Dokuzlar, Hürriyet'in 22 Mayıs'ta gündeme getirdiği çilek tarlasındaki hırsızlık olayıyla ilgili çeşitli kanallarda demeçler verdiğini ve konuyu ulusal kanallara kadar taşıdığını hatırlattı. Sosyal medyada bu demeçlerin mevcut olduğunu belirten Dokuzlar, Fatma Kaplan Hürriyet'in olayın takipçisi olduğunu beyan ettiğini ancak aradan geçen iki ayın ardından herhangi bir sonuç açıklamadığını ifade etti.
BU ŞEHRİ NEDEN ZAN ALTINDA BIRAKTINIZ
Dokuzlar, yapmış olduğu açıklamasında şu ifadeleri kullandı, "İzmit Belediye Başkanı Fatma Hanım, 22 Mayıs'ta iddia ettiği çilek tarlasındaki hırsızlık olayıyla ilgili kanal kanal gezip demeçler verdi.Ulusal kanala kadar çıktı. Sosyal medyada bunların hepsi mevcut ve bazılarını ekte paylaşıyorum. Bu röportajlarında olayı takip ettiklerini, sonucu kamuoyu ile paylaşacaklarını beyan ediyor. Aradan iki ay geçti, kendilerinden ses seda çıkmayınca dün biz konu ne oldu, ikinci hasat çürütüldü diye haberler çıkıyor hala konuşmuyorsunuz, çilekler çürüdü mü, çalındı mı diye sorduk. Cevap, "Memleketin meselesi bitti, çilek tarlası mı kaldı!" şeklinde oldu.Fatma Hanım, konuyu gündeme getirirken, günlerce konuşurken, bir şehri zan altında bırakırken iyiydi de, biz sorunca mı önemsiz oldu? Madem bu kadar önemsiz bir konuydu, günlerce neden konuştunuz. Bir şehri neden zan altında bıraktınız?
MEMLEKET MESELELERİ BİRKAÇ BEDEN BÜYÜK GELİR
İftiracı şimdi kim oluyor? diyerek sözlerine devam eden Dokuzlar, "Görevini yerine getirmeyip, laf ebeliği yapan mı? Size görevinizi ve sözlerinizi hatırlatan mı?
Köylerde jandadma mı, polis mi görev yaptığını bilmeyenler memleketi yönetiyor diye ne amaçla ve neden kullandığını anlamadığımız bir ifade de var açıklamasında.
Geçmişte de konuyu çarpıtmak için böyle şeyler uydururdu. Ama ektiği bir avuç çileği koruyamayan, becerip hasat edemeyen, hasat edip dağıtamayan ve öğrencilere burs verecektik, çileğimiz çalındı mazeretine sığınan bir anlayışa memleket meseleleri birkaç gömlek büyük gelir. Hatırlatırız. Değişmekten bahsediyor. Milleti aydınlatmak, zahmet edip açıklama yapmaktan artık vazgeçmiş, bunları yük görüyor olabilirsiniz. Ama biz milletimiz adına sormaya, sorgulamaya devam edeceğiz. Evet bu yönden değişmedik, değişmeyeceğiz. İşinizi size her hatırlattığımızda kızacaksanız, söylemeden gereğini yerine getirmeyi öğrenin. Ya da yapamıyorsanız, çok isteksiz aday olduğunuz bu görevi bırakın. Leyla Hanım filminin başarısızlığından da anlaşılacağı üzere, Fatma Hanım gerçek hayat hikayelerini anlamakta ve anlatmakta çok başarısız. Varsa yoksa ona hayali senaryolar. Hayali senaryo yazmayı da, oynatmayı da çok seviyor. Son açıklamasında da ortaya belge diye koyduğu şikayet dilekçesi. Hırsızlık olayıyla ilgili hala somut bir delil yok. Bu olay aydınlatılmazsa Fatma Hanım'ın özür borcu olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum"