzik gibi bir dizi etkinlik hazırladık."
YOL HARİTASI SANAT OLDU
Bizim önceliğimiz bir oyunu sahnelemekten çok tiyatronun iyileştirici gücüne inanmaktı. Oyun çıkarmak kadar oyun çıkarana kadar yolda öğrendiklerimizdi. Sanatın iletişim aracına dönüştüğü bir yol haritası izledik. Çocuklara kendilerini ifade etmelerini için doğru araçları sunduk. Konuşamadıklarını ama çok iyi dans ettiklerini gördük, iletişimin tek yolu sadece sözcükler olamaz diye düşündük. Drama terapi ile sanatın birçok kolunu izledik. Kendilerini en rahat nasıl ifade edebiliyorlarsa öyle çalıştık. Onlar da kendi hikâyelerini anlatmaya başladılar."
EVE KAPANMASINLAR
Act-Able Türkiye paydaşı İzmir Down Sendromu Derneği Başkanı ve projede yer alan down sendromlu 35 yaşındaki Serdal Rodoplu'nun annesi Gülnaz Rodoplu proje ile geride kalan 2 yıllık süreci SABAH'a anlattı. Oğluyla birlikte projede yer alan down sendromluların önemli bir gelişim süreci geçirdiğini ifade eden Rodoplu "Çocuklarımız artık toplum içerisinde çok daha özgüvenli. Toplum içine çıkmaya çekinen, kendi içine kapanan çocuklarımız artık sosyalleşmeye başladı. Birçok işlerini kendi başlarına halledebiliyorlar. Artık tiyatro denildiği zaman çocuklarımız çok mutlu oluyorlar." dedi.
Down sendromlu bireyler için anne ve baba bağının çok önemli olduğunu vurgulayan Gülnaz Rodoplu "Özellikle de 20 yaşından büyük çocuklarımız, okuldaki eğitimlerini tamamladıktan sonra eve kapanıyorlar, çok zor bir süreç geçiriyorlar. Biz dernek olarak bu noktada anne ve babaya çok önem veriyoruz. Anne baba çocuklarını getirirse çocuklar eğitim alabiliyor, getirmezlerse eve kapanıyorlar" ifadelerini kullandı.