Samsun Üniversitesi Özdemir Bayraktar Havacılık ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Aksu, kuraklığın son yıllarda Türkiye için önemli bir gündem maddesi olduğunu belirterek, "Ülkemiz dünya üzerinde çok büyük bir alanı kaplamamasına rağmen, aynı anda yersel olarak kuraklık çok farklılıklar gösteriyor. Bunun sebebi şu; ülkemizi etkileyen yağış sistemlerinin izledikleri yörüngeler, kuzey, güney, batı ve doğuda farklı etkiler yaratıyor" dedi.
"YAĞIŞLARDA YARI YARIYA AZALMA SÖZ KONUSU"
Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nün 3 aylık sıcaklık ve yağış verilerini de paylaşan Doç. Dr. Aksu, "Aralık ayı, uzun yıllar ortalama sıcaklıkları ülkemiz için 4.8 santigrat dereceyken; 2022 yılı Aralık ayı ortalaması 8 derece olmuş. 3.2 derece daha fazla sıcaklık gözlenmiş. Ocak ayına baktığımız zaman ülkemiz için 2.9 olması beklenen sıcaklık, 2023 yılı Ocak ayında 5.3 derece gerçekleşmiş. Ocak ayında ülkemizdeki en yüksek sıcaklık ise 24.2 derece ile Samsun'da görülmüş. Türkiye, son 53 yılda ocak ayında en yüksek ikinci sıcaklığı yaşamış. Yağışlara bakıldığında ise Türkiye geneli ocak ayı son 30 yılın ortalaması 69.8 mm iken; bu yılın ocak ayı ortalaması 33.2 mm olmuş. Yağışlar neredeyse yarı yarıya azalmış. Aralık ayında ise uzun yıllar Türkiye ortalaması 75.7 mm iken; Aralık 2022'de 36.3 mm yağış gerçekleşmiş. Yine yarı yarıya bir azalma söz konusu" diye konuştu.
"KURAKLIK SON 3 AYLIK VERİLERE BAKILDIĞINDA GÖRÜLÜYOR"
Kuraklığın çeşitli evreleri olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Aksu, "Analizlerimizde sadece ortalama civarında yağış alıyorsak, buna normal diyoruz. Ortalama altında aldığımız yağışlara göre de diğer evrelerle karşılaşıyoruz. Şu an Türkiye'de olağanüstü kurak ve çok şiddetli kurak olan bölgeler; Marmara, İç Anadolu, Orta Akdeniz, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi. Diğer bölgelerde de orta ve hafif şiddetinde kuraklıklar var. Sadece Ege Bölgesi'nin büyük kısmında ve Antalya bölgesinde bir kuraklık yaşanmıyor. Ülkenin büyük bir kısmında, çeşitli şiddetlerdeki kuraklık, son 3 aylık verilere bakıldığında görülüyor" dedi.
"YAĞIŞLI SİSTEMLERİN TÜRKİYE'YE GELMESİ MÜMKÜN OLAMIYOR"
Balkanlardan ya da kuzeylerden gelen soğuk ve yağışlı yörüngelerin engellendiğini anlatan Doç. Dr. Aksu, "Bu yörüngeler, zaman zaman engelleme ile karşılaşıyor. Son yıllarda bu engellemelerin sıklığında artış oldu. Omega blokajı artık halkın da literatürüne girdi. Bu, şu demek; subtropik bölgedeki sıcak hava Türkiye ve civarını yer seviyesinde etkileyebiliyor. Bu blokaj yerden 5-6 kilometre yukarda gerçekleşen bir hava olayı. Bu olay, Türkiye üzerinde kış aylarında engelleme, blokaj ile karşılaştığı zaman ülkeye yağışlı sistemlerin gelmesi mümkün olamıyor. Aynı zamanda subtropik bölgeden sıcak hava akışı da meydana geliyor. Gördüğümüz ortalama sıcaklıklardaki yükselme ve yağışsız durum, bu engellemeden dolayı kaynaklanıyor. Çünkü yağışlı sistemlerin Türkiye'ye gelmesi mümkün olamıyor. Daha kuzeyden geçiyorlar. Bize yağış bırakamıyorlar" diye konuştu.
"KURAKLIK; BİZİM İKLİMİMİZİN BİR PARÇASI"
Kuraklığın doğal bir afet olduğunu hatırlatan Doç. Dr. Aksu, "Neredeyse literatürdeki bütün afetlerle muhatap bir ülkeyiz. Bunların büyük bölümü de meteorolojik karakterli doğal afetler. Çok enteresan bir durum ile karşı karşıyayız. Aynı anda bütün kuraklık şiddetlerinin, aynı ülkede farklı yerlerde görünmesi; çok ender bir durum. Şu an ülkemizde olağanüstü kurak durumu da normal durum da yaşanıyor. Kuraklık; bizim iklimimizin bir parçası. Bu coğrafyada yaşadığımız sürece, bugüne kadar ne kadar yaşadıysak, bundan sonra da yaşayacağız. İklim değişse de değişmese de kuraklık; bizim iklimimizin bir parçası. İklim değişimi ise kuraklıkların şiddet, süre ve frekanslarında belirgin değişimlere neden oluyor" dedi.