Prof. Dr. Bektaş, Karadeniz Bölgesi'nde heyelanların genellikle aşırı yağışların ardından meydana geldiğini belirterek, "Bir hafta boyunca yağmur yağmamasına rağmen dağın nasıl aşağıya geldiği sorusu akıllara geliyor. Bunun en büyük nedeni, Kaçkar Dağları'nın kuzeye yani Karadeniz'e bakan yamaçlarının yer çekimine dayanamayarak çökmesidir. Başka bir deyişle, Kaçkar Dağı bütün olarak çökmektedir" ifadelerini kullandı.
Kaçkar Dağları'nın yüksekliği ve yamaç yapısının çöküşte önemli bir rol oynadığına dikkat çeken Bektaş, yaşanan durumu Erzincan İliç'teki maden kazasıyla aynı durum yaşandığını belirtti. Bektaş, "Erzincan İliç maden kazasında, maden yığını 200 metre yüksekliğe ulaştığı için heyelan meydana gelmişti. Eğer yükseklik 50-100 metre arasında olsaydı yer çekimi bu heyelanı oluşturamazdı. Kaçkar Dağları ise 4 bin metreye yakın bir yükseklikte. Bu nedenle, dağın kuzeye bakan yamaçları su ya da yağış olmaksızın yer çekimine yeniliyor ve kaymaya başlıyor" dedi.
Kaçkar Dağları'ndaki jeolojik hareketlerin yer çekimi etkisiyle gerçekleştiğini belirten Bektaş, son 25 gün içerisinde yaşanan üç önemli olayın bu durumu desteklediğini ifade etti. Bektaş, 15 Ekim Çamlıhemşin depremi; tamamen yer çekimine bağlı olarak çalışan bir fay nedeniyle oluştu. 19 Ekim Çayeli heyelanı; yer çekiminin etkisiyle meydana geldi. 8 Aralık Arhavi heyelanı da yağış olmamasına rağmen yine yer çekimi etkisiyle gerçekleşti. Bu üç olay, Kaçkar Dağları'nın kuzey yamaçlarında yer çekiminin etkili bir şekilde çalıştığını ve dağın çökmekte olduğunu gösteriyor" dedi.