Teknolojik cihazlar her geçen gün hayatımızda daha fazla yer kaplıyor. Uzmanlar, yetişkinlerde de ciddi şekilde artan dijital bağımlılığın çocukları daha fazla etkilediğini ifade ediyor. Telefon, tablet ve bilgisayar gibi teknolojik cihazların kullanımının özellikle son 20 yılda yetişkin, ergen ve çocuklarda belirgin olarak arttığını ifade eden Sağlık Bilimleri Üniversitesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Özalp Ekinci: "Çocuk ve ergenlerin teknolojik cihazlarla geçirdikleri zamanın artması bulundukları gelişim döneminde kabul edilemeyecek düzeye geldi. Bunun yanında artık çocuklar internetle birlikte pasif birer kullanıcı değil katılımcılar ve paylaşımlarda bulunuyorlar. Bu ergenlerin ve çocukların özgüven gelişimi, kimlik algısı, kimlik takvimi ile ilgili çok dikkat etmemiz gereken bir konu" şeklinde konuştu.
OYUN BAĞIMLILIĞI BAŞKA RİSKLER DE İÇERİYOR
Teknolojik cihaz kullanan çocukların büyük bir kısmında oyun bağımlılığı da olduğunu söyleyen Ekinci, "Oyun bağımlılığı kısmı ise başka riskler de içeriyor. Tanımadıkları yetişkin insanlarla oyun gibi bir paylaşıma girmeleri ailelerini ekonomik olarak kayba uğratmalarına, çocuğun uzun saatler ekran karşısında kalmasına, derslerine odaklanamamasına ve sosyal hayattan uzaklaşmasına sebep olur. Bütün bunların hepsi çok büyük bir işlev kaybı ve bozukluğa yol açar" ifadelerini kullandı.
HANGİ ÇOCUKLAR BAĞIMLILIĞA DAHA YATKIN?
Başlı başına teknoloji bağımlılığı diye bir tanı koymaktan ziyade bazı özellikleri olan çocuklarda bunları daha çok gördüklerini dile geitren Ekinci, şunları söyledi: "Akranları arasında yer bulamama, akran rekabetinde geride kalma, kimlik tatmininin tam gelişmemesi, sosyal becerilerinin kısıtlılığı, aile ilişkilerinde sorunlar, öğrenme zorlukları, dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik, öfke kontrol zorluğu ve utangaçlık gibi yakınmaları ya da psikiyatrik belirtileri olan çocuklarda teknoloji bağımlılığını daha çok görüyoruz. Depresyonu olan çocuklar da ekran karşısında daha fazla zaman geçiriyor. Psikiyatrik belirtileri olan çocukların erken teşhis ve tedavisi çok önemli. Bağımlılığı önlemek için sınırları doğru koymak gerekiyor. Çocuklar 4 yaşına kadar teknolojik cihazlarla karşı karşıya kalmamalılar. 4-5 yaş grubunda en fazla yarım saat anne baba gözetiminde kullanılabilir. 5 yaştan sonra günde 45 dakika, sonra 1 saat olmalı. Ergenlerde de hafta içi 1-1 buçuk saat, hafta sonu da 2-2 buçuk saat gibi bir süre koyulabilir. Bu süreler şimdiki çocuklar için düşünülemeyecek kadar az."
TEKNOLOJİK CİHAZLARIN YERİNE NE KOYACAĞIZ?
Teknolojik cihazlar karşısında çocukların kendini iyi hissettiğini ve kullanmaktan zevk aldığını bunun da bir süre sonra bağımlılık haline geldiğini söyleyen Ekinci, "Bizim burada ihtiyacımız olan şey teknolojik cihazlar yerine çocuğun gelişimine uygun olan etkinlikler koymak. Bunların biri spor, diğeri de sanat faaliyetleri. Bunların hepsi baştan itibaren kullanıldığında çocuğun teknolojik cihazlara bağımlı olmasını belirgin olarak önler. İnsanları incelediğimizde her ortamda başları öne eğilmiş bir şekilde ellerinde telefonla ilgileniyorlar. İletişim artık ne yazık ki karşılıklı etkileşimden teknolojik cihazlarla paylaşıma girmiş durumda. Bu da aile içi iletişimi etkiliyor. Çocuğun kendini ifade etme becerilerinin sınırlanmasına yol açıyor. Çocuğun akran ilişkilerinde sosyal becerilerini tam geliştirememesine sebep oluyor. Aile birbirini yeteri kadar tanımıyor ve çocuk kendisini yeterli düzeyde ifade etme imkânı bulmadığı zaman bir anda ortaya çıkıyor her şey. Bunu engellemek için teknolojik cihazların hiç olmadığı saatleri artırıp, çocuğun kendini ifade etmesine olanak vermek lazım. Burada da çocuk anlatacak anne baba dinleyecek. Öğüt verme gibi değil çocuğun kendini ifade etmesine olanak vermek" ifadelerini kullandı.
12 YAŞINA KADAR SOSYAL MEDYA HESABI OLMAMALI
Yaş sınırının önemine vurgu yapan Ekinci, "12 yaşa kadar bir çocuğun kendi başına kullandığı bir sosyal medya hesabı olmamalı, gelişimine uygun değil. Anne babalar her an değil ama bazen 'Telefonunu getir bir bakmak istiyorum' diyebilirler, bu son derece normaldir ve gereklidir. Fakat bunun dozunu kaçırdığında çocukta ailesinin kendisine güvenmediği algısı yaratabilir ve bu durum olumsuz bir etki gösterir. Çocuk 'Annem kimi zaman benim gelişimim ve risklerden korumak için telefonumu alıp bakıyor' diye düşündüğünde bu durum çocuğu olumsuz etkilemez. Güvensizlik noktasına getirmeden sınırı iyi korumak lazım" dedi.
"TEDAVİ NOKTASINA GELMEDEN ÖNLEMEK GEREK"
Bağımlılık belli bir boyuta geldikten sonra tedavinin daha uzun ve meşakkatli olabileceğini söyleyen Ekinci, "Erken dönemde sınırları kuralları iyi koyup çocuğun gelişimine uygun hobi, spor ve sanat etkinliklerini oturtup, anne baba olarak çocukla yakın etkileşimde olan, çocuğun sosyal becerilerini ve gelişimini olanak veren ailelerde bu problemler çok daha az olur. Tedaviden noktasına gelmeden önceden önlemek gerekir" diye konuştu.
ÇOCUKLARIN BAĞIMLI OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR?
Çocukta teknolojik cihaz bağımlılığı olup olmadığının anlaşılması için günlük kullanım süresinin çok önemli olduğunu ifade eden Ekinci, şöyle devam etti: "Örneğin bir ilkokul çocuğu 4-5 saat ekran karşısında vakit geçiriyorsa hatta aileler 'Biz zorlamasak hiç kalkmıyor' diyorsa bağımlılık var demektir. Kullanım saati, teknolojik cihazın başından kalkması istendiği zaman çocuğun vereceği tepki, kullanımını ne kadar bırakabildiğini değerlendirmek lazım. Çocuğun akademik başarısı, sosyal ilişkilerinin ne kadar sınırlandığı gibi bozuklukların hepsinin irdelenmesi lazım."