Dilek Ertek olayı son dakika gelişmeleri ile gündemdeki yerini koruyor. Sevgilisi ile birlikte tatil için aiti'ye giden iş insanı Dilek Ertek, bindiği gemiden düşerek sırra kadem bastı. 20 gündür bulunamayan Dilek Ertek için gıyabi cenaze namazı kılındı. Bu kapsamda konu ile ilgili detayları öğrenmek isteyenler, ''Dilek Ertek kimdir, kaç yaşında, sevgilisi kimdir?'' sorularına yanıt arıyor. Öte yandan Ertek ile birlikte gemide olan ve ifadesi alındıktan sonra ülkesine dönen İsviçreli erkek arkadaşının kim olduğu da merak ediliyor. Peki, Dilek Ertek'e ne oldu, öldü mü, bulundu mu, son durum nedir? İşte, İş insanı Dilek Ertek olayı son dakika haberleri ve tüm gelişmeler…
1959 yılında dünyaya gelen Dilek Ertek, Beyoğlu'ndaki Avusturya Lisesi'nde okudu. Mimar Sinan Ünversitesi'nden mezun olan Dilek Ertek, New York'ta mücevher eğitimi aldı.
İş hayatına 1982 yılında ipek üzerine resim, desen ve tasarım yaparak başlayan Dilek Ertek, daha sonra kendi işini kurdu.
1995 yılında İstanbul'da ilk mağazasını açan Ertek, ünlü bir mücevher markasının dağıtımcılığını yaparken, kendisinin bir antika dükkanı bulunuyordu.
Dilek Ertek, 1982 yılında iş insanı Hüseyin Yalçınkaya ile evlendi. 2004 yılında boşanan çiftin Gökçe Atuk isminde bir oğlu var.
Bindiği kurvaziyer gemisinden 25 Ekim gecesi düşerek kayıplara karışan 71 yaşındaki işkadını Dilek Ertek'in cesedi hâlâ bulunamadı.
İşkadınının ölümü gizemini korurken oğlu Gökçe Atuk gazeteye verdiği vefat ilanıyla bugün gıyabi cenaze namazının kılınacağını bildirdi.
İlanda "Acı kaybımız, canım annem Dilek Ertek elim bir gemi kazasında vefat etmiştir" ifadeleri yer aldı.
Ertek için bugün Teşvikiye Camii'nde gıyabi cenaze namazı kılınacak.
Cemiyet hayatının tanınan isimlerinden ünlü işkadını Dilek Ertek, İsviçreli sevgilisi Artur Fuchberger ile tatil yapmak üzere gittiği Tahiti'de cruise gemisine bindi. Gemi, Pasifik Okyanusu'nda seyir halindeyken, sevgilisi Ertek'in kayıp olduğunu bildirdi.
Kameraların incelenmesiyle işkadınının balkondan aşağı düştüğü tespit edildi. Esrarını hâlâ koruyan olayın yaşandığı Norwegian Spirit Cruise gemisinde çalışan Türk görevli, sosyal medyada Ertek'in ölümüyle ilgili tespitlerde bulundu:
Olayı incelediğimde 2 kişinin birlikte tatile çıktığını, hatta doğum günü kutlaması gibi özel bir seyahat planı yaptıklarını görüyorum. Dilek Hanım ve sevgilisinin aynı kamaralarda kaldığını varsayarsak kayıp durumunun bildirilmemesini çok şüpheli buluyorum. Çünkü yolcu gemilerinde sık sık gün içi etkinlikler, eğlenceler düzenlenir, herkes birbirleriyle iletişim halindedir. Birbirlerinden haber alamayan kişiler ön büro kısmına haber verip anons yaptırırlar. Yani kayıp haberinin 20 saat sonra verilmesi kafa karıştırıcı.
Olayın bildirilmesi sonrasındaki inceleme kısmına en az 2 departman dahil olmuştur. Biri gemi güvenlik departmanıdır. Güvenlik görevlileri, yardımcı amirler ve güvenlik zabiti çalışanlarından oluşurlar. 7/24 devriye atar, gemideki yolcu ve mürettebat güvenliğinden bizzat sorumludurlar. Diğer departman ise 'surveillance' birimidir. Burada çalışan kişilerin görevi gemide bulunan güvenlik kameralarını takip etmek, ihtiyaç halinde inceleme yapmak ve rapor hazırlamaktır. Şüpheli kişilerin takibi rahatlıkla yapılabilir çünkü yolcu gemilerinde kör nokta yok denecek kadar azdır.
Yolcu sorgulanması standart prosedürdür. Birlikte seyahate geldiğin kişiden bihabersen ilk senin ne yaptığını sorarlar. Şüpheli gözlem altında tutulmuştur gemide çünkü ortada potansiyel bir cinayet var.
Gemi yönetiminin elinden geldiğini yaptığını düşünüyorum. Gerekenleri yapıp kayıtları incelemiş, olayın gerçekleştiği bölgeye intikal edip yerel denizcilik birimlerine haber vermişlerdir. Daha sonra rotalarına geri dönmüşlerdir çünkü bu bir seyahat gemisi, arama kurtarma birimi değil. Sorumlu oldukları binlerce yolcu var.
Kaza detaylarına gelirsek, gemide güvenlik gerçekten çok önemli bir konudur. Önlemler daha gemi yapım aşamasından itibaren göz önünde bulundurulur. Siz aslında etrafınızda güvenli duvarı ile çevrili bir fanus içerisinde seyahat edersiniz. Dilek Hanım'ın balkondan düşmesi kısmına gelirsek bu çok zor bir olaydır çünkü yanlışlıkla, kazayla, ayağın kayması vb. bir durum ile düşülebilecek yerler değillerdir. Balkonlar tümüyle camdan oluşur, parmaklık vardır.
Yükseklikleri rahatlıkla orta boylu bir insanın göğüs hizasına kadar gelir. Düşmek mümkün değildir. Atlamak için ise çaba göstermeniz gerekir çünkü ayağınızı üzerine atmanız kolay değildir. Sandalyeye çıkmanız gerekir. Alkollü birisinin düşmesi de düşük ihtimal. Ayrıca yolcuların yaptıkları harcamaların kayıtlarına ulaşılabilir. Dilek Hanım ve seyahat arkadaşının alkol alıp almadığı öğrenilebilir.
Dilek Hanım'ın mücevher ve kıymetli eşyalarının da kayıp olduğu yönünde iddialar var. Ancak Dilek Hanım gerçekten pahalı takı kullanma alışkanlığı olan biriyse muhakkak gemide geçirdiği zaman zarfında da bunları kullanmıştır. Mücevher takip takmadığı kamera kayıtlarından rahatlıkla tespit edilebilir.
Kişisel görüşüm Dilek Hanım'ın seyahat arkadaşının davranışlarının çok şüpheli olduğu yönünde. Cruise gemisinde tatil yapan, doğum günü kutlama planları yapan kişiler birlikte vakit geçirirler çünkü yolcu gemilerinde ayrı zaman geçirmek birlikte zaman geçirmekten daha zordur. Gemiden dışarı çıkmadığınız sürece aynı ortamda bulunmak zorundasınız, ister istemez sürekli bir araya gelirsiniz.
Tahmini mürettebat sayısının 700-800 olduğunu düşünüyorum. Tüm mürettebatı sorgulamak anlamsız. Kamaraların temizliğinden sorumlu mürettebatın çalıştığı yerler belirlidir. Onlara da muhakkak sorulmuştur. Bu tür durumlarla ilgili çok katı kurallar vardır gemide. Kamera kayıtlarının verilmemesi kısmına ise katılmıyorum, paylaşılmamaları için zorluk çıkarılmaz, belki resmi prosedürler olabilir.
Surveillance departmanının görevi güvenlik kameralarını an be an izlemek olsa da, gözlenecek yer çokluğu ve kamera sayısından dolayı meydana gelen olayları anlık yakalamak imkansız. Zaten bu yüzden sistemler düzenli yedek alırlar ve hiçbir kayıt silinmez. Olay saatinde söylenen 'bir karartının denize düşmesi' durumunun doğru olduğunu düşünüyorum çünkü ışığın durumu, düşen cismin hızı, kameranın konumu vb. faktörler kusursuz görüntü alma imkanı tanımaz. Tatbikat yapılsa, tanıdığınız biri suya atlasa dahi, görüntülerden kimliğini saptamak mümkün olmayabilir.
25 Ekim gecesi cruies gemisinin 11. katından düşerek kaybolan ve o günden bu yana ne canlısına ne de cesedine ulaşılabilen Dilek Ertek'in cinayete kurban gitmiş olma ihtimali de göz önünde bulunduruluyordu..
Olayın üzerinden haftalar geçmesine rağmen sır perdesi henüz aydınlanamadı. Kafalarda hâlâ bazı soru işaretleri bulunuyor. Ailesi mücevherlerin kayıp olduğu iddialarını yalanladı. Ancak oğlu Gökçe Atuk'a teslim edilen kişisel eşyaları arasında tek bir takı bile olmadığı söyleniyor.
Dilek Hanım'ın pasaportu, kredi kartları, hatta nakit parası bu eşyalar arasında. Fakat mücevher, saat, kolye, küpeye dair her hangi bir eşyası ortaya çıkmadı. Bu da 'Mücevherleri çok seven ve takısız bir yere gitmeyen biri, nasıl olur da Bora Bora'da doğum günü kutlamasına böyle sade gider' sorusunu gündeme getiriyor.
Yine Dilek Ertek'in gemiye bindiği gün kendisini deniz tuttuğu ve midesi rahatsız olduğu için odasına çekildiği, bu yüzden de gemideki kamera kayıtlarında pek fazla görünmediği iddiası, detaylı araştırmaya ışık tutmuyor. Ertek'in İsviçreli sevgilisi 74 yaşındaki mimar Artur Fuchberger'in kayıp ihbarını 20 saat sonra yapması da gizemini koruyor.
.Gemi yönetiminin Artur Fuchberger'i gözlem altında tutarken, sahil güvenliğe 4 saat sonra bilgi vermesi de cevap arayan sorulardan biri...Bir başka şaşırtıcı iddia ise olay sonrası ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılan ve ülkesi İsviçre'ye dönen 74 yaşındaki sevgili Artur Fuchberger'e o günden beri ulaşılamaması, 4 kızı olan ve ilk eşi vefat eden Fuchberger'in o günden beri ortadan kaybolması yeniden okları üzerine çeviriyor..