10 Eylül itibariyle, dünya çapında 900.000'e yakın insan, koronavirüsün neden olduğu yüksek derecede bulaşıcı solunum yolu hastalığı olan COVID-19 hastalığından öldü. Neredeyse hiçbir ülkede detaylı otopsiye müsaade edilmediği için bu yüz binlerce insanın kesin ölüm nedeninin corona virüs olup olmadığı bilinmiyor. Kesin olan tek gerçek ise, ölenlerin büyük çoğunluğunun ikinci bir ciddi kronik hastalığı olduğu…
Bu durum, kronik hastalığı olmayan birinde KOVİD-19'un ölümcül sonuca neden olmayacağı anlamına gelmese de tüm dünyada bilimin ve doktorların kabul ettiği gerçek, kronik hastalığı ve ileri yaşta olanların risk altında olduğudur. Virüsün neden olduğu sağlık sorunları, ilk ortaya çıktığı 2019 aralık ayından bu yana sürekli olarak değişiyor. Kimiz ağır belirtiler hafiflerken, hayati risk taşımayan belirtiler de ortaya çıkıyor. Corona virüsü belirtilerinin şiddeti kişiden kişiye değişse de, belirtiler genel olarak aynı şekilde ortaya çıkıyor.
Nisan ayında Science Dergisi'nde yayımlanan bir araştırmaya göre Çin'de seyahat kısıtlamaları uygulanmadan önce her 7 vakadan 6'sının fark edilmeden virüsün yayılmasını tetiklediğine dikkati çekildi.
Bilgisayar modellemesi kullanarak, Çin'in Wuhan bölgesinden başlayarak dünyaya yayılan salgının izlerini takip eden araştırmacılar, az belirti gösteren veya hiç göstermeyen "gizli virüs" taşıyıcılarının, hastalığı şu ana kadar teyit edilen vakaların üçte ikisine bulaştırdıklarını tesbit ettiklerini kaydetti.
Araştırmada, "Yeni tip Corona virüsü taşıyan insanların yüzde 86'sının tespit edilmeden toplumda dolaştığı" vurgulandı.
Raporun yardımcı yazarlarından Columbia Üniversitesinden Jeffrey Shaman, "Salgının yayılmasını sağlayan bu kayda girmeyen enfeksiyon vakalarıdır. Bu gizli taşıyıcıların çoğu hafif veya hiç belirti göstermiyor. İnsanlar üşüttüklerini sanıyor." ifadelerini kullandı.
Shaman, raporda ortaya çıkan sonucun, salgının patlak verdiği bölgelerde sosyal kısıtlamaların önemini gösterdiğini belirterek, "Bu gerçek (gizli taşıyıcılar), salgının önlenmesi için de ortaya büyük zorluklar koymaya devam edecek." değerlendirmesinde bulundu
Bu nedenle vatandaşların yalnızca kendisini değil çevresini de koruması amacıyla sosyal mesafe kurallarına önem vermesi ve maske takması büyük önem taşıyor...
Kuru öksürük: Virüs alt ve üst solunum yollarını etkilediği için en sık görülen belirti.
Yüksek ateş: Virüsün yol açtığı tahribatlar ve vücuda verdiği zarar nedeniyle aynı şekilde kuru öksürük gibi en sık görülen bir diğer belirti yüksek ateş.
Boğaz ağrısı: Yüksek ateş ve kuru öksürüğe oranla daha az görülse de solunum yollarına bulaşan virüsler bulaştığı bölgede ağrıya neden oluyor. Boğaz ağrısı da bu hastalığın belirtileri arasında gösterilebilir.
Nefes darlığı: Hastalığın ölümcül sonuçlar doğurmasındaki en büyük etkenlerden biri de oluşturduğu nefes darlığı. Özellikle solunum problemi olan hastalar, virüs nedeniyle artan nefes darlığına bağlı olarak yaşamlarını yitirebiliyor.
Yorgunluk: Virüsün vücutta oluşturduğu genel tablo nedeniyle hasta kendisini yorgun hissedebilir, kas ve eklem ağrıları yaşayabilir.
Baş ağrısı: Üst solunum yollarına etki eden virüsün nefes darlığı, boğaz ağrısı ve diğer belirtiler nedeniyle oluşturduğu etki dönem dönem baş ağrısıyla da baş gösterebiliyor.
Nezle ve ishal: Virüsün en az görülen belirtileri ise nezle ve ishal. Bu belirtiler çok az sayıda hastada ortaya çıkıyor.
Corona virüsü belirtileri burun akıntısı, öksürük, boğaz ağrısı, muhtemel baş ağrısı ve bazen de birkaç gün süren ateş olarak uzmanlar tarafından bildirilirken en yüksek risk grubunun bağışıklık istemi zayıf olan ve 60 yaşının üzerinde bireyler olduğunu unutmamak gerektiği bildirilmiştir.
İnsanlarda ölümcül sonuçlar doğurabilecek derecede ciddi olan bu salgından korunabilmek için en önemli detayın hijyen olduğunu unutmamak gerekir.
Solunum yollarına yerleşen bu virüsün semptomlarından biri de nefes darlığına neden olmasıdır.
Öte yandan kişilerde tat ve koku alma problemleri olduğu da tespit edildi.