Mercanlar denizin "yağmur ormanları" olarak biliniyor. Maviliklerde "anahtar tür" görevi gören mercanlar dünyadaki en kalabalık ekosistemler arasında yer alıyor ve binlerce deniz canlısına ev sahipliği yapıyor. Denizlerdeki binlerce canlının barınma, yumurtlama ve beslenme gibi hayati fonksiyonlarını gerçekleştirebildiği çok önemli bir habitat oluşturuyor. Ekolojik denge için hayati bir rol üstleniyor.
Marmara Denizi de bu harika canlıların birçok türüne ev sahipliği yapıyor. Özellikle de dünyada sadece Akdeniz ve Marmara'da yaşayabilen "Gorgonlar" buradaki ekosistemin önemli bir parçası. Ancak bu çok kıymetli canlıların Marmara Denizi'ndeki nesli tehdit altında. İnşaat ve balıkçılık gibi beşeri faktörler nedeniyle son 10 yıl içerisinde çok sayıda mercan öldü. Denizdeki biyoçeşitliğin korunması amacıyla Sivriada ve Yassıada derinliklerinde yok olma tehlikesi geçiren mercanlar için 5 yıl önce önemli bir proje devreye sokuldu. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim görevlisi Doç. Dr. Nur Eda Topçu ve ekibi, Deniz Yaşamını Koruma Derneği (DYKD) iş birliğinde Transplantasyon (nakil) çalışması başlattı.
Derin mavilerde yaşam operasyonu | Video
300 KÖK MERCAN NAKLEDİLDİ
Sivriada ve Yassıada'da bulunan mercanlar bulundukları alandan alınarak titiz bir operasyonla Prens Adaları'nın en küçüğü olan ve halk arasında Neandros Adası olarak bilinen Tavşan/Balıkçı Adası'na taşındı. Neandros'un 25 ila 40 metre derinliklerine 300 kök mercan ekildi, bölgede adeta "suni mercan tarlası" oluşturuldu.
BÖLGE KORUMA ALTINA ALINDI
Suni mercan tarlasının da içerisinde bulunan bu bölge Marmara Denizi'ndeki biyoçeşitliliğin korunması amacıyla Nisan 2021'de cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle "Kesin korunacak hassas alan" ilan edildi. Neandros Adası çevresini kapsayan 7 bin 758 kilometrekarelik bu alan tüm denizcilik faaliyetlerine kapatıldı, bölgedeki hayalet ağlar temizlendi.
MÜSİLAJLA 2. YAŞAM SAVAŞI VERDİLER
Ancak taşınan mercanlar, geçtiğimiz sene patlak veren müsilaj kriziyle ikinci bir yaşam savaşı verdi. Deniz Yaşamını Koruma Derneği ile Nur Eda Topçu ve ekibi, müsilajla kaplanan mercanları hayatta tutabilmek için yeni bir çalışma başlattı. Düzenli aralıklarla suni mercan tarlasına dalan ekip, elleriyle mercanları temizleyerek nefes alabilecekleri zaman aralıkları oluşturdu.
CANLILIK GERİ GELDİ
Büyük emekler ve umutlarla yürütülen çalışmaların ardından ekip, mercanların nabzını tutmak için bir kez daha derin mavilere daldı. Tek tek incelenen mercanlardan güzel haberler geldi. Ekilen mercanlardan yüzde 75'i aşan bölümünün hayata tutunduğu ve 3-5 santimlik yeni mercan bebeklerinin oluşmaya başladığı kayıtlara geçti. Biyoçeşitliliğin canlanmasıyla ahtapot, mığrı ve orfoz gibi birçok canlı bölgede tekrar görülmeye başladı.
BİRÇOK ENDEMİK TÜR GERİ GELDİ
Deniz Yaşamını Koruma Derneği Başkanı Volkan Narcı: Tavşan Adası'nın korunması gerekli hassas alan ilanından sonra çalışmalara başladık. Mercanlar ekildi, hayalet ağlar temizlendi. Bir yıl içerisinde birçok endemik tür de buraya geri gelmeye başladı. Burada uzun zamandır görmediğimiz ahtapot, mığrı ve orfoz gibi deniz canlılarının buraya geri geldiği görüyoruz. Bu muhteşem bir şey. Demek ki insan eliyle yok etmediğimizde doğa tekrardan bize göz kırpabiliyor.
GENETİK OLARAK ÇOK ÖZEL POPÜLASYON
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Nur Eda Topçu: Yassıada'daki inşaat sürecinden sonra Sivriada da bir inşaat süreci olacağı söylendi. Oradaki mercanlardan minik parçalar alıp 13 kilometre uzaktaki Balıkçı Adası'na yerleştirdik. Amacımız Sivriada'dakiler eğer yok olurlarsa bölgedeki genetik çeşitliliği muhafaza edebilmekti. Çünkü bunlar genetik olarak çok özel bir popülasyon. Çalışmamızdan oldukça verimli sonuçlar aldık.
İZLEME İSTASYONU GEREKİYOR
Volkan Narcı: Bu yetmiyor, şimdi amacımız bu adanın üzerine bir kamera sistemi oluşturmak. Bu bölgede 7/24 faaliyetleri takip edebileceğimiz bir kamera sistemi oluşturmamız gerekiyor. Bir diğer düşüncemiz, su altına bu kameraların kurulması ve adada kurulacak bir istasyonla alanın sürekli kontrol edilmesi ve buradaki biyoçeşitliliğin devam etmesini sağlamak için önlemler geliştirmek.