Türkiye'yi yasa boğan Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremde Antakya'da yaşayan ve Antakya İlçe Sağlık Müdürlüğü'nde santral memuru olarak çalışan görme engelli Songül Arman'ın evinin bulunduğu 5 katlı apartman yan yattı. Araman, kızları İdem Su Araman (12), Beren Araman (8) ve kendisi gibi görme engelli olan kardeşi Hüseyin Boyar ile 3'üncü kattaki evlerinden sağ olarak çıktı. Songül Araman, depremin ardından kızları ve kardeşiyle Bodrum'da bir otele yerleştirildi.
Şiddetli sarsıntıyla oturdukları apartman yan yatarken evdeki birçok eşyanın devrildiğini belirten Songül Araman, 6 kardeşli ailede kendisi gibi irsi bir rahatsızlık nedeniyle görme engeli bulunan kardeşiyle birlikte yaşadıklarını anlattı. Deprem anında büyük panik yaşadığını anlatan Araman, "Evde erkek kardeşim, iki kızımlaydım. O gece saat 03.30 sıralarında kalkmıştım. Sarsıntıyı hissedince çocukların yanına ilerledim. Yaklaşık 3 ay önce hafif sallantılar oluyordu. Yine öyle olur zannettim. Deprem şiddetini artırdı" ifadelerini kullandı.
'BİNANIN YANA YATTIĞINI HİSSETTİK'
Depremde binanın yan yattığını hissettiklerini dile getiren Araman, "Çığlıklarımla ve bağrışımla kardeşimi de uyandırdım. Çocukları uyandırdım, o gece 3'ümüzde yatak odamda yatıyorduk. Daha önceki sarsıntıların verdiği tecrübeyle kızlarıma hayat üçgeni denilen pozisyonu öğretmiştim. Yatak odamın arkasındaki kapıya çöktük. Kardeşime de diğer odanın duvarına çökmesini söyledim. Sallantı bitmek bilmedi, çok zordu. Kabus gibiydi. Sallantı uzun sürdü. Sesler geliyor, duvarların çatlamasını duyabiliyorduk. Binanın yana yattığını hissettik. Çaresizdik. Çocuklarım kucağımda, 'Ne yapabilirim?' diye düşündüm. Bitsin diye dua ettim" diye konuştu.
'ŞEHRİ TERK ETMEK ZORDU, AİLEMİZDEN 13 KİŞİYİ KAYBETTİK'
"Bina yan yattığında bu kadarmış" diye düşünüyorsunuz diyen Araman, şöyle devam etti:
"Çok korkutucu bir şey. Her taraf dağılmıştı, aradığımızı bulamıyorduk. 15-20 dakika içeride kaldık. Kızlarım sayesinde deprem anında yönümüzü bulduk. Kızlarım ve kardeşimle el ele tutuştuk, ayakkabılarımızı giydik ve duvara tutunarak tek sıra halinde dışarı çıktık. Koskocaman mahalle sessizliğe bürünmüştü. Mahalleden birkaç kişinin sesi geliyordu. Daha sonra açık alana yöneldik. Binaların yıkılması nedeniyle bazı sokaklar kapalıydı. 5-6 saat o alanda kaldık. Şehri terk etmek zordu. Depremde ailemizden 13 kişi vefat etti. Köydeki eve gittik. Babam kümesleri boşalttı orayı ev gibi yaptık ve yaklaşık 10 gün orada kaldık. Soğuktu ve sarsıntılar devam ediyordu. Bodrum'a da kızlarım için geldik. Çünkü çok korkmuşlardı" dedi.
'YIKIM SESLERİNİ DUYUNCA KIYAMETİN KOPTUĞUNU DÜŞÜNDÜM'
Depreme uykuda yakalandığını belirten Hüseyin Boyar ise "Şiddetli sarsıntı sırasında ablama ve yeğenlerime ulaşmak istedim. Yıkılan dolaplar nedeniyle o anda onlara ulaşamadım. Civarımızdaki diğer binalar yıkıldı. Bizim bulunduğumuz bina yan yattı. O durumdan kurtulmak için dua ettik. Görme engelli olduğumuz için yeğenlerim bize göz oldu. El ele tutuşup, binadan çıktık. Yoğun bir yağmur vardı. Enkaz altında kalanlar yardım istiyordu. Biz canımızı kurtardık ama ailemizde ve yakınlarımız can kaybı oldu. Tarifi olmayacak acı bir durum. İnsan hem kendi canı hem de sevdiklerini düşünüyor. Dışarıdaki gürültü ve yıkım seslerini duyunca kıyametin koptuğunu düşündüm" ifadelerini kullandı.