2020 dünyada en sıcak yaz yaşanan yıl olarak kayıtlara geçti. 21'inci yüzyılda küresel ısınma ise 3 derece olabilir. Birlemiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) 2020 raporuna göre dünyada karbondioksit emisyonlarında Covid-19 pandemisinin neden olduğu düşüşe rağmen 21'inci yüzyılda sıcaklık artışı 3 dereceye doğru ilerliyor.
Küresel ısınmayı 2030'a kadar 2 derecenin altında tutmak için uluslararası toplumun yeşil seferberlik başlatması gerek. Çevre dostu enerjiler, ağaçlandırma gibi ekolojik önlemlerle iklime zarar veren sera gazı emisyonunun 2030'a kadar yüzde 25 oranında azaltılması ve küresel ısınmanın 1,5 derece kalması açık hedef. Bu yolda 21'inci yüzyılın ikinci yarısına kadar net sıfır emisyon hedefini belirleyen ülke sayısının artması ise cesaret veriyor. İklim değişikliğinden çok etkilenen ve bu yıl son 10 yılın en şiddetli kuraklık dönemini geçiren Türkiye'nin de gelecek kuşaklar için tedbir alması gerektiğine işaret eden Prof.Dr.Sevinç Asilhan "Alacağımız kuraklık tedbir ve stratejileri gelecek kuşakları da etkileyecek" diyor.
PANDEMİ SONRARI YEŞİL TOPARLANMA ŞART
UNEP 2020 Emisyon Açığı Raporu dün yayınlandı. Rapora göre; Covid-19 pandemisi iklim değişikliğini etkiledi. Raporda pandemi nedeniyle 2020'de emisyonlardaki yüzde 7 oranında düşüşün iklim değişikliğine etkisi gözardı edilebilecek düzeyde bulundu. Yani iklim eylemi açığını kapatmak için; pandemi sonrası yeşil toparlanma, 2030'da öngörülen sera gazı emisyonlarını yüzde 25'e varan bir oranda azaltabilir. Bu gerçekleşirse 2030'da emisyonlar, küresel ısınmayı 2 dereceyle sınırlama hedefine uygun seviyeye yaklaşabilir, daha fazla çabayla ise 1,5 derece hedefine indirilebilir. Ancak bu yıl karbondioksit emisyonlarında Covid-19 salgınının neden olduğu düşüşe rağmen dünya hâlâ 21. yüzyılda 3 dereceyi aşkın bir sıcaklık artışına doğru ilerliyor.
Prof.Dr.Sevinç Asilhan
YÜZDE 1 ZENGİN YÜZDE 50 YOKSULA DENK
Rapora göre; güçlü bir iklim eylemine uzanan yol da tüketici davranışlarının değiştirilmesinden geçiyor. Hem bireysel olarak hem de özel sektöre bu konuda çok iş düşüyor. Tüketime bağlı hesaplar, hane tüketiminin dünya çapındaki emisyonun yaklaşık üçte ikisinden sorumlu olduğunu gösteriyor. Raporun işaret ettiği bir diğer konu ise dünyadaki zenginlerle ilgili. Rapora göre; dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesimin neden olduğu emisyon miktarı, en yoksul yüzde 50'lik kesimin toplam emisyon miktarının iki katından fazlasına denk geliyor. Bu nedenle söz konusu zengin kesimin, Paris Anlaşması'nda belirlenen hedeflere uygun hâle gelmesi için karbon ayak izlerini 30 kat azaltması gerekiyor. UNEP Başkanı Inger Andersen, uluslararası iklim koruma çabalarıyla Paris İklim Anlaşması'ndaki hedeflerin hala birbirinden çok uzak olduğunu belirterek "2020 en sıcak yazın yaşandığı yıl olarak kayıtlara geçti" dedi.
YEŞİL EKONOMİDE 35 MİLYON İSTİHDAM
Küresel danışmanlık şirketi SYSTEMIQ da "Paris Etkisi: İklim Anlaşması Küresel Ekonomiyi Nasıl Yeniden Şekillendiriyor?" başlıklı rapor hazırladı. Raporda 2015'te imzalanan Paris İklim Anlaşması sonrasında artan düşük karbon yatırımlarının 2020'li yıllarda daha da büyüyeceği yer alıyor. Yeşil ekonomi kapsamında yatırımların gelecek 10 yılda 35 milyon istihdam yaratması öngörülüyor. Değeri 12,5 trilyonu bulan bin 500'den fazla şirket de net sıfır emisyon hedefliyor. SYSTEMIQ Kurucu Ortağı Jeremy Oppenheim raporla ilgili "2050 yanıltıcı derecede uzak görünebilir, fakat zaman düşündüğümüzden daha hızlı geçecek. Sıfır karbon emisyonlu teknolojiler ve iş modelleri, doğru politikalarla desteklendiği sürece 2030 yılına kadar birçok sektörde eski, yoğun karbonlu endüstrileri geride bırakabilir" uyarısında bulundu.
GELECEK KUŞAKLAR İÇİN AĞAÇLANDIRMA
Peki iklim krizini son dönemde susuzluk ve kuraklık riskiyle hisseden Türkiye'de durum ne? İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Sevinç Asilhan, tüm dünyanın kuraklıktan etkilendiğini belirterek "Türkiye'nin son 10 yılda bu yıl kuraklığın en şiddetli dönemini geçiriyor" dedi. Asilhan'a göre; kuraklığın yalnızca bu yıl değil, gelecek yıllarda da etkili olacağını unutmamak gerek. Çünkü alınacak kuraklık, tedbir ve stratejileri gelecek kuşakları da etkileyecek. Asilhan "Sürdürülebilir su kaynakları için doğal çevre, yeşil alanlar ve ormanlar korunmalı, ağaçlandırma yapılmalı" diye konuştu.
İstanbul'da pandemi nedeniyle uygulanan sokağa çıkma yasağı günlerinde hayvanlar doğayla başbaşa kaldı. O günlerde karbondioksit emisyonlarında ciddi düşüş görüldü.
FOTOĞRAF: Murat ŞENGÜL/SABAH