Burun akıntısı, öksürük, ateş ya da baş ağrısı şikâyetiyle hastanelere başvuranların sayısında son dönemde ciddi bir artış yaşanıyor. Uzmanlar da son günlerde salgının boyutunun arttığını belirtiyor ve uyarıyor: "Hep korktuğumuz domuz gribi değil, maalesef daha ağır geçen H3N2 virüsü ile karşı karşıyayız. Her hasta en az 1 hafta dinlenmeli, risk grubundakiler mutlaka doktora görünmeli."
'DOMUZ GRİBİ OLSA DAHA İYİ'
Prof. Dr. Selim Badur: Grip aktivitesinde bir artış var ancak bu her kış olan ve beklenen bir dönemdir. Mevsimsel grip dediğimiz H3N2 virüsü ve H1N1 virüsü ağırlıklı bir salgın. Ancak biz çoğunlukla incelediğimizde H3N2 virüsünü görüyoruz. Aslında birkaç yıl önce adından söz ettiren ve domuz gribi olarak anılan H1N1 virüsü olsa daha iyi çünkü o daha hızlı geçiyor. H3N2 daha ağır geçiyor. Bu grip virüsü saptananların yüzde 80'inden fazlasında H3N2 virüsüyle karşılaşıyoruz. Yaklaşık 1 hafta istirahat etmek gerekiyor. Antibiyotiklerin maalesef etkisi yok. Antiviral ilaçlar bulguların ortaya çıkmasından itibaren 48 saat içinde kullanılması gerekiyor. Geç kalındığında pek işe yaramıyor. Aşılanmak için de henüz geç değil. Şubat sonuna kadar aşılanma yapılabilir.
'PİYASADA İLAÇ BULMAK ZOR'
Prof. Dr. Önder Ergönül: İnfluenza A ile karşı karşıyayız. Bu H1N1 ya da H3N2 virüsü olabiliyor. Domuz gribi dendiği zaman insanlara hala çok kötü geliyor ancak domuz gribi aslında hafif bir türdür. Daha geç geçen daha ağır seyreden bir tablo görüyoruz. Aralık başı, ortası gibi başlayan salgın şu sıralar en yüksek seviyeye ulaştı. Giderek sayılar artıyor. Evde istirahat, işe ya da okula rahatsızlık bitmeden dönmemek yayılma hızını da azaltır. Kronik rahatsızlığı olan, kalp hastaları, kanser hastaları, yaşlılar, hamileler mutlaka doktora danışmalı. Yalnız bir sıkıntı da ilacının piyasada pek bulunmaması. Etken madde oseltamivir içeren 3 ilaç şu anda piyasada çok zor bulunuyor. Hastalar boş yere de antibiyotik kullanmamalı.