Dünyayı iki yıldır kasıp kavuran koronavirüs pandemisinde 5 milyon 320 bine yakın kişi hayatını kaybetti. ABD'de 10 ölümden 8'i 65 yaş ve üstünde olurken, Avrupa'da ise tüm ölümlerin yüzde 30-60'ını yaşlı nüfus oluşturdu. Pandeminin ilk döneminde İtalya başta olmak üzere pek çok ülkede yaşlılar adeta ölüme terk edildi. Buna karşın Türkiye'nin yaşlıları her dönemde güvenilir ellerde oldu. Darülaceze gibi çok özel misafirleri barındıran bir kurum için bu süreç çok daha hassastı. Kurumda görevli İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Filiz Gültekin Tırtır, pandemi nedeniyle hiçbir yaşlı misafirlerini kaybetmediklerini belirtti. Kurumdaki misafirlerle tek tek ilgilenen Tırtır, onların bağışıklık sistemini güçlendirebilmek için gerekli vitamin, mineral desteklerinin verilmesini sağlıyor. Beslenme ve egzersizlerini düzenli şekilde yapıp yapmadıklarını bile gözlemliyor. Filiz Gültekin Tırtır, sadece hastaları olarak düşünmeyip aynı zamanda gönül bağıyla bağlı olduğu Darülaceze sakinlerini, pandemiden korumak için nasıl bir yol izlediklerini SABAH'a anlattı... İşte anlattıkları:
ONLARI KORUMAYA KAFA YORDUK: Pandemide en yüksek ölüm riski 85 yaş ve üstü bireylerde. İleri yaşla birlikte zayıflayan bağışıklık sistemi nedeniyle yaşlılar enfeksiyonlara karşı daha savunmasızlar. Bakıma, korunmaya muhtaç, kırılgan, ileri yaş bireylerin bakımını üstelenmiş bir kurum olarak zaten üst düzeyde olan sorumluluk hissimiz pandemide en üst düzeye çıktı. Sakinlerimizi en iyi şekilde nasıl koruyacağımıza kafa yorup o yönde adımlar attık. Koronavirüsün Türkiye'de ilk kez tespit edildiği 10 Mart 2020'de kurumumuzda 157 kadın, 314 erkek toplam 471 sakin vardı.
ZİYARETÇİ GİRİŞLERİNİ ÇOK ÖNCEDEN DURDURDUK: Onları korumak adına tüm ziyaretçi girişlerini Türkiye'de görülen ilk vakanın açıklanmasından önce durdurduk. Kuruma giren her personele ateş takibi yapıldı. Kişisel hijyen ve bina temizliği için eğitim verildi. Sakinlerin günde en az 4 kez ateş takibi yapıldı. Ateş yüksekliği gösteren sakinler tedbiren revirde takip edildi, gerekli görülenler hastaneye sevk edildi. Sıkça dokunulan yüzeyler sürekli olarak dezenfekte edildi. Personel 14 günlük sabit vardiyalı çalışmaya geçirildi. Kovid-19 belirtisi görülme ihtimaline karşı 'Sosyal İzolasyon Odaları' belirlendi.
Tüm personel ve sakinlerin sürekli olarak maske takması sağlandı. Hâlen hastanede farklı tanılarla tedavisi süren sakinlerin sosyal izolasyon ve kısıtlama tedbirlerine uygun olarak, ailesi olanların ailesinin yanında, mümkün olmaması durumunda Sosyal İzolasyon Huzurevinde takipleri yapıldı. Hastaneye herhangi bir nedenle yatanlar taburcu edilmesinden sonra en az 14 gün boyunca ildeki karantina kuruluşunda takip edildi. Sakinlere yiyecekler kullan- at özelliğindeki kaplarda servis edildi. Diyaliz, kemoterapi ve radyoterapi gibi zorunlu sebeplerle hastaneye gitmesi gereken yaşlılara personel refakat etti. Kuruma dönüşleri sonrası bulundukları odalar sosyal izolasyon odasına dönüştürüldü.
Kurumumuzda kalan kişilerin sevdikleriyle iletişimlerini sağlamak üzere görüntülü arama için cep telefonlarından faydalanıldı, sakinlere görüntülü çağrı yapma konusunda yardımcı olundu. Kullanılan tüm telefonların kullanım öncesi ve sonrasında gerekli dezenfeksiyon işlemleri yapıldı.
VİTAMİN TAKVİYESİ VE AROMATERAPİ UYGULAMASI
DR. FILIZ Gültekin Tırtır, yaşlıların beslenme düzeninden vitamin değerine kadar her şeyleri ile tek tek ilgilendi. Tırtır bu süreci şu sözlerle anlattı: İlk günden itibaren sakinlerimize D vitamini ve bağışıklık sistemine olumlu etkileri bulunan Omega 3 ve çinko takviyelerine başladık. Ayrıca antiviral etkinliği bulunan bazı uçucu yağlardan aromaterapi uygulamaları şeklinde faydalanıldı. Bağışıklık güçlendirici beslenme modeline geçtik. Diyette rafine şeker oranı hemen hemen sıfırlandı. Sebze-meyve ağırlıklı baharatlarla zenginleştirilmiş bir beslenme düzenlendi. Kurumumuzda pandeminin başından bugüne 10 sakin kurumda, 7 sakin hastanede olmak üzere 17 sakin vefat etti. Ancak kurumumuzda bugüne dek Kovid- 19 nedeniyle kayıp yaşanmadı.